İnsanın temel acıları üzerine yazılmış harika bir kitap, ölüm korkusu, benlik kaygısı, narsizm özellikle de insanın varoluş sancısı gibi en temel sorunları psikoterapist gözünden aktarılmış. insanların kendilerini ararken ve bir anlam bulmaya çalışırken nelere saplandığını nelere bağlandığını ve varolma ihtiyacını nasıl karşıladığını hastalar özelinde işlemiş. Dr. Mavi hastalarını iyileştirme yoluna giderken sıklıkla ayna metaforunu kullanıyor. İnsanın aynaya baktığında neyi gördüğünü hastalarına soruyor ve çözülmeler bu sorudan sonra başlıyor.
Kitaptan bağımsız olarak; Ayna divan edebiyatında da sıklıkla karşımıza çıkar, söz aynaya ve edebiyata gelince Şeyh Galip'ten bahsetmeden geçmeyelim. Şeyh Galip ayna sembolünü yaklaşık yüz yerde kullanmış ve beyitlerine nakış gibi işlemiştir.
Bir rütbede aldı beni ‘aşk-ı dildâr
Mahv oldu hayal ü nazarımdan ağyâr
Bir yerde bu efkâr ile kendim bulamam
Âyîneye baksam görünür sûret-i yâr
Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) bir hadislerinde "Beni gören hakkı görmüş gibi olur." buyurmuşlar ve kendilerinin hakkın ayinesi olduğunu izah etmişlerdir. Bu hadisi şerifi kasıtla Şeyh Galip naat olarak
Ey hazret-i hâdî-i sübül fahr-ı Rusül
Âyîne-i ihsân-ı ezel mazhar-ı kül
Şâyân değilim gülşen-i na‘ta ammâ
Eyle kereminden beni gûyâ bülbül
beyitlerini kaleme almıştır.
Hasılı kelam kitap çok güzeldi okuyunuz efendim.. Evvelce yazdığım bir "aynalar risalesi" vardı onu da bırakır herkese selam ederim.
fikriyeozkan.wordpress.com/2015/05/14/ayna...