Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve Türk

Hiç kimse bendeki değişikliğin farkında değildi. Benim hiç uyuyamadığımın, durmaksızın kitap okuduğumun, aklımın gerçeklikten yüzlerce yıl, on binlerce kilometre uzakta bir yerde olduğunun hiç kimse farkına varmadı.
Reklam
Sese dönüşmeyen o çığlık içimde kapalı kalmış, vücudumu hâlâ titretmeye devam ediyordu.
Gözlerimi kapatıp, atabileceğim en yüksek çığlığı attım. Fakat bu çığlık ağzımdan dışarı çıkmayı başaramadı. Dilim havayı titretmeyi başaramamıştı. Çığlığım, vücudumun içerisinde sese dönüşmeksizin yankılanmıştı sadece. O sessiz çığlık vücudumu dolaşmış, kalbimin titreşimleri durmuştu. Kafamın içi, bir an bembeyaz bir bulut tabakasıyla kaplanıverdi. Çığlığım, vücudumun en ücra yerlerindeki hücrelerime bile ulaşmıştı. İçimde bir şeyler ölmüş, bir şeyler eriyip gidivermişti. Patlayan bir havai fişek gibi, boşluktaki titreme benim varlığıma ait birçok şeyi, acımasızca kökünden yakıvermişti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İşte benim hayatım böyledir. Daha doğrusu uyuyamaz hale gelmemden önceki hayatım böyleydi. Ana hatlarıyla söylemek gerekirse her gün aşağı yukarı aynı şeylerin tekrarıydı. Basit bir günlük tutuyordum, ama iki üç gün yazmayı unutunca neyin hangi gün olduğunu ayırt edemez hale geldim. Dün evvelsi günle yer değiştirse bile hiç tuhaf gelmeyecek gibiydi. Bu nasıl bir yaşam, diyordum arada sırada. Bunu söylerken bir sahtelik hissediyor değildim. Yalnızca şaşırıyordum işte. Dünle evvelsi günü ayırt edemememe, böyle bir yaşam içerisinde sıkışıp kalmış, yutulmuş olduğum gerçeğine.
Ne oldu da bir anda uyuyamama hastalığına yakalandım, sonra ne oldu da aniden tekrar düzeldim bilemiyorum. Bu uyuyamama hali uzaklardan, rüzgâra kapılıp gelmiş kalın, koyu, karanlık bir bulut gibiydi.
Reklam
Uykusuzluk
Günün ağarmasına yakın nihayet göz kapaklarım ağırlaşır gibi oluyordu. Fakat tam olarak uyku denemezdi buna. Uykunun kıyısı diyebileceğim bir şeyi parmak uçlarımda çok hafif hissedebiliyordum. Öte yandan bilincim tamamen açık oluyordu. Hafifçe uyukluyordum. Fakat ince bir duvarla ayrılmış yan odada bilincim tüm berraklığıyla açık oluyor, öylece beni izliyordu. Bedenim yalpalaya yalpalaya loş odanın içerisinde sürüklenirken, kendi bilincimin bakışlarını ve soluk alıp verişlerini hemen yanı başımda hissetmeye devam ediyordum. Ben uyumaya çalışan bir bedendim ve aynı zamanda uyanık kalmaya çalışan bir zihin.
Madde asıl değildir. O, ruh ile kaimdir. Hem kâinattaki canlılar sadece dünyadakilerden ibaret olamaz. Dünya ki, diğer yıldız ve gezegenlere göre gayet hakir ve gayet küçük bir kulübe gibidir.
Balkonunuz çok yüksek sizin baş döndürüyor. Dünya pek alçak bir yer olacak yakında öyle görünüyor.
Sayfa 24
Her gün insan olmak ne çok kusur içeriyor diye düşündüm.
Sayfa 4
1.082 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.