Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Gel de şimdi iki kere iki dörtlerin, siyah-beyazların, pekinliklerin kurgul dünyasına uyarla kendini. Bilinç de bilinç diye tuttur. Mr. Hyde’ları kırk kilit altında tut. Koskoca bir yalanı yaşarken, kınamalara, yargılamalara, suçlamalara, ayıplara sığın. Doğrunun değişmez ölçütü sana verildi çünkü, erdemliliğin fahri hemşehriliği de! ‘Kolay’
"Siz istediğiniz kadar mektuplarınızı, resimlerinizi, yazılı kağıtlarınızı, manalı-manasız nesnelerinizi atmayın, saklayın... Kendinize kolay el uzatılamayacak bir çekmece içinde özgül bir ‘yitmiş zaman parçası’ ayırın; onu kendinize saklayın... Belleğinizle uyumlu yaşamaya çalışın... Bu arada birşeyler yazın, yazın, yazın... İstediğiniz kadar sözcüklerinizi seçerek, insanların duygularını, yorum skalalarını gözeterek konuşun, yazın. Mesafeleri iyi ayarladığınızı sanın. Tevazunuzun tevazu olduğunu belli etmemek için çaba gösterin. Şizoid bir kontrol kulesi gibi yaşayın... Bu arada birşeyler yazın, yazın, yazın... Yazdıklarınız sanki suya yazılıdır, attığınız taş istediğiniz kuşu vurmaz, yanlış kapılardan geç girersiniz, hiçbir zaman ‘zamanında, orada’ olmazsınız, olamazsınız. İnsanlar hemen anlarlar sizin kendilerinden olmadığınızı... Sizin, onlardan olmadığınızı anlamanızdan daha çabuk, daha erken!"
Reklam
Kısalı-uzunlu, uzak-yakın dostluklardan fire verdikçe, her seferinde kısalı-uzunlu, geçici-kalıcı acılar yaşarsınız. Bir yol ayrılması bile olmayan, olamayan ayrılışlardır bunlar. Vefanın olmadığı yerde, vedanın hiçbir anlamı yoktur. Vedalaşmazlar. Ama neden hep onlar giderler, siz kalırsınız? Bir keresinde de siz gitseniz? Belki gidilen o yerlerde daha güzel, daha anlamlı birşeyler vardır da, ona ve onun için gidiliyordur! ‘Orası’ neresidir? Öğrenemezsiniz... Siz hep kalırsınız. 'Partir... c’est moıırir un peu’ (Ayrılmak biraz ölmektir) sözünü hep doğru bellemişsinizdir ama, nice yıllardan sonra, bir sevgili sesin fısıltısını sanki ilk kez/ yeniden duyarsınız: Hayır. Aslında ‘Rester... c’est mourir un peu!’ (Kalmak... Ölmek budur [asıl] biraz)"
224 syf.
·
Puan vermedi
·
150 günde okudu
Sakınarak, gıdım-gıdım okuyorum, her gün bir-iki bölüm. Kimi paragraflarda geri dönüşlerle. Diğer kitaplarını da almalıyım diyorum, uğraşsam, kendimi zorlasam, bir odaya kapansam, derinleşsem, incelse duyular-düşünceler, ben de yazamaz mıyım bunlar gibi bir paragraf?
Acıyla, Sevgiyle Kahramanca...
Acıyla, Sevgiyle Kahramanca...Füsun Akatlı · Boyut Yayın Grubu · 19988 okunma
ADI İLHAN BERK OLAN ŞİİR - CEMAL SÜREYA Nurullah Ataç çeliştirmen Tahir Alangu soruşturman Cevdet Kudret deriştirmen Suut Kemal çekiştirmen Mehmet Kaplan uyuşturman
Ekran, ekran, ille de ekran... Kâh televizyon ekranı olarak, kâh bilgisayar monitörü olarak; edebiyattan vakit, emek, muhatap ve rol çalıp duruyor. Yaygın olarak inanılıyor ki; görsel iletişim yoluyla beslenmeye alışan kuşağın dijital alımlama yetisi, artık ‘tuğla gibi’ romanlara pabuç bırakmayacak. Şiire programlanmamış ruhlar, lirik ve epik
Reklam
‘Hayatının bir roman' olduğunu söyleyenlerin anlattıklarına kulak verecek olursak, pek olaylı geçen bir süreçten söz edildiğini anlasak bile, yaşananın, yaşanmışın bu yaşamdaki katkısını ve payını ayırt edemeyiz. Diyeceğim, serüvenleri dillere destan olmuş biri pekâlâ yaşantı fukarası olabilir de, bir başkası, çok daha dar görgü-bilgi
336 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.