Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Feroli
Feroli
@feroli
Öğretmen
Üniversite
12 okur puanı
Mayıs 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Yazım dili zaman zaman karmaşıklaştığı ve insanın kafasını karıştırdığı için biraz puan kırdım. Fakat dilinin çok akıcı olduğunu söyleyebilirim. Kitabı klasik yapansa kesinlikle dayandığı güzel fikir. Ayrıca uzay seyahtine farklı bir pencereden bakıldığı kesinlikle söylenebilir. Konu tam da işlenmesi gerektiği gibi işlenmiş ve tadında bırakılmış. Tıpkı bilimde bir çok şeyin cevabının alınamaması gibi kitapta da bir çok olgu açık uçlu bırakılmış ve cevapları yok. Bu da kitabı mükemmel hale getirmiş diyebilirim. Gözünüz kapalı alın ve okuyun.
İnsan Charles Dickens okuyunca neden bazı eserlerin klasik bazılarınınsa sonsuza kadar unutulacak olan eserler olduğunu anlıyor. Çünkü yazarı günümüz " bazı yazarlar" dan ayıran bir fark var kendisi edebiyat yapabiliyor. Okuduğum çoğu kitapta ya olay güzel, dil kötü ya da tam tersiydi. Dickens ise sizi dilin dolambaçları yollarına sokuyor. Bazı cümlelerin hem bu kadar uzun hem de bu kadar anlamlı olabilmesine şaşırıyorsunuz. Eğer bir durum tasvir edilecekse Dickens bunu sayfalarca yazabilir ve okurken sıkılmazsınız. Eminim yazara dünya üzerindeki herhangi bir konu da verilse onu şiirsel anlatabilirdi. İnsan Dickens'a baktıkça yazmanın ne demek olduğunu anlıyor. Kitabın konusu ise bu şiirsel anlatımla sonsuza kadar hatırlayacağınız bir hikaye. Hayatınız her döneminde okumak isteyeceğiniz bir masal. Kişinin yaşı ne olursa olsun her zaman yapması gereken vicdan muhasebesini anlatıyor. Nasıl ki Franz Kafka'nın Dönüşüm kitabının ilk cümlesini kulaktan duyarsanız büyünün bozulması gibi Dickens da çok etkili bir giriş yaptığı için konusunu burada anlatmak yazara saygısızlık olur. Kitabı gözünüz kapalı alıp okumalısınız. Bitirdikten sonra da kalbinizin sıcacık olacağından emin olabilirsiniz.
Gayle Forman'ın diğer kitaplarının aksine daha derin olmuş. Karakterle birlikte biz de o umutsuzluğu yakalıyoruz. Bu açıdan dili güzel olsa da edebi açıdan pek bir şey vaadetmiyor. Baş karakterini bu kadar derinleştirdikten sonra kitabı mutlu sona bağlayabilmek için aynı karakteri harcamasını da kitabın satış oranını arttırmak için yaptığını düşünüyorum. Sırf insanlar iyi hissetsin diye kitabın sonu harcanmış maalesef. Yine de kendinizi mutsuz hissettiğiniz bir zaman diliminde okursanız -konusu intihar bile olsa- moralinizin düzeldiğini hissedeceksiniz.
Okur Takip Önerileri
Yazarı daha önce hiç duymamıştım. Aynı şekilde yayınevini de. Ama kitabın ismini duymuştum biraz övülmesinden biraz da ismi çok ilginç geldiğinden okuma kararı aldım. Kitap günümüzün en büyük sorunlarından biri olsa da her yıl istatiksel olarak artış gösterdiği halde, maalesef sadece Türkiye için değil tüm dünya tarafından hasır altı edilmeye çalışan "çocuk mahremiyeti" kavramını işliyor. Ama kitabın en sevdiğim özelliği benim gibi bu konuda bilinçli, yaşı büyüklerden ziyade okula giden, bilinçsiz çocuklarımıza daha çok hitap edebilmesi oldu. Mahremiyet kavramını anlatmak her zaman zordur, roman bu zorluğu ortadan kaldırıyor. Yazar tüm o korkunçluğu yumuşatabileceği en iyi şekilde yumuşatıp bize bir çocuğun ağzından hitap ediyor. Böylelikle kendimizi mağdurun yerine daha rahat koyabildiğimiz gibi ne yapacağımızı da öğreniyoruz. Yumuşak anlatımı ve hikayeyi iyi kurgulamasıyla kesinlikle okunması ama en çok da çocuklarımızın okuması gereken bir kitap.
Okuması çok keyif veren ve hızlıca okunabilen bir roman. Olayları hızlıca geçmemesi detaylıca anlatması ise başka bir artısı. Ama kitap bize ne katıyor? Edebi veya yazınsal hiç bir artısı yok. Yazar olsun olmasın herkes bu şekilde yazabilir. Konuysa evet belki bizi o ilk aşklarımıza duyduğumuz özleme götürüyor ama o kadar çok havada kalmışki... Yazar suya sabuna dokunmak istememiş. Hitap ettiği kitlenin yaş aralığının düşmesini istemiş. Araya müzik sıkıştırmış popüler olması için. Yani yazar çok satmak istemiş. Nitekim başarılı da olmuş. Kitabın sonunu da bir yere bağlayamamış. Sanki romantik film senaryosu yazıyormuş gibi ağlayalım istemiş sadece. Eğer sadece zaman öldürmek istiyorsanız okuyabilirsiniz.
Kitap ilk okumaya başladığınızda sıkıcı geliyor ve dayanamıyorsunuz. Özellikle ana karakterlerin davranışları sizi sinir ediyor ama okudukça karakterlerdeki psikolojik alt yapıyı anlamaya başlıyorsunuz. Üstelik Kurtuluş Savaşı döneminde böyle olayların olması sizi dehşete düşürüyor. Bu dönemi hep savaşla, acıyla, mutsuzlukla bilen bizler için savaşın bir başka yüzünü de bize gösteriyor. Yine de ana karakterlerden Necdet'in karakterinin daha detaylı incelenmesini ve oldu bittiye getirilmemesini isterdim. Yakup Kadri'nin dili hiç okumayan biri için alışması biraz zor gelebilir ama biraz okuduktan sonra çok hoşunuza gidecektir.
Yeni çıkan yazarlardan belki de iyisi diyebilirim. Edebi yönü ve kurgusu ustalıkla yazılmış. Ayrıca çağı çok iyi yakalamış bir kitap. Eğer sizde uzun zamandır bir kitabı bitirmekte zorluk yaşıyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. İnsanı kitap okumaya ilk başladığı zamanlara götürecek cinsten bir roman.
