Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fikrimin ince gülü - Müzeyyen Senar her zaman fikrimin ince gülü olarak kalacak.
Fikrimin İnce Gülü
Gördüğüm günden beri Olmuşum inan deli Gördüğüm günden beri Olmuşum inan deli Müzeyyen Senar
Reklam
"Fikrimin İnce Gülü" bestesi İsmail Hakkı Bey'e ait olan bu şarkı Atatürk'ün sevdiği şarkılardandır. Bu şarkıyı Müzeyyen Senar, Atatürk'ün huzurunda söylemiştir. 1938 yılının Haziran ayında ekibiyle birlikte Savarona yatına çağrılan Müzeyyen Senar, verdiği röportajda o günü şöyle anlatıyor: "Nubar Bey'le yola çıktık; öğle saatinde Kanlıca Koyu'ndaki yata vardık. Atatürk, doktoru ile masada idi. Faruk Kaptan da vardı. Yedi sekiz ay önce gördüğüm Atatürk süzülmüştü. Masaya oturmamızı işaret etti. 'Yemek yediniz mi?' diye sordu. Çok heyecanlanmıştım. Bu son karşılaşmamızda sofrada içki yoktu ve Atatürk'ün sigara içmediğini hatırlıyorum. Saat 13.00'te şarkı söylemeye başladım, iki saat sürdü. Defterim önünde idi. O istediği şarkıları söylüyor, biz okuyorduk. Ancak o gün benden istediği 'Cana rakibi handan edersin' hariç, şarkılardan birini çok iyi hatırlıyorum. Selahattin Pınar'ın hüzzam şarkısı idi: Aşkınla sürünsem yine aşkınla delirsem / Bilmem ki ne yapsam da senin kalbine girsem / Bir gölge gibi ruhunun altında belirsem / Bilmem ki ne yapsam da senin kalbine girsem. Selahattin Pınar bana, 1936'nın Ağustos ayı başlarında o sırada Florya Köşkü'nde bulunan Atatürk'e çok yeni bir bestesi olan bu şarkıyı okuduğunu ve Atatürk'ün de çok beğendiğini anlatmıştı. Saat 15.00'te istirahata çekilmek mecburiyetinde idi. O nedenle veda edip ayrıldık ve yine bir motor bizi karşı sahile bıraktı. Bu benim Atatürk'ü son görüşüm oldu."
Sayfa 455Kitabı okudu
Ne güzel zamanlardı... Radyolarda kadife sesli sanatçılar... Emel Sayın'lar, Samime Sanay'lar... Bir ilkbahar sabahı güneşle uyanırdık. “Benzemez kimse sana” derdi Müzeyyen Senar, 45' lik plaklarda... Yıldırım Gürses hayattaydı. Leylaklar dökülüp güller ağlardı... Ahmet Özhan'ın temiz yüzü aydınlatırdı televizyonları. "Çok yakarmış güneşin solgunu, Tanrım bu sonbahar vurgunu..." Erol Evgin fiyakalı, Ajda Pekkan havalıydı.. Nükhet Duru rastık çeker, Nilüfer, "Seni beklerim öptüğüm yerde" derdi. Sevgiler ölümsüz, aşklar ömürlük aşıklar vefâlıydı... "Fikrimin ince gülü, Kalbimin şen bülbülü" şarkısını söylerdi sevdalılar birbirine... Şimdi nerde o aşklar... Nerde vefâyı anlatan şarkılar..?! Zeki Müren dinleyen hangi sevgili terk eder..! "Böyle bir kara sevda, kara toprakta biter” diye.. İnan Durak Taş
... Arka Fonda Müzeyyen Senar: Fikrimin İnce Gülü, çalıyor. |
•"Her ne kadar kılık kıyafetimle modern görünüyor olsamda, Benim; 'Fikrimin ince gülü' diye nağmeler çalan eski zamane bir kalbim var.."
Reklam
AHH NERDE O ESKİLER
Ne güzel zamanlardı. Radyolarda kadife sesli sanatçılar... Emel Sayın'lar, Samime Sanay'lar. Bir ilkbahar sabahı güneşle uyanırdık. Benzemez kimse sana derdi, Müzeyyen Senar 45' lik plaklarda... Yıldırım Gürses hayattaydı. Leylaklar dökülüp güller ağlardı. Ahmet Özhan'ın temiz yüzü aydınlatırdı televizyonları. "Çok yakarmış güneşin
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.