Bak söylüyorum, gördüğümüz her şeyde tanrısal sırrın bir parçası saklıdır. Bir ayçiçeğinden ya da bir gelincikten parladığını görürüz onu. Ağaç dalından uçan bir kelebek —ya da akvaryumda yüzen bir balık— gördüğümüzde, bu derin sırra biraz daha yaklaşırız. Ama Tanrı'ya en çok yaklaştığımız yer, kendi ruhumuzdur. Ancak orada yaşamın büyük sırrıyla birleşebiliriz. Hatta nadiren de olsa, kendimizi bu tanrısal sırla aynı hissettiğimiz anlar vardır.