Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Büşra Güneş

140 syf.
·
Puan vermedi
Mehcer (göç) edebiyatının önemli isimlerindenmiş Mihail Nuayme ama biz genellikle ondan daha popüler olan Halil Cibran'ı biliriz Ermiş'iyle. Nuayme Cibran'dan etkilenmiş hatta bir Halil Cibran biyografisi kaleme almış. İkisinin anlatılarında da tasavvufi ögeler baskın. Geçmişini tamamen unuttuktan sonra sessizlik orucu tutan ve inzivaya çekilen Arkaş'ın günlüğünü okuyoruz. Arkaş hem kendini arıyor hem de bulacağı şeyden içten içe ürküyor. Haklı da bir sebebi var. Başarılı bir üstkurmaca örneğiydi bence Mihail Nuayme ile tanıştığıma sevindim.
Kendini Arayan Adam
Kendini Arayan AdamMihail Nuayme · Kaknüs Yayınları · 2015467 okunma
Reklam
129 syf.
·
Puan vermedi
"Okuduklarımı sil" tuşu olsa direkt basarım, o derece rahatsız edici bir kurgusu var. Başlangıçta Jack'i okurken bir Holden Caulfield daha okur muyuz dedim ama alakası yokmuş. Kitabın sonuna kadar malum olan olmasın diye diken üstündeydim. Ensest hiçbir sanat eserinde konu olarak kabul edip sindirebileceğim bir şey değil. Özellikle de böyle güzellenmesi. Kitabı kütüphanemde tutmayı bile düşünmüyorum.
Beton Bahçe
Beton BahçeIan McEwan · Sel Yayıncılık · 2010143 okunma
142 syf.
·
Puan vermedi
Kişisel bir önyargı hasebiyle daha önce hiç Susanna Tamaro okumamıştım. İlk kitap olarak iyi bir seçim değilmiş sanırım. Yazar da önsözünde bu kitabı üslup bakımından diğerlerinden ayırıyor. Sonrasında baş kahraman Ruben'in kendisinin eksik yanlarının bir yansıması olduğundan bahsediyor. Yer yer büyülü gerçekçiliğe göz kırpan bölümleri vardı ve hoştu. Yine de anlamlandıramadığım bir boşluk sezdim kitapta.
Aklı Bir Karış Havada
Aklı Bir Karış HavadaSusanna Tamaro · Can Yayınları · 2014200 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
72 syf.
·
Puan vermedi
Beş kısa öyküden oluşan minicik bir kitap ama etkisi cüssesinden büyük. Kalbi olan gramofon, kaputun üzerindeki yüz, Üsküdar'daki Kâbe imgeleri zihnimde kalıcı olacak gibi.
Yıldızlı Çukur
Yıldızlı ÇukurSalih Tokgözoğlu · Epona Kitap · 202118 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
Füruzan'ın vefatından önce yayınlanan son öyküleri olması bakımından önemli bir kitap. Öykülerin ortak bir teması ya da mekân/zaman gibi bir öğesi yoktu. Kitaba adını veren ilk öyküden ziyade bir halk hikâyesine dayanan ikinci öyküyü sevdim. Önceki öykülerini okuyalı epeyce zaman geçtiğinden bir karşılaştırma yapamadım ama kalemini özlemişim.
Akim Sevgilim
Akim SevgilimFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 2023292 okunma
Reklam
212 syf.
·
Puan vermedi
Fareler ve İnsanlar'ı okuyanlar bilir Lennie hafif saf bir koca adamdır. Yukarı Mahalle Lennie gibi adamlarla dolu. Çoğu evsiz ve rahat durmadıkları için sürekli hapse düşüyorlar. Ta ki içlerinden biri olan Danny'ye ailesinden bir ev miras kalıncaya kadar. Bir çatının birleştiriciliğinde bu adamların ehlileşmesini okuyoruz. Başta o kadar güdülerine göre hareket ediyorlar ki bunu bir evcilleşme hikâyesi olarak bile niteleyebiliriz. Özellikle Korsan'ın hikâyesi benim unutulmazlarım arasına girdi. Yer yer bir masal okuyormuş hissine kapıldım. Steinbeck'in o yağ gibi akıp giden üslubunu da eklersek çok tatlı bir okumaydı.
Yukarı Mahalle
Yukarı MahalleJohn Steinbeck · İletişim Yayıncılık · 20222,107 okunma
555 syf.
·
Puan vermedi
·
31 günde okudu
Shirley, Charlotte Bronte'nin henüz kız kardeşleri hayattayken başladığı ve onlar vefat ettikten sonra bitirdiği bir kurgusuymuş. Okuma süreci boyunca bu gerçek aklımdan çıkmadı maalesef. Bu talihsiz olaylar gidişatı nasıl etkiledi diye düşünmeden edemedim. Yazar bu bir aşk hikâyesi değil diye başlıyor romana ama biz buna inanmıyoruz. Evet bir aşk hikâyesi var ama ön planda olan o değil. Sanayileşme sürecinin halkı ve fabrika sahiplerini nasıl etkilediği, kadınların mevki ve güç sahibi olsa da hafife alınması, evlilik ve aile kurumunun altyapısına eleştiriler gibi toplumsal meseleler çok daha fazla öne çıkıyordu. Hatta belki de bu yüzden aşk hikâyeleri okura çok da geçmiyor. Yaşadığı dönemde yazar için bunları bu kadar sivri dille yazmak kolay olmamalı. Yazar ara sıra kurgudan başını uzatıp bizimle konuştuğu için üst kurmaca var diyebilir miyiz emin değilim. Ama yazarın muzip dili oldukça hoştu. Bronteler özel ilgi alanlarımdan biri olduğundan keyifle okudum.
Shirley
ShirleyCharlotte Brontë · Ketebe · 202290 okunma
372 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Kitap "şehirde yürüyen kadınlar" alt başlığıyla gönlümü çelip okuma listeme girmişti. Flanörlük ya da "flanöz"lük daha önce dikkatimi çekmemiş bir kavramdı.Okudukça aslında bir zamanlar epeyce flanözlük yaptığımı fark ettim. Bazı şehirleri neden sevmediğimi anladım çünkü onları adımlayamamıştım. Yazarın gezindiği şehirlerden ziyade şehri keşfetme yöntemi bana ilham verdi. Jean Rhys, George Sand, Agnes Varda, Martha Gellhorn gibi isimler ekledim listeme. Harika bir okuma deneyimiydi.
Flanöz - Şehirde Yürüyen Kadınlar
Flanöz - Şehirde Yürüyen KadınlarLauren Elkin · Nebula Kitap · 2018142 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Kitap benim entelektüel tanımımı epey etkiledi ve derinleştirdi. Said'in Entelektüel'i tamamen özgür, hiçbir doğmaya veya hamiye bağlı değil. Memnun etmek zorunda olduğu kimse yok. Söylediklerinin ucunun nereye dokunacağını umrunda değil hatta söyledikleri mutlaka birilerini rahatsız etmeli. Bu da onu daima sürgün olmaya mahkum kılıyor. "Entelektüel" kavramı hakkında düşünmek ve tartışmak isteyenlere biçilmiş kaftan.
Entelektüel
EntelektüelEdward Said · Ayrıntı Yayınları · 2011921 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Kitaba ismini de veren "dar kapı" metaforu önemli; geçilmesi zor kimsenin tercih etmediği bir kapı. İki kişi geçilmez oradan. Tasavvufta Mevla'ya ulaşmak için Leyla'dan geçme hâli. Jerome Alissa için erdemli olmayı bir amaç haline getiriyor ama Alissa kendisini onun yolunda bir engel olarak görüyor. Gerçek aşk için sûretin önemsizliği vurgusu da yoğun. Üzerinde tasavvufi ve psikolojik okumalar yapmaya uygun bir roman. Bir çırpıda okumalık.
