Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
sinem
sinem
@fragilespine
2004
120 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Sonunda beklentilerimi karşılayan bir kitap! Ayrıca bana distopya okumayı ne kadar sevdiğimi hatırlattı. Son sayfaya kadar nefesimi tutarak okudum, bayıldım.
Kitabın konusundan bahsetmeyeceğim zaten her yerde yazıyor, ama konunun ne kadar güzel işlendiğinden bahsetmek istiyorum. Gerçekten okurken yazarın ne kadar zeki olduğunu, kurgunun detaylarıyla özenle uğraştığını hissettim. Tierney sihrin gerçek olup olmadığını sorgularken son bölümlere kadar ben de onunla sorguladım, emin olamadım. Bazı gerçekleri öğrendiğinde kızlar ve kasaba halkı nasıl tepki verecek, Tierney'ye ne yapacaklar gibi sorular kitap boyunca diken üstünde tuttu.
En sevdiğim şey ise gerçekçiliği. Kızlar birbirine güvensin, dayanışma içinde olsun istedim kitap boyunca ama zaten cinsiyetçiliğin kemiklerine işlediği insanlardan bunu beklemek anlamsız olurdu. Bunun yerine gerçek hayatta da olduğu gibi büyülü bir sahne olmadan zamanla, ufak adımlarla değişimin başlaması beni çok duygulandırdı.
Kitapta sevmediğim tek şey bir anda gelen romantizm olmuştu ama kitabın sonunu ve bunun da Tierney'nin özgürleşmesinin bir parçası olduğunu düşününce bu da beni kitaba 10 puan vermekten alıkoyan bir şey olmadı.
Çiçeklerin sembolik dili, kadınların gizli dayanışması, ormandaki kızın hikayesi... Anlatabileceğim çok fazla güzel detay var. Kitaptaki şiddeti kaldırabileceğini düşünen herkes okumalı bu kitabı.
Addicted to You kapağına baktığımda ön yargıyla yaklaşıp, "kesin cringe bir kötü çocuk kitabıdır" diye düşünüp hiç okumayı düşünmeyeceğim bir kitap aslında. Genelde de bu tarz romantik, smut içerikli kitap okumuyorum ama izlediğim bir Youtuber çok övdüğü için bir şans verdim. Kafa dağıtır, eğleniriz diye girdiğim kitaptan bayağı acı çekerek çıktım sonunda. :')
Lily ve Lo'nun birbirlerine verdikleri değer çok etkileyici ama maalesef ikisi de bağımlı olduğu için toksik bir ilişkileri var. Kendilerine verdikleri zararı, birbirleri için nasıl korktuklarını ama kendileri de bağımlı oldukları için nasıl bir şey yapamadıklarını, bu yıkıcı döngüyü romantize etmeden çok güzel anlatmış yazar. Kitabı sevmemin en büyük nedeni bu oldu.
Karakterlerin hepsini çok sevdim ama özellikle Lo mahvetti beni... Devam kitabında da Lily ne acılar çekecek diye çok endişeliyim. Bir an önce hepsi mutlu olsun istiyorum ama önümüzde uzun bir seri var.
Kitaptan 2 puan kırmamın sebebi az da olsa bazı yerler cidden cringedi ve arada kitaptan koptum(bundan daha çok benim rollercoaster gibi olan mental sağlığım sorumlu). Onun dışında çok keyif alarak okudum, dili de kolaydı. Herkesin seveceği bir tür değil ama seveceğinizi düşünüyorsanız bir şans verin bence. <3
SPOILER VAR
Bu bir incelemeden çok kitapla ilgili hislerimi yazdığım bir yorum olacak, çünkü çevremde konuşabileceğim kimse yok ve yazmazsam çatlayacağım...
Kitap her zamanki gibi çok güzeldi, bu serinin evrenini, karakterlerini, yazarın mizah anlayışını, her şeyi çok seviyorum. Açıkcası kendimi kötü hissettiğimden, kendi problemlerimden kaçmak için kitaba
Harry Potter ve Zümrüdüanka YoldaşlığıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 202026bin okunma
Okur Takip Önerileri
Ne yazacağımı bilmiyorum ama bu kitap hakkında kesinlikle bir şeyler yazmalıyım. Karışık bir inceleme olacak sanırım, ayrıca devamında spoiler var.
