Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

g

544 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Reşat Nuri’nin 1922 yılında Vakit gazetesinde yayımlanan romanıdır. Aslında İstanbul Kızı adı ile dört perdelik bir oyun olarak hazırlanmış, ancak uzun olduğu için romana çevrilmiştir. Atatürk Çalıkuşu için arkadaşlarına “Biliyor musunuz, dün gece Reşat Nuri Bey’in Çalıkuşu romanını okumaya başladım. Çok beğendim. İhmal edilmiş Anadolu’yu ve
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019101,5bin okunma
Reklam
360 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Babası Otto Frank’ın on üçüncü yaş günü hediyesi olarak aldığı, 12 Haziran 1942 ile başlayıp, 1 Agustos 1944 ile biten Anne Frank’ın Arka Evden bizlere aktardığı günlüğü. Nazilerin iktidara gelmesinden itibaren ailesi ile birlikte Amsterdam’a giden Anne Frank, 1940 yılında Almanya’nın Amsterdam’ı işgal etmesi ile birlikte çok küçük yaşta
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank'ın Hatıra DefteriAnne Frank · Epsilon Yayınevi · 20227,6bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
İnsan psikolojisinin tahlillerini ustaca gerçekleştiren Dostoyevski’den, gencecik bir kızın hüzünlü hikayesi. Annesini ve babasını kaybetmiş, yapayalnız bir genç kıza ‘zaten muhtaç’ gözüyle bakıp, evlilik teklifi eden ve genç kızın bunu geri çeviremeyeceğini bilen bir adam. Kitabın ana konusu bu. Çok kısa süren bir evlilik. Genç kızın sonunu getiren evlilik. Ve onu aslında hiç anlayamamış, hiç anlamaya kalkışmamış olan kocası. Hatta o kadar anlayamamış ki; “Bilmiyorum benden nefret ediyor muydu, etmiyor muydu? Nefret ettiğini sanmıyorum. Çok tuhaf neden bütün kış bir kez olsun benden nefret ediyor mu sorusu aklıma gelmedi?” diye soruyor kendine. Karakterin düşüncelerini okudukça, biraz daha nefret ediyorsunuz. Ve hatta insana olan güveninizi bir tık sarsıyor bu karakter. Çünkü hep genç kızı çok sevdiğini düşünüyor, ona aşık olduğunu. Ama aklından geçen düşünceler bir delininkiyle eş değer sanki. Mesela; “Aksine benim gözümde öyle yenik düşmüş, öyle aşağılanmış, öyle ezilmiş bir haldeydi ki, her ne kadar arada bir onun aşağılanması düşüncesi müthiş hoşuma gitse de, bazen ona çok açıyordum. Eşit olmadığımız düşüncesi hoşuma gidiyordu.” Açıkçası bu oldukça hastalıklı bir düşünce biçimi. İnsanın söylediği ile düşündüğü arasında ki uçurum gerçekten çok tuhaf. Kısaca Dostoyevski’nin kalıplaşmış tarzını bu eserinde de görmekteyiz. Bir solukta okuyabileceğiniz, kısacık bir kitap. Tavsiyedir, keyifli okumalar.
Uysal Kız
Uysal KızFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20238,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
64 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
İkinci Yeni akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Cemal Süreya’nın 1958’ de yayınlanan ilk şiir kitabı. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, şiirlerin bazı dizelerini çok beğenirken, bazı dizlerinden rahatsızlık duydum. Örneğin hepimiz Aşk şiirinden şu dizeleri mutlaka duymuşuzdur; “Seni bir kere öpsem ikinin hatrı kalıyordu İki kere öpeyim desem üçün boynu büyük” Evet bir çoğumuz duyduk öyle değil mi? Ama çok azımız bu dizelerin şu şekilde devam ettiğini bilir; “Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra Sonrası iyilik güzellik.” İşte tam da bundan rahatsız olmaktan söz ediyorum. Bu tarz şeyleri okurken gerçekten irite oldum. Şimdi aşkın bu olduğunu düşünmüyorum diyeceğim. Ama aşkın ne olduğunu bilmiyorum ki, aşk bu değil diyeyim. O yüzden bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Yalnızca şunun farkındayım, bu tarz söylemler kadınların, toplum içerisindeki duruşunu oldukça etkiliyor. Onun dışında kitapta en çok beğendiğim şiirleri sıralayacak olursam, Güzelleme, Sizin hiç babanız öldü mü?, Balzamin şiirlerini beğendim. Ve tabi ki favori şiirim olan Üvercinka. Bayılıyorum, bayılıyorum bu şiire. O kadar seviyorum ki açıp dinlerken ki surat ifademi görmeyin :) Gözlerimi parlatıyor o anki sevincim. Hatta size bir link bırakayım, Umut Tugay’dan dinleyin birde. m.youtube.com/watch?v=P_FTx0x...
Üvercinka
ÜvercinkaCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 201818,5bin okunma
48 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Emile Zola’nın 13 Ocak 1898 günü Cumhurbaşkanına hitaben L’ aurore gazetesinde yayınlanan mektubudur. Yahudi kökenli bir yüzbaşı olan Alfred Dreyfus’un haksız yere casuslukla suçlanarak yargılanmasını konu alır. Emile Zola bu konudaki sitemini şöyle dile getiriyor: “borçlar ve suçlar altında ezilmiş kişiler suçsuz ilan ediliyor, buna karşılık onurun ta kendisi, yaşamı lekesiz bir adam cezalandırılıyor. Bir toplum bu noktaya geldiği zaman, artık çürümeye başlamış demektir.” Tahsin Yücel bu mektupta Zola’yı “bir aydın başkaldırısının somut ve görkemli örneği” olarak adlandırıyor. Zaten mektubun sonuna bu suçlamaları yöneltirken 29 Temmuz 1881 tarihli anayasanın 30 ve 31’inci maddelerince kendisini hakaret suçlaması kapsamına soktuğunu açıklıyor ve bu tehlikeye bilerek atıldığını söylüyor. Çünkü tek isteği adalet.
Suçluyorum
SuçluyorumEmile Zola · Can Yayınları · 20194,868 okunma
Reklam
87 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Kitabın ana karakteri olan İvan İlyiç’in öleceğini anladığı vakitten sonra, çocukluğunu, gençliğini, kısacası tüm hayatını gözden geçirmesini konu alan, bizlere de, ana karaktere de hayat daha farklı yaşanabilir miydi? diye sordurtan kitap. Mevki ve para peşinde koşarken, asıl olan şeyi, mutluluğu unutan kahramanımızın kendisi ile hesaplaşması. Eğer yarın öleceğinizi bilseniz, kalan bir gününüzü bugününüzü en mutlu, en iyi şekilde yaşamalısınız.
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Can Yayınları · 202045bin okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Aslında hayatta bir çok şeye sahip, yirmi dört yaşında genç ve güzel olan Veronikanın yaşamın tekdüzeliğinden sıkılarak yaptığı başarısız bir intihar girişimi ile başlıyor kitap. Aldığı ilaçlardan ötürü kısa bir süre sonra kalbinin duracağını öğreniyor ve akıl hastanesinde bilinci açık olarak geçirdiği bir hafta kitabın ana kısmını oluşturuyor. Kitabı okurken aslında kimin deli, kimin akıllı olduğunu sorguladım. Çünkü evet haklıydı. Düzene uymayan kim varsa deli olarak nitelendiriyorduk. Mesela şöyle “yelkovan neden bu yönde ilerliyor” diye sorgularsanız, insanlar size “deli midir ne” diyecektir. Şu kısmı paylaşmak isterim; “Maria’ya sorarsanız bu zorluğun kaynağı karmaşa, kaos, anarşi falan değil, aşırıya kaçan düzenlilikti.” Evet toplumda sürekli yeni kurallar koyuluyor ve bunların ihlal edilmesinin sonucunda cezalar oluşturuluyordu. İnsanlar bu düzenin parçası olarak, koyulan kuralların bir adım bile dışına çıkmamalıydı. Düzeni sorgulayan ya da dışına çıkan herkese deli diyorduk. Kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum, iyi okumalar.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 201977bin okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Yazar bilinç ve bilinçaltı arkasındaki önemli farkı açıklıyor. Ve aslında bilinçaltımızın telkinlere oldukça açık olduğunu, düşüncelerimizin asıl yaşamımızı oluşturduğunu ve düşündüğümüz şeylerin gerçeğe dönüştüğünü açıklıyor. Aslında başınıza kötü bir şey geliyor ise bu sizin korkunuzdan ötürü geliyor. Çünkü içinizde sürekli bu korkuyu tekrarlıyorsunuz. Ya da iyi bir şey gerçekleşiyorsa bunu yine siz yapıyorsunuz. Olumlu düşünürseniz zihniniz ve bedeniniz size olumlu şeyler sunar ancak olumsuz düşünüyor iseniz karşısınıza çıkan şeyler yine bu doğrultuda yani olumsuz olacaktır. Yer yer tekrara düşmüş olsa da yazar, kitabı severek okudum. Tavsiye ederim, iyi okumalar.
Bilinçaltının Gücü
Bilinçaltının GücüJoseph Murphy · Koridor Yayıncılık · 200912bin okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Kitabı tam üç yıl önce bir sahaftan almıştım. Siyaset bilimi okuduğumu duyunca elime tutuşturmuş, kesinlikle okumalısın demişti. Ama içimden bir türlü okumak gelmediğini için tam 3 sene boyunca kitaplarımın arasında bekledi maalesef. Dış işlerinde tam olarak 42 yılını geçirmiş olan Tanşuğ Bleda bizlere bu dönemde yaşadığı bir çok şeyi sunuyor. Aynı zamanda kitabın anlatımından kendisinin ne kadar esprili bir adam olduğunu anlamak güç değil. Okurken bir kaç kez kahkaha attığım doğrudur. Keşke daha önce okusaydım. Ve sahaftaki amcanın dediği gibi siyaset okuyorsanız, okumalısınız. Ya da dış işlerindeki bir diplomatın, büyük elçinin neler yaşadığını/yaşayabileceğini merak ediyorsanız. İyi okumalar.
Maskeli Balo
Maskeli BaloTanşuğ Bleda · Doğan Kitap · 200012 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Okuduğum ikinci Jack London kitabı, Katıksız Sevgiyi çok beğenince bir kaç kitabını daha okusam fena olmaz diye düşündüm. Kitapta rüyalarında sürekli korkan ve kendisini Orta Pleyistosen çağında bulan bir gencin hikayesi anlatılmakta. Şöyle söylerek hikayesini dinlemeye davet ediyor bizi; “Şimdi bir an için kendinizi benim yerime koyun da minicik çocukluğumun birkaç gününü geçirin; bir gececik yatın benimle.”
Adem'den Önce
Adem'den ÖnceJack London · Can Yayınları · 201918,5bin okunma
Reklam
368 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Okuduğum ilk Jack london kitabı. Ve heyecanla , severek okuduğumu belirtmek istiyorum. İrlanda teriyesi olan Michealin hüzünlü hikayesi anlatılmakta kitapta. Bir köpeğin gözünden dışarıya bakış o kadar güzel anlatılmış ki, yazarın bir köpeği bu kadar iyi anlayabiliyor olması şaşırtıcı geliyor. Aynı zamanda kitapta hayvanların ne kadar acı ve sefalet içerisinde, zalimce, vicdansız bir şekilde eğitildiği anlatılmakta. Maalesef Micheal bir hayvan eğiticisinin eline düşüyor ve aynı şeyi o da yaşamak zorunda kalıyor. Bence okunmalı, iyi okumalar.
Katıksız Sevgi
Katıksız SevgiJack London · Can Yayınları · 2011769 okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
William Shakespeare’in okuduğum ilk kitabı. 1598 yılında yazılmış, 1600 yılında ise basılmış. Dönemin şartlarını düşündüğümüz zaman, Venedik’in deniz ticaretinde önde gelen devletlerden biri olduğunu söylemek mümkün. Kitapta ise Venedik taciri olan Antonio, arkadaşı Bassanio için yahudi bir tefeciden para alır. Ve oyun bunun üzerine kurulmuştur. *o dönemde yahudilere karşı antipatinin varlığınından da söz etmek gerek. bu nedenle tefeci bir yahudidir. yahudilerin hepsinin kötü karakterli, işe yaramaz olduğu düşünülmektedir.* Kitabı da biraz sıkılarak okudum doğrusu. Çünkü bana pek de hitap etmeyen bir tarz. İyi okumalar.
Venedik Taciri
Venedik TaciriWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210,6bin okunma
206 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Varoluşçuluk akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Sartre’nin otobiyografisi. Küçük yaşta babasını kaybeden yazar, annesi, büyükbabası ve büyükannesi ile birlikte büyümüş. Büyükbabasının öğretmen olmasından ötürü kitaplarla çok küçük yaşta tanışmış. Hatta ilk okuma yazma öğrenmesi kararının verilmesi; kitaplıktan aldığı bir kitabı odasına çekilip okumaya çalışırken aile bireylerine yakalanması ve herkesin ona gülmesi ile başlamış. Ve ailesi onu hep bir gün yazabileceği konusunda destekleyerek büyütmüş. (Burada büyükbabasının katı tavrını söylemek gerek.) Genel olarak tahmin edileceği gibi mutsuz bir çocukluk geçirmiş. Kafasından geçenleri kağıda döktüğünde bir çocuk neden bu şekilde düşünür ki diye sorabilirsiniz.
Sözcükler
SözcüklerJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 20201,523 okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Maksim Gorki’nin 1906 yılında yazdığı romanı. Aslında devrime giden yolda, bu devrimi yapmak isteyen insanların ne kadar çok haksızlığa uğradıkları, hapse atıldıkları, sürgün edildikleri anlatılmakta. Fabrikada işçi olarak çalışan bir çok insan ve aralarında bulunan Pavel. Pavelin annesi ise sözü edilen ana. Pavel ve arkadaşları proletaryanın haklarını savunmak istiyor. Aslında iki taraf mevcut bu durumda. Biri zenginler diğeri ise işçi sınıfı, yani proletarya. Adil düzen istekleri, özel mülkiyet karşıtlığı ve bunun uğrunda gösterilen çaba konu alınmış. Ananın şu sözlerini eklemek isterim: “Aklı kanla söndüremezsiniz... Denizler gibi kan da söndüremez gerçeği”
Ana
AnaMaksim Gorki · Can Yayınları · 201928,5bin okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
1774 yılında yayımlanan bu roman Goethe’nin ilk romanı. Ve yazarın çok genç yaşlarda ünlü olmasını sağlayan eseridir. Kitapta Werther yakın arkadaşı olan Wilhelm’e imkansız aşkını anlatmaktadır. Yaşadığı acıyı, hüznü ve kendisini acı sona götüren bütün duygulardan söz eder. Kitapta Werther şöyle söylüyor; İnsan doğası sınırlı sevinç, üzüntü ve acıya katlanır. Önemli olan insanın duyduğu şeye tahammül edip edememesidir. Yüksek ateşten ölen birine korkak demek ne kadar uygunsuzsa, yaşamına son veren biri korkaktır demek o kadar uygunsuzdur.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,4bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Kitabın kahramanı şöyle diyor “ Kreutzer Sonat benim üzerimde dehşetli bir etki uyandırdı... Demek her şey şimdiye kadar düşünüp yaşadığım gibi değil de, böyleymiş...” Kitap adını Beethoven’ın bu parçasından alıyor. Kitapta Pozdnişev’in bir tren yolculuğunda hiç tanımadığı birine evlilik hayatını anlatması konu alınmış. Pozdnişev yaşadığı
Kreutzer Sonat
Kreutzer SonatLev Tolstoy · Can Yayınları · 202010,6bin okunma
Reklam
375 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Kitabın yazarı Afgan doğumlu Amerikalı bir yazar. 2003 yılında yayınlanmış ve dünya çapında etki uyandırmış, ödüller almış bir kitap. Kitaptaki olay örgüsü 1970 ler sonrası Afganistanda başlıyor. Monarşinin yıkılışı, Afganistan’daki Sovyet işgali, Taliban yönetimi ve ABD müdahalesi gibi olayları da kapsıyor. Kâbil’ de iki küçük çocuk. Emir ve Hasan. Hasan bir hizmetkâr. Ama ayni zamanda Emir’in en iyi arkadaşıdır. Ancak bir gün Emir hem en yakın arkadaşı hemde süt kardeşi olan bu çocuğa bir ihanet eder. Aslında ihanette değil bilmiyorum ki herkese göre farklı yorumlanabilir. Çok korktuğu için karşı koyamadığı bir şey. İşgal sonrası Emir babası ile birlikte California’ya giderler. Tabii bundan önce zaten Hasan ve babası Kâbil’den gitmiştir. Böylelikle bu ikilinin yollarını ayrılacaktır. Ancak Emir hiç bir zaman en yakın arkadaşına yaptığı şeyi unutamaz. Ve kader çarkı öyle işledi ki, kitabı okuyanı şaşırtıcı şeyler bekliyor. Tavsiye eder, iyi okumalar dilerim.
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,2bin okunma
302 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Halide Edib Adıvar’ın okuduğum ilk kitabıydı. Geç okuduğumun farkındayım ve bütün kitaplarını da okumak istiyorum. Görüyorum ki muazzam bir kalemi var yazarımızın. Kitapta 1900’lü yıllarda geçen bir aşk hikayesi anlatıyor. Zeynep ve Azize’nin aynı insana aşık olması, ve arkadaş uğruna yapılan bir fedakarlık. Kitapla ilgili spoiler vermek istemiyorum pek. Kitabın devamı Zeyno’nun Oğlu adlı eserde imiş. :) Tavsiye eder, iyi okumalar dilerim.
Kalp Ağrısı
Kalp AğrısıHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20232,267 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Kitapta Holden adındaki bir ergenin, okulundan atılması ve ardından geçirdiği bir kaç gün anlatılıyor. Holden’ın geçirdiği bunalımlar, yalnızlığı, boşvermişliği, aykırılığı vs. Açıkçası kitabı okumadığım için şaşıran insanlar oluyordu. Nasıl okumazsın diyerek. Ancak daha önce okumamakla kendime ne iyi ettiğimin farkına varmış bulunmaktayım. Keşke okumasaydım. Boşuna vaktimi kaybettim. Gerektiğinden fazla abartılmış bir kitap.
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159bin okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Kitabı uzun zamandır okumak istiyordum, ancak fırsatım olmamıştı. Dr. Breuer ve Nietzche arasındaki görüşmeleri hesaba katarak konuşacak olursak, kitabı okumayı ertelemekte büyük hata etmişim. Çünkü kitabın içeriğini oluşturan bu görüşmeler yaşam, ölüm, ümitsizlik, özgürlük, sevgi üzerine kurulu. Elbette buluyorsunuz kendinize ait bir şeyler. Bir nevi ücretsiz terapi niteliğindeydi. Zaman zaman bu soyutluk ve tekdüzelikten sıkılmış olsam da okuduğum için mutluyum.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202351,9bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Siyasi hiciv tarzında olan bu kitap 1945’te yayınlanmış, ancak 1950 lerde asıl ününe kavuşmuştur. Sosyalizme getirdiği eleştirilerle aslında Stalin’in totaliter rejimine karşı yazılmış yergi türünde bir kitap. (Burda spoiler var) Kitapta bir domuz çiftlikteki diğer hayvanların da ayaklanmasını sağlıyor ve devrim gerçekleştiriliyor. Her hayvanın eşit şartlarda yaşayacağı yasalar oluşturulmuşsa da, buna uyulmayacak. Zamanla insanlardan daha baskıcı daha zorba bir yönetim ortaya çıkacak. Elinize alıp bir saate bitireceğiniz bir kitap. Fena da değil hani.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020245,7bin okunma
536 syf.
9/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Kitap neredeyse bir yaşamın öyküsü. Mezuniyet töreninde tanışan Emma ve Dexter kitabın ana karakterleri. Emma sakin, çift ana dal yapmış, zeki ve yazar olmak isteyen, kendi çapında güzel bir kız. Dex ise dünyanın bir çok yerini gezmek isteyen, yerinde duramayan tiplerden. Aynı zaman da bir şeye bağlı kalmakta çok zor Dex için. Gelip geçici ilişkiler, yeni şehirler, yeni insanlar vs vs Böyle kızlar hep kendini bilmez erkeklere aşık olur zaten. Bu tip erkekler ise bazı şeylerin farkına çok geç varırlar. “Yirmi yıl, iki insan, Bir Gün” -Seni kırkında hayal edebiliyorum’ Kitabın en güzel yanı da bazen gerçekten bazı şeylere geç kaldığımızı üstüne basa basa vurgulamış olması. Geç kalıyoruz, çok şeye.
Bir Gün
Bir GünDavid Nicholls · Pegasus Yayıncılık · 20106bin okunma
Reklam
142 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Thomas More bir hukukçu ve devlet adamıdır. Hümanist kişiliği ile de dikkat çekmektedir. Kral 8. Henry’ nin danışmanlığını yapmıştır. Ve idam edilerek öldürülmüştür. (Bildiğim kadarıyla krala karşı katolik kilisesini savunduğu için öldürülmüştü.) Ütopyayı ise 1516 yılında yazmıştır. Ütopya da özel mülk bulunmaz, her şeyden herkese yetecek kadar vardır, bu yüzden kimse aç gözlülük etmez. Zengin ve fakirler yoktur. Savaşın hayvanca olduğunu düşünülür ve savaş yanlısı bir tutum yoktur. Çocukların eğitimi rahipler üstlenir. Ve eğitimin önemli noktalarında biri de ahlaktır. Kadınlar on sekiz, erkekler yirmi iki yaşından evvel evlenmezler gibi vb şekilde bir çok şey bulunmakta. Tabii ki tüm bunların günümüzdeki dünyaya uyarlanması gerçekten çok zor. Zaten adının Ütopya olmasının sebebi de bu. Herkes, herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyor. Ancak ben gerçekten hem çok sıkılarak hem de istemeyerek okudum.
Utopia
UtopiaThomas More · Siyah Beyaz Yayınları · 020,3bin okunma
464 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitapları seçerek okumamız gerekir. Özellikle de yeni dönemde çok fazla vakit kaybı yaratacak romanlar var. Ancak Krıstın Hannah kitapları kesinlikle bu roman türünden değil! :) Yanlış hatırlamıyorsam 3 ya da 4 romanını okudum. Okumadıklarımı da tabi ki ilerleyen zamanlarda okuyacağım, çünkü gerçekten beğendiğim yazarlardan bir tanesi kendisi. Kitapta iki kadının yaşam öyküsü anlatılıyor. Biri anne olmak için elinden geleni yapan ancak bu isteğine bir türlü kavuşamamış olan Angie. Diğeri ise hayatı boyunca annesinden sevgi beklemiş güzeller güzeli on yedi yaşındaki Lauren. Bu iki kadını bir araya getiren şey de tam olarak bu. Hayatlarında eksikliğini yaşadıkları şeyler. Vaktim olduğunca okudum ve hemen bitirdim çünkü hep bir heyecan ve biraz da burukluk içerisinde okudum kitabı. Eee kitabın sonunda da gözlerim dolmadı değil. :) Harikasın Hannah!
Sevgi Uğruna Yaptıklarımız
Sevgi Uğruna YaptıklarımızKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20121,268 okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Usta ellerden çıkmış harika bir cinayet romanıydı. Çok fazla polisiye gerilim okuduğumdan mıdır bilemem ancak kısmen kitabın sonunu tahmin etmiştim. Kitapta cinayetten daha çok dikkatimi çeken bir konu vardı. İşte tam olarak şu cümle; “...Rosemary ona daha fazlasını verdikçe, Christopher ondan daha çok nefret etmeye başlamıştı.” Aslında çok şey anlatıyor. Ne kadar kendimizden verirsek o kadar eksiliyor, azalıyor ve değersizleşiyoruz. Ölmeyi hak edecek kadar. En azından bu ölmeyi hak etmek meselesi Christopher’ın düşüncesi. Polisiye/Gerilim kitaplarında hep bir favori dedektifim olmuştur. Jon Nunn. 10 sene boyunca bu olayın peşini bırakmayan adam ve içini kemiren soru: Bu idam haksız yere miydi? Keyifli okumalar. :)
26 Yazardan Tek Bir Hikaye: Adalet
26 Yazardan Tek Bir Hikaye: AdaletKolektif · Martı Yayınları · 2014551 okunma
268 syf.
·
Puan vermedi
·
20 saatte okudu
Birkaç güzel cümle dışında kitaptan gerçekten zevk almayan az sayıdaki kesimden biriyim bende. Bildiğim kadarıyla bir otobiyografi kitabı idi. Bukowski’nin çocukluğu, gençliğini ve ailesini ele aldığı kitap. Henry’nin sürekli dayak yemesi, çekilmez çocukluğu, ergenliği, yalnız, ve başıboş oluşu. Acı, sefalet , yaralar ve intihar düşüncesi. Şöyle söylüyor Bukowski “İntihar? Tanrım çaba gerektiriyordu”. Kitabın harika olduğunu savunamayacağım, üzgünüm. Belki de acı gerçeklerin bu kadar sade, yalın ve abartısız bir şekilde yazılması dokundu, bilmiyorum.
Ekmek Arası
Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126,8bin okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu kitabı almak istediğimde kitapçı Grange’ın kızıl nehirler kitabının daha güzel olduğunu bu kitabı beğenmediğini söylemişti. Bende doğal olarak bir önyargıya kapılmış, aylarca çok merak ettiğim halde alıp okumamıştım. Şunu söylemeyeliyim ki; okuduğum en güzel gerilim kitaplarından biri! Kitap bittiğinde heyecandan hala yerimde duramıyordum. Hiç beklemediğim bir son oldu. Ve tüm şüpheleri üzerinde toplayan karakter değilde tüm bunları yapanın bambaşka biri olması daha da enteresandı. Ayrıca çok sürükleyiciydi. Korku/Gerilim tarzı seven arkadaşlara şiddetle tavsiye edilir! :)
Kaiken
KaikenJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20135,3bin okunma
436 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bir çözümleme, psikoloji kitabı diyebiliriz. Bildiğimiz üzere Flaubert naturalizmin öncüsüdür. Ana karakter olan Madam Bovary'nin duygu durumları öylesine net ve gerçekçi yansıtılmıştı ki, kocasından sıkılıp farklı arayışlar içerisine giren bu kadını anlamaya çalıştım. Hatta toplumun ahlak kuralları ya da Charles'in buna ne kadar kırılabileceği aklımın ucundan dahi geçmiyordu, tek anlamaya çalıştığım Madam Bovary'nin ne hissetiği idi. Çevirmen İsmail Yerguz'un dediği gibi kitap bir ahlak yapıtı değildi zaten, kitabın eğilimi aslında toplumsal yavanlığın ve aptallığının ifşa edilmesiydi. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı, son derece kuvvetli bir kalemi olduğu konusunda karar kıldım. Okumanızı tavsiye ederim.
Madam Bovary
Madam BovaryGustave Flaubert · Kırmızı Yayınları · 201633bin okunma
Reklam
155 syf.
9/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Kitap Melissa adında genç bir kızın günlük kesitlerinden oluşuyor. Dikkatimi çeken şey kitaptaki günlüklerin 2000 yılından başlaması idi, kitabın yazarı olan Melissa Panarello’ nun 1985 yılında doğduğunu hesaba katacak olursak genç yaşta yazılmış. Aslında kitabın arka kapağındaki şu cümle her şeyi özetler nitelikte: “... bu kitap ailelerin çocuklarıyla konuşmadıkları, öğretmedikleri tek konudan söz ediyor: Cinsellik” Kitabı üzülerek okudum -çok fazla hassas içerik vardı- fakat günümüz dünyasının şuanki durumunu yansıttığı bariz ortada. Cinsellik konusunun bastırılmasından ve ayıplanmasından çok, bu konunun konuşulup insanların daha doğrusu gençlerin ve ergenlik dönemine girmekte olan çocuklarımızın bilinçlendirilmesi gerekiyor ki böyle çirkinlikler yaşanmasın.
Yatmadan Önce 100 Fırça Darbesi
Yatmadan Önce 100 Fırça DarbesiMelissa P. · Okuyan Us Yayınları · 20122,722 okunma