Dar Kapı
Dar KapıAndré Gide · Timaş Yayınları · 20212,847 okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Ömürlerinin sonuna kadar aynı yerde yaşamış beş yakın arkadaşın bir kahvehane etrafında paylaştıkları hayatlarına konuk oluyoruz. Kuştimur Kahvehanesi onların karargâhı; tıpkı dostlukları gibi o da yıllara meydan okuyor. Hem uzun soluklu dostlukları okumayı sevdiğimden hem de bir ömrü aynı yerde geçirmek nasıldır merak ettiğimden ilgiyle okudum romanı. Arka planda Mısır'ın hem kendi içindeki siyasi ve toplumsal olaylarını hem de dünyadaki çalkantıların Mısır'daki etkilerini okuyoruz. Bu beş kişi her zaman aynı fikirde olmuyor, aynı grupları desteklemiyor ama dostluklarına hiçbir fikir ayrılığı dokunmuyor. Yanlışlar yapıyorlar, birbirlerinin tasvip etmediği yollardan gidiyorlar ama bu da hiçbir şeyi değiştirmiyor, Kuştimur'da koşulsuz bir kabul var. Necib Mahfuz'dan okuduğum ilk romandı, Midak Sokağı ile devam edeceğim.
Kuştimur Kahvehanesi
Kuştimur KahvehanesiNecib Mahfuz · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2012264 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın konusunu ilk okuduğumda Robinson Crusoe'un robot versiyonu gibi, harika bir fikir demiştim. Yazar çıkış noktasında bu eseri anmıyor ama bence çok güzel bir yeniden yazım. Adaya düşen beşer bir insan değil de elektronik beyni ve müthiş donanımıyla bir robot olunca çok daha rahat bir uyum süreci yaşanıyor. Robot kısa sürede hayvanları örnek alarak adanın bir parçası haline geliyor. Bir kaz yavrusunu evlat edinerek "anne" bile oluyor. Kitap, okuma gruplarında okuyup tartışmaya çok uygun. Ortaokulu seviyesinden itibaren her yaşta okunabilir.
Vahşi Robot
Vahşi RobotPeter Brown · Hep Kitap Yayınları · 201748 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Başarılı bir gurme ölümüne kırk sekiz saat kaldığını öğrenir ve ölmeden önce tatmak istediği o son şeyi hatırlamaya çalışır. Anıları içinde bir yolculuğa çıkar. Tat hafızası en az koku hafızası kadar güçlü bir hafıza; gurmenin hatırında kalan her tat, bir anıyla demir atmış oraya. Uzun uzun tat betimlemeleri var, bahsedilen her yemeği tatmış olsam çok daha zengin bir okuma deneyimi olacağını düşündüm. Yemeğe özel bir ilgisi olan ya da bu işle uğraşan kişiler için harika bir roman. Bu arada ölüm öncesi iç hesaplaşmalar da okuyoruz. Çevresindeki her insana -kendi oğlundan sokaktaki dilenciye kadar- söz verilmiş olması çok hoştu. Samimi bir üslubu ve akıcı bir anlatımı var. Yine de bir Kirpinin Zarafeti değil.
Gurmenin Son Yemeği
Gurmenin Son YemeğiMuriel Barbery · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2015182 okunma
250 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Nefis bir hikâye. Öyle ki, bir kutup ayısı ve küçük bir kızın dostluğu diye özetlemek biraz haksızlık olur. Annesini kaybetmiş bir kız çocuğunun yalnızlığı, yas döneminden çıkamamış işkolik bir babanın belli belirsiz varlığıyla birleşince aslında kimsesiz bir kız çocuğunun dünyasına misafir oluyoruz. Hayvanlarla -özellikle evcil olmayanlarıyla- muhteşem bir bağ kuruyor April. Önce arka bahçelerindeki tilkilerle sonra da bir kutup ayısıyla. Tamamen içgüdüsel bir yönlendirmeyle yapıyor bunu. Ayıyla kurduğu bağ annesinin ölümüyle babasıyla kopan bağlarının telafisi gibi oluyor. Yalnızlığını ve kimsesizliğini onunla dindiriyor. Bunlar Ayı ile ortak noktaları çünkü. Birbirlerinin yaralarını sarıp açlıklarını dindiriyorlar ve birbirlerinin hayatlarını kurtarıyorlar. Yazar, sona eklediği notta iklim değişikliği ile ilgili yazılan hikâyelerin çoğunun distopik temelli olduğunu, kendisinin umut veren bir hikâye yazmak istediğini belirtiyor. Gerçekten insanın içini umutla dolduran harika bir serüven. Ortaokuldan itibaren her yaşta keyifle okunabilir.
Son Ayı
Son AyıHannah Gold · Genç Timaş Yayınları · 2022683 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Herhangi bir şeyi sevince sonsuz abartabilen bir insanım. Onun için kendim gibi insanların ağız dolusu övdüğü şeylere kayıtsız kalamıyorum. Böyle bir öneriyle okudum Yourcenar'ı. Daha ilk öyküden heyecanlandım, diğer kitaplarına bakmaya başladım. Son öyküye kadar da fikrim değişmedi. Unutamayacağım imgeler kazıdı zihnime. Böyle kalemsiz okumaya başlayıp bir cümle okuyup evin içinde telaşla kalem aramaya başlarsınız ya. Bana kalem aratan satırlarla doluydu. Temeli Doğu medeniyetlerinde ağızdan ağıza anlatılan halk hikâyelerinden meydana gelmiş birbirinden iyi öykülerden oluşuyor. Üslubun dilimize bu kadar güzel aktarılması şüphesiz çevirmenin şairliğinden. Hür Yumer'i de tanıdım Yourcenar sayesinde. Epey verimli bir okuma deneyimiydi.
Doğu Öyküleri
Doğu ÖyküleriMarguerite Yourcenar · Helikopter Yayınları · 2010316 okunma
116 syf.
·
Puan vermedi
·
14 saatte okudu
Kadın yazarlarla, yazan kadınlarla ilgili çok methiyeler dizdim şimdiye kadar. Artık eminim, kadınların sadece yazması bile büyük bir takdir sebebi. Çünkü arka plandaki bin parçaya bölünmüşlüğü biliyorum. O kadar parçalı bir yaşamda oturup kafayı toplamak bile başlı başına bir meziyet. Şeyma Hanım'ın hayatına renkli bir ekrandan şahidim yıllardır. Temposunu, mücadelesini ve derdini görebiliyorum. Çocukluğundan -kız çocukluğundan- damıttığı anılarla şekillenen öyküleri, her kız çocuğunun kalbinde kararttığı bir noktayı aydınlatıyor. Hepimiz aynı ailede, aynı mahallede, aynı insanlarla mı büyüdük de yaralarımız bu kadar birbirine benziyor diye sorgulatıyor. Samimi bir iç döküş ve sade bir dille yapıyor bunu. Hayata bakışından sonra kelimelerini de sevdim. Tavsiye ederim.
O Zaman Gerçeği Nasıl Öğreneceğiz?
O Zaman Gerçeği Nasıl Öğreneceğiz?Şeyma Ünal · Küsurat Yayınları · 2021481 okunma
Reklam
126 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Daha önce okuduğum Füruzan öyküleri çoğunlukla yoksul kesimden insanların küçük dünyalarını anlatıyordu. Bu uzun öykü ya da küçürek romanı diğerlerinin aksine varlıklı bir ailenin el bebek gül bebek büyütülmüş bir kızının yine yaşlandıkça küçülen küçüldükçe bir odaya hapsolan dünyasını anlatıyor. Kitabın sonunda yer alan minik söyleşiye göre ne yazarın hayatına böyle bir kadın girmiş ne de kendisi üç günden fazla İzmir'de bulunmuş. Ama okurken Dürrizadelerden Mesaadet Hanım'ın yaşadığına emin oluyorsunuz. Gencecik kaybettiği aşkının acısını iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Yaşlı bir kadının geçmişine doğru korkmadan bakışı Gül Mevsimidir, yarım kalmış hatta yaşanamamış bir aşkın buruk hikâyesi. Çok gerçek, çok yalın. Füruzan büyülü kalemlerden biri ve bu küçürek romanı onunla tanışmak için harika bir başlangıç.
Gül Mevsimidir
Gül MevsimidirFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 2022578 okunma
158 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Tatar Çölü ile romandaki üslubuna hayran bırakan Buzzati Tanrı Görmüş Köpek/ Tanrıyı Gören Köpek ile de öyküdeki farkını ortaya koyuyor. İçindeki bazı öyküler daha önce Varlık tarafından Büyücü adıyla da yayınlanmış. Çoğunlukla vurucu ve muzip bir sonla biten öykülerin felsefik alt yapısı da oldukça kuvvetli. Ölüm teması birkaç öyküde birden işleniyor. Bahçede Tümsekler, Kara Balık ve kitaba da ismini veren Tanrı Görmüş Köpek en etkileyici bulduğum öykülerdi. Okuduğum İhsan Akay ve çevirisi de oldukça başarılıydı. Öykü severler kaçırmamalı.
