Tüm algoritmalar sürekli doğal seçilimin kalite kontrolünden geçer. Yalnızca ihtimalleri doğru hesaplayabilen hayvanlar gelecek nesillere genlerini aktarabilir.
Önceden altın madenleri, buğday tarlaları ve petrol kuyuları gibi maddi varlıkları temel zenginlik kaynaklarıylken, bugün en büyük zenginlik kaynağı bilgi haline geldi. Savaşla petrol kuyuları ele geçirebilirsiniz, ama bilgiyi bu yolla elde edemezsiniz.
İki kere ikinin dört ettiğini nereden biliyorduk ki? Yer çekimi diye bir şey olduğunu nereden biliyorduk ki? Madem geçmişte dış dünya da yalnızca zihinlerdeydi, madem zihin de denetlenebiliyordu, söylenecek ne kalıyordu ki geriye?...
Özgürlük iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse arkası gelir.
"... Ayakkabı vurduğunda ayağının arkasında bir yara açılır, çorap giydiğinde o yara çoraba yapışır, çorabı çıkardığında kabuk kopar ve tekrar kanar. İyileşmesi zaman alır. Ayakkabıyı çorapsız giyemezsin, çorapla giysen yine yapışır. Aile yaraları biraz böyledir. Yürümekten vazgeçemezsin ve attığın her adımda canını acıtmaya devam eder. Biz kırk yılımızı o yarayla geçirmiştik, şimdi sanki o kabuğun kuruduğunu hissediyorduk, hala duruyordu ama yapışmıyordu."
Son yıllarda ülkemizde popüler ola bu işte: Cehaleti kutsamak. Ve bu nahoş davranışları hoş görmeyenleri elitistlikle suçlayıp linç etmek. Bilgili ve topluma mesafeli bireyleri majinalleştirirken, eline tek kitap almamış, cehaletinin farkında bile olmayan yığınları yüceltmek.
... hepimiz bir başkası için demodeyiz. Hiç kimse veya hiçbir şey daima zirvede kalamaz. Öyleyse hayatın anlamı zirvede değil, daha aşağılarda, belki yerin bilmem kaç metre dibinde. Tam da bu yüzden acı ve keder olgunlaştırıyor. İmajın ve ambalajın anlamını yitirdiği, sevdiğin insanla sıkıcı bir akşam sıkıcı bir film izlemenin kıymetinin anlaşıldığı o yalnız ve leş çukurlar.. sanırım anlam oralarda.
"Septikler inkarcı değiller, ayrıca, 'kuşku duymak' kabul etmemek, her şeyi inkar etmek anlamına da gelmiyor. Kuşku duymak körü körüne, gözü kapalı şekilde ve konuyu incelemeden, doğrudan inkar etmek, kabullenmemek demek değildir.
"Hayattaki aşırı düzensizliğin başlıca nedenlerinden birisi herkesin hayatta iyi bir düzen kurmaya çalışması, fakat hiç kimsenin hayatın kendisini düzene sokmak istememesidir."
Lev Tolstoy
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsininde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi.