Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eda

Eda
@gabade
Ben düşündükçe var dünya, ben yok, o da yok
Öğrenci
8 okur puanı
Aralık 2014 tarihinde katıldı
Eda
@gabade·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Martin Eden
Martin EdenJack London
9.1/10 · 91,2bin okunma
Reklam
101 syf.
·
Puan vermedi
İnci
İnciJohn Steinbeck
8.1/10 · 37,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eda
@gabade·2020 okuma hedefini güncelledi.
2020 OKUMA HEDEFİ
9/20 kitap - %45 tamamlandı
9 kitap okudu
20 kitap
1.723 sayfa
0 inceleme
8 alıntı
Reklam
Dorian’ın etkisi
Dorian'ın gerçekten de ilginç bir geçmişi vardı; onu adeta şekillendirmiş, daha da mükemmel bir hale getirmişti. Her mükemmel varlığın ardında da mutlaka bir trajedi vardı. Sanki en sıradan çiçeğin açması için bile dünyanın şiddetli doğum sancıları çekmesi gerekiyordu... Geçen gece kulüpte yemek masasında, şaşkın gözler ve ürkek bir zevkle
Lord Henry
"Evet," diye devam etti Lord Henry, "yaşamın en büyük sırlarından biri budur. Günümüzde insanlar benliklerini sinsice kuşatan sağduyudan ölüyor; aslında asla pişman olunmaması gereken tek şeyin hataları olduğunu anladıklarında ysa iş işten geçmiş oluyor." Masada kahkaha koptu. Lord Henry bu fikirle oynuyor, onu zekice eğip
Gerçek Yüz
"Güzelliği solup gitmeyecek olan her şeyi kıskanıyorum. Senin yaptığın portremi kıskanıyorum. Benim kaybedeceğim şeye o neden sonsuza dek sahip olsun? Geçen her dakika benden bir şeyler alıp götürürken ona bir şeyler katıyor. Ah, keşke tam tersi olsaydı! O resim değişseydi de ben hep aynı kalsaydım! Neden yaptın bu resmi? Günün birinde benimle alay edecek, fena alay edecek bu resim!" Gözlerine sıcak yaşlar dolmuştu. Elini sertçe çekip kendini divana attı; yüzünü dua eder gibi yastıklara gömdü: "Hepsi senin marifetin Harry," dedi ressam yüzünde acı bir ifadeyle. Lord Henry omuz silkti. "Dorian Gray'in gerçek yüzü bu işte, hepsi bu. "
Güzelliğin farkına varılışı
Dorian cevap vermedi, isteksizce yürüyüp portresine doğru döndü. Tabloyu görünce geri çekildi, yanakları sevinçten al al olmuştu. Gözleri, kendisini ilk kez görüyormuşçasına mutlulukla parıldıyordu. Orada öylece hareketsiz ve şaşkın kalakaldı; Hallward'ın kendisine bir şeyler söylediğinin hayal meyal farkındaydı, fakat kelimelerin anlamlarını kavrayamıyordu. Bir vahiy inmişçesine kendi güzelliğinin farkına varmıştı. Daha önce hiç böyle bir şey hissetmemişti. Basil Hallward'ın sözleri ona hep bir dostun abartılı iltifatları gibi gelmişti. Onları önce dinlemiş, sonra da gülüp unutmuştu. İltifatları ona bir tesir etmemişti. Sonra gençliğe düzdüğü tuhaf methiyeleri ve gelip geçiciliğine ilişkin ürkütücü uyarılarıyla Lord Henry çıkagelmişti. Lord Henry'nin sözleri, tam o anda, güzelliğinin yansımasının karşısında dururken tünı gerçekliğiyle kafasına dank etmişti. Evet, belki günün birinde yüzü kırışıp çökecek, gözlerinin rengi ve ışığı sönecek, zarif bedeni biçimini yitirip bozulacaktı. Dudaklarının kırmızısı, saçlarının altın sarısı solup gidecekti. Ruhunu besleyip zenginleştiren yaşam bedenini harap edecekti. Korkunç, çirkin, tuhaf bir şeye dönüşecekti. Tüm bunları düşününce keskin bir acı yüreğine hançer gibi saplanmış, bedeninin her zerresini titretmişti. Mavisi koyulaşıp ametist moruna dönüşen gözlerine gözyaşı bulutları çökmüştü. Sanki buzdan bir el yüreğini sıkıştırıyordu.
Lord Henry’nin konuşması
Günün birinde buruş buruş olup çirkinleştiğinizde, derin düşünceler alnınızda çizgiler bırakıp arzularınızın yangınları dudaklarınızı mühürlediğinde anlarsınız, hem de acı acı anlarsınız. Şimdi nereye gitseniz herkesi kendinize hayran bırakıyorsunuz. Bu hep böyle mi gidecek sanıyorsunuz? Olağanüstü güzel bir yüzünüz var Bay Gray. Asmayın yüzünüzü.
Reklam
Evet, gençliğin verdiği cehaletle idrak edemediği şeyler olmuştu. Bunları şimdi anlıyordu Dorian. Yaşam bir anda tüm o gözalıcı renkleriyle gözünün önüne serilmişti. Şimdiye kadar alevlerde yürümüştü sanki. Daha önce nasıl da anlayamamıştı? Lord Henry bıyık altından gülümseyerek Dorian'ı seyrediyordu. Psikolojide, hiçbir şey söylenmemesi gereken zamanlar vardır, o bunları çok iyi bilirdi. Dorian Gray hayli ilgisini çekmişti. Söylediği sözlerin onda yarattığı ani etkiye hayret ediyordu, on altı yaşındayken okuduğu, onu daha önce bilmediği konularda aydınlatan kitabı hatırladı, acaba o da benzer bir deneyim mi yaşıyordu? Havaya rasgele bir ok fırlatmıştı. Acaba ok hedefi vurmuş muydu? Ne harika bir çocuktu şu Dorian!
155 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.