Tanrı Görmüş Köpek
Tanrı Görmüş KöpekDino Buzzati · Milliyet Yayınları · 19951,523 okunma
165 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Okuma yolculuğumdaki önemli yapı taşlarından biridir bu kitap. Daha önce hiç bu kadar uzun felsefik bir metin okumamış olmama rağmen Schopenhauer'ın savunduğu gibi açık ve sade bir dille yazmış olmasından olacak gayet anlaşılır gelmişti. Aradan neredeyse beş yıl geçmesine rağmen başlığının da işaret ettiği üzere okumak, yazmak ve yaşamak üzerine okuduğum en iyi kitap olmaya devam etti. Ara sıra karıştırıp altını çizdiğim satırlara göz atmayı hiç bırakmadım Bu yıl yeniden okuyup altını çizmediğim kalan paragraflarını da çizdim. Özellikle okuma eylemiyle ilgili birçok ezberimi bozdu. Okuduğumuz her şeye dikkat etmemiz gerektiği, çok okumanın bazen kazandırmaktan çok kaybettirdiği, yeni olanın iyi olan demek olmadığını, her boş vakitte ele alınan kitabın düşünceyi geliştirmeye faydasının olmadığını yeniden hatırladım. Her şeyi kitaplardan öğrenmek yerine kendi düşünce dünyamızı oluşturmanın çok daha zahmetli ama verimli olduğunu fark ettim. Anlaşılmaz yazan yazarların gerçekten anlamadıkları için bu yolu seçtikleri düşüncesi çok mantıklı geldi. İnsan gerçekten açık bir şekilde anlatamıyorsa anlamamıştır. En önemlisi de bir kitaptan öğrendiğimiz her şeyi aklımızda tutmak istemenin yediğimiz her şeyi midemizde tutmak istemekten farksız olduğu gerçeğiyle yeniden yüzleştim. Zira her okur okuduklarının ne kadarının aklında kaldığıyla kafayı bozmuştur. Bir beş yıl sonra Schopenhauer ile yeniden buluşmak üzere. Bence her kütüphanede yer alması gereken bir eser.
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Okumak, Yazmak ve Yaşamak ÜzerineArthur Schopenhauer · Merdiven Kitapları · 20173,658 okunma
385 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Anne Bronte, ülkemizde ablaları Charlotte Bronte ve Emily Bronte kadar bilinmiyor. Jane Eyre ve Uğultulu Tepeler'in günümüzdeki popülerliğine karşın böyle olmasını romanın butik bir yayınevi tarafından yayınlanmasına bağlıyorum. Ki yayınlanalı çok da olmamış zaten. Daha önce Şatodaki Kadın adıyla yayınlanan Wildfell Konağı Kiracısı yazarın ikinci romanı. Yazar, ilk romanı Agnes Grey gibi bunu da takma ismiyle yayınlamış. Bronte Kardeşler'in yaşamını ilk okuduğumda Agnes Gray'i not almış fakat hiçbir baskısını bulamamıştım. Umarım Yedi Yayınları ona da bir el atar. . Bronte Kardeşler'den daha önce en az bir roman okuduysanız kurgu, alt metinler ve verilmek istenen mesaja aşina hissedebilirsiniz. Romanın başlangıcında anlatıcının bir erkek olması beni epey şaşırttı nitekim yarısından sonra asıl anlatıcı olarak güçlü bir kadını dinlemeye başladık. Oğluyla birlikte yaşayan geçimini yaptığı resimleri satarak sağlamaya çalışan bir kadının yeni girdiği toplumda yaşadıklarını okuyoruz. Her dönemde bir merak konusu ve tabu olmuş "yalnız kadın"ın geçmişinin adım adım aydınlatılması kaçınılmaz oluyor. İngiliz romanındaki diğer güçlü kadın imajlarını hatırladığımda Bayan Graham'ın dindarlığının çok daha baskın işlendiği dikkatimi çekti. Şu an tekrar bulamadığım bir yorumda yazarın uzun bir mürebbiyelik tecrübesi sonunda odasına kapanıp bu romanı yazdığını okudum. İlk romanı Agnes Grey'i de okuyup bir karşılaştırma yapabilmeyi çok isterdim.
