Ekonomik hayatın üzerinde kontrolün yok,çünkü iş sahibi olman bile pamuk ipligine bağlı; bir işin varsa da, işyerine gidip orada haftada kırk,elli,altmış,seksen saat geçiriyorsun. Özgürce konuşma hakkın yok. Herhangi bir konuda oy verme hakkın yok.Kaygı ve depresyon bir tür biyolojik arıza filan değil, bu durum karşısında gayet akla uygun tepkiler. .... oysa kontrol sahibi olduğunuzda, o işe anlam vermeye başlayabiliyorsunuz.
Hayatınızda neyi neden yaptığınıza rehberlik eden tüm değerleri bir pasta gibi düşünmeniz gerekiyor. Materyalizmi ve statüyü saplantı haline getirdiğinizde o dilimin boyutu artıyor.
Örneğin: ofiste kalıp çalışmaya devam edebilirim ya da eve gidip çocuklarımla oynayabilirim. İkisini birden yapamam. Materyalist değerlerime büyükse ofiste kalıp çalışırım. Aile değerlerim daha büyükse eve gidip çocuklarımla oynarım. Bu materyalist insanların çocuklarını önemsemiyor anlamına gelmez ama materyalist değerler büyüdükçe diğer değerler ister istemez daha az yer kalacaktır.
Bir reklam ajansı müdürü '' en iyi reklamcılık insanlara o ürüne sahip olmadıkları takdirde kendilerini ezik hissettirir. Reklamcının işi duygusal zaafları deşmek '' demiştir.
Kültürümüzün bebeklikten başlayarak bize yapmamızı öğrettiği şeyleri yapıyorlar. Reklam sloganlarının ete kemiğe bürünmüş hali gibiler.
Yargı devletin üstlendiği bu alandaki görevi ve temel bir fonksiyonu ifade ederken;yargılama bu görevin yerine getirilmesi faaliyetini ve tüm süreci anlatmaktadır.
Devlet hastaneleri cidden çok kötü , Kocaeli Diş H. Üniversitesinde restoratif bölümünde uyuşturmadan yapılan dişimi ilk gittiğim devlet hastanesi endodonti bölümüne yönlendirmişti.Boşu boşuna orada oturup para alıyorlar. Burada 4. Sınıf öğrencisi yapıyor o yapamıyor.
Bilet alıcam otogarda gişeci abi,ya da başka şekilde iletişim kurduğum herkes okuyup napıcaksın ki baba parası ye koca parası ye diyor:)))
Zorlanıyoruz vs diyor... Baba parası yok kocaya da güven olmaz zaten okumak sadece bunun içinde olmaz.;-)
En favori kitaplarıma psikoloji alanında Kaybolan Bağlar kitabından sonra eklenen bir kitap oldu benim için. Her alanda evlilik,cinsellik,sorunlu çocuk eğitimi,yaşam üslubu,ilk prototiplerin hayatımıza büyük etkileri hakkında çok güzel bir kitap. Kitabı bitirdim ancak biraz zaman geçtikten sonra altını çizdiğim yerleri tekrar okumayı düşünüyorum. İyi okumalar.
Yaşama SanatıAlfred Adler · Say Yayınları · 20062,574 okunma