Öncelikle Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum'u kitaptan uyarlanan 2020 yapımı filmden çok etkilendiğim için almıştım ve kitaptan da aynı şekilde etkilendim. O büyük "twist"i bilmeme rağmen
İngilizce kitap okumayı denemek istiyordum, kısa olması ve kolay okunacak bir dille yazılmış olması nedeniyle The Perks of Being a Wallflower'ı çok düşünmeden okumaya başladım. Farkında olmadan son zamanlarda verdiğim en iyi kararlardan birini vermişim... Belki yetişkin olan, ya da farklı bir sebeple kitapla bağ kuramayan birine abartıyormuşum gibi gelebilir ama bu kitapla çok ihtiyacım olan bir zamanda tanıştım ve çok rahat bir şekilde okuduğum en iyi gençlik romanı diyebiliyorum.
Kitap Charlie'nin mektuplarından oluşuyor, dolayısıyla kolay okunan ve edebi olmayan bir dile sahip. Başta bu nedenle birkaç puan kırarım diye düşünüyordum (çünkü edebi ve betimlemesi bol kitapları daha çok seviyorum) ama yazarın bunu çok iyi bir şekilde kullandığını düşünüyorum, karakterle daha çok yakınlaşmamıza ve onu daha iyi anlamamıza sebep olmuş bu durum.
Kitaptaki tüm karakterler gerçekçi hissettiriyor ve hepsini sevdim ama Charlie... Charlie'yle çok farklı hayatlara ve sorunlara sahip olmamıza rağmen hislerimiz, düşüncelerimiz ve karakterlerimiz fazlasıyla benziyor. Asla unutamayacağım bir karakter olacak. Kitabı okurken onunla beraber üzüldüm, sevindim, yalnız olduğumu hissettim, bir "wallflower" olduğumu fark ettim ve ikimizin de iyi olacağına inandım... Sanırım kitaba bağlanmama sebep olan en önemli nokta sonda Sam'in Charlie'ye söyledikleri oldu. Kendimle bu kadar özleştirdiğim bir karakterin yüzüne vurulan gerçekler beni de çok etkiledi.
Dediğim gibi, okuduğum zamanın ve yaşımın da etkisiyle benim için özel yeri olan bir kitap oldu. 14 - 18 yaş aralığındakiler için okuyabilecekleri en güzel kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum.
Altın Çocuk, bir e-kitap okuma uygulamasında gezerken tesadüfen karşıma çıkan bir kitap. İnterseks bir gençle ilgili olduğunu okuyunca ilgimi çekti, öylesine başlamıştım aslında ama o kadar çok sevdim ki... İyi ki karşılaşmışım.
Öncelikle kitap çok sürükleyici, (ben kişisel sebeplerden bayağı uzun sürede okumuş olsam da :() yazarın hem okuması
Okuması çok keyifli, sürükleyici ve bir o kadar da zor bir kitap. Yazar olayları mükemmel bir sırayla anlatmış, kitabın sonunu baştan bilmemiz gerilimi hiç düşürmüyor, hatta aksine o kaçınılmaz sona yaklaştıkça heyecanımız artıyor. Okurken çok sinirlendim ve rahatsız oldum, uzun sürede okumamın sebebi de bu. Bazı eserler çok iyi oluyor ama çok etkileyici, can sıkıcı ve gerçek oldukları için okumak zor geliyor, öyle bir kitaptı benim için... Santiago Nasar'ın ölümünün sebebi kader mi, yoksa insanların vurdumduymazlığı mı bilmiyorum ama hikayenin içine girip birilerine "Burada bir cinayet işlenecek, hemen bir şeyler yapın!" diye bağırmak istedim. Yazarın dilini de çok sevdim, etkileyiciydi.
Netflix'teki dizisi iptal olunca çok üzülmüştüm, çizgi romanı olduğunu duyunca hikayeyi en azından böyle tamamlayabilirim diye sevinip hemen okumaya başladım. Okuduğum için de pişman değilim aslında ama dizi devam etseydi çizgi romandan daha farklı ve güzel bir son olacağını düşünüyorum. Hikaye çok hızlı gelişiyor ve karakterleri iyi tanıyabildiğimizi düşünmüyorum. Sydney dışındaki karakterler çok yüzeyseldi, diziyi izlememiş olsaydım daha düşük puan verirdim muhtemelen. Yine de bazı yerleri beğendim, çok üzüldüğüm kısımlar da oldu. Konunun güzel olduğunu düşünüyorum, keşke yazar daha iyi işleseymiş bu konuyu... Sonu beni tatmin etmedi ama benim gibi dizi iptal olunca devamında ne olacağını merak ettiyseniz okuyabilirsiniz bence, zaten çok çabuk okunuyor.