Wildfell Konağı Kiracısı
Wildfell Konağı KiracısıAnne Brontë · Yedi Yayınları · 2021507 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İster pozitif ayrımcılık deyin ister feniminist bir bakış, yazan kadınları okumaktan çok daha fazla keyif alıyorum. Selçuk Baran ise muhtemelen isminden dolayı kadın olduğunu anlayamadığım için bu zamana kadar dikkatimi çekmedi. Daha ilk öyküde anlatımıyla sarıp sarmalandım. Birbirinden farklı öykülerden oluşan bir kitap değil, kısa bir roman Tortu. Neden tortu, bu neyin tortusu okuyacak olanlar için tadını kaçırmayayım. Böyle küçürek romanlarda kurgu çok dikkatimi çekmez, akışa odaklanırım genelde ama buradaki kurgu da oldukça sürükleyiciydi. Benim için harika bir tanışma kitabı oldu. Diğer eserlerini de sonraki alışverişim için sepetime ekledim. Bir yazarım daha oldu.
Tortu
TortuSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 20201,179 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Okuyalı çok uzun süre oldu ama söz konusu Calvino olunca öylece bırakıp geçemedim. Yazarın anlatıda denediği yenilikler beni her seferinde şaşırtmaya devam ediyor. Bu romanın da konusunu okuyunca yazarını bilmesem bile bu Calvino'nun derdim. Kesişen Yazgılar Şatosu'nun sadece ismi bile yeterince ilgi çekiciyken bir de kurgusunun da birbirine bağlı tarot kartlarından oluşması eklenince okuyucuda epey merak uyandırıyor. Benim gibi hiç tarot kartı görmeseniz de gayet anlayabileceğiniz -ki yazar önsözde bunu özellikle belirtmiş- bir kurgu. YKY baskıda bazı kartlara yer vermiş ama kitabı bir de gerçek tarot kartlarıyla resimli bir baskıdan okumak nasıl olurdu diye düşünmeden edemedim. Bir de kartları biraz bilerek tanıyarak okumak. Sadece bu şekilde bile benim için çok etkileyici bir okumaydı.
Kesişen Yazgılar Şatosu
Kesişen Yazgılar ŞatosuItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 2020426 okunma
Reklam
118 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Okudukça açılan bir düğüm, çözülen bir bulmaca; okundukça çıkılan bir labirent diye tanımlanacak bir roman Pedro Paramo. Nedir bu romanı bu kadar özel yapan dendiğinde Latin Edebiyatı'ndaki tür öncülüğü, Marquez'in uzunca bir süre okuduğu ve hatta ezberlediği tek kitap olması, Yüzyıllık Yalnızlık'ın ortaya çıkmasındaki önemli rolü geliyor. Okunması zahmetli ama her okuyuşta farklı bir yönünü keşfedeceğimin farkında olarak bitirdim kitabı. Bir ölüler şehrini adımladım, kulaklarımda sürekli değişen insan sesleriyle sokaklarında yürüdüm. Anlatıcılar ve kurgular iç içe geçerek ilerliyor sona doğru bir çözülme yaşıyorsunuz yahut romanın tarzına alıştığınız anda roman bitmiş oluyor. Marquez gibi ezberleyemesem de tekrar tekrar okuyacağım bir roman. Postmodern edebiyata gönül verenler daha fazla sevecektir.
