Aşık olmaz insan. Bir iç savaşın ortasında, dört bir yanı kıyım ve nefretle çevrilmişken aşık olmaz insan kaçar oradan. Bacakları korkularını ne kadar hızlı taşıyabiliyorsa o kadar hızla ve sadece canını kurtarmak için kaçar başka hiçbir şey için değil. Ödünç alınmış kanatlarla gökyüzüne çıkar ve uzaklara uçar ve gidemezse de sığınak arar. Kendi içine çekilebileceği güvenli bir yer bulur.
Aşk umudun cesurca onaylanmasıdır. Ölüm ve yıkımın sözünün geçtiği yerde umudu kucaklamaz insan. Etrafı yıkıntılar ve cam kırıklarıyla çevriliyken en güzel elbisesini giyip saçına bir çiçek iliştirmez. Kalplerin mühürlü kalması gereken bir zamanda, hele de kendi dininden dilinden, kanından olmayan birilerine kalbini kaptırmaz.
Kıbrıs'ta 1974 yazında aşık olmaz insan. Ne yeridir ne zamanı. Ama oradaydılar işte, o ikisi.