Pedro Paramo
Pedro ParamoJuan Rulfo · Can Yayınları · 19831,271 okunma
210 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bozkırkurdu, Hermann Hesse'den okuduğum ikinci kitap. İlki Siddharta'dan bambaşka bir karakterdi. Kendisine Bozkırkurdu olarak hitap edilmesini tercih eden ve içinde biri insan biri kurt iki kişilik barındıran bir karakter. Siddharta'ya göre daha modern bunalımlar yaşıyor Bozkırkurdu. Bir parçası olduğu burjuva toplumuna tepkili bir kere. İçindeki insan o toplumun büyük bir üyesi iken kurt bir yerlerde ona nanik yapıyor ve uzaklaştırıyor onu bu maskeli balodan. Yabancılaşma ve yalnızlık da kurtarmıyor Bozkırkurdu'nu, çözümü 50 yaşına gelince intihar etmeye karar vermekte buluyor. 50'ye ne kaldı şurada diyerek hayata katlanıyor. Bu bunalımların içindeyken eline kendi karakterinin bir çözümlemesi geçiyor ki bence kitabın en ilginç bölümlerinden. Yazar metinlerarasılık ve üst kurmacadan yerinde yararlanmış. Sona doğru fantastiğe kadar dokunuyor. . . . . Hesse'in birbirinden farklı iki karakteri de bu kadar başarılı bir şekilde ele almasına hayran kaldım. Siddharta okuduğumdan beri aklımda yer eden kitap kahramanlarından yanına bir de Bozkırkurdu'nu ekliyorum.
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,7bin okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Sadece ismiyle okunmaya, incelenmeye ve nihayetinde uygulanmaya değer bir eser olduğu aşikar. Peygamber efendimizin (sas) dinimizi tebliğ ederken kullandığı kırk kadar eğitim metodundan bahsediyor. Daha önce okuduğumuz hadislerden, kıssalardan birçoğunu biliyoruz muhakkak fakat böyle bir başlık altında toplanmış olması ve onları bir de bu açıdan okumak çok kıymetli. Her metot açıklanırken birçok hadis ve kıssadan da örnekler okuyoruz. Yazar hadisin sadece eğitimi ilgilendiren kısmıyla ilgilenip sığ bir tutum da takınmıyor gerekirse sayfalarca süren dipnotlarda derin ayrıntılara da yer veriyor. Bazı metotlar çağdaş eğitim anlayışıyla beraber yani çok yakın zamanda hayatımıza giren metotlar ve bunların yüz yıllar önce peygamber efendimiz tarafından kullanıldığını bilmek de göğüs kabartıyor. Herkesin bildiğini yanındakine de öğretmekten sorumlu olduğu bir dinde eğitimciliğin sınırı çok geniş. Onun için herkesin okuyup istifade edebileceği müthiş bir eser. Bir başvuru kaynağı olarak ivedilikle edinmenizi öneririm.
Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed (SAS) ve Öğretim Metodları
Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed (SAS) ve Öğretim MetodlarıAbdulfettah Ebu Gudde · Takdim Yayınevi · 20231,340 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Cemal Şakar'ın on ikinci öykü kitabı. Ön sözünü okuyunca ismi de "on iki" olabilirmiş dedim, aklımda on ikinciliği ile kalacak. Onun da söylediği gibi anlatacak çok fazla hikaye ve denenecek çok fazla biçim var, umarım kırkıncı öykü kitabını da okuruz. Yaşadığım dönemi, kaleminden okumayı sevdiğim yazarlardan Cemal Şakar. Akşam haberlerinde dinlediğim bir olayı birkaç yıl sonra bir öyküsünün kurgusunda görmeyi seviyorum. Günceli ve yeni kuşağı takibi takdire şayan. Dilinin sadeliğine ve kelimelerle oluşturduğu akışa daha önce okuduğum öykülerinden de aşinaydım. Memurun Dirilimi ve Son Dakika öykülerini nedensiz bir şekilde diğerlerinden daha fazla sevdim. Kapak tasarımının da harikalığına değinmeden geçemeyeceğim. Keyifli okumalar.
Utanç
UtançCemal Şakar · Ketebe Yayınevi · 202062 okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Joseph Conrad'ın biyografik ögeler taşıyan bu romanının ana teması insanlık tarihinin en karanlık kısımlarından biri olan sömürgecilik. Yazar sömürgeciliği ne yaşanan acılarla gözümüze sokuyor, ne de önemsiz bir ayrıntıymış gibi geçiştiriyor. Öyle ki Marlow hikayesini anlatmaya Romalıların gelişiyle başlıyor. Onları başlangıçta "karanlıkla
Karanlığın Yüreği
Karanlığın YüreğiJoseph Conrad · Can Yayınları · 20184,201 okunma