... bu dünyayı sever ama Yüce Allah'ı ondan da çok severler.
Sayfa 97 - Aydın Yayınevi
Sevdiğini istediğin kadar sev,şüphesiz ondan ayrılacaksın.
Muhlis kimseye gelince o, halkın ona nasıl baktîğına aldırış etmez.
Sayfa 300
fussilet 41/53
"Biz onlara hem ufuklarda hem de kendi nefislerinde âyetlerimizi göstereceğiz ki, onun(Kuran'ın) hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun"
Sayfa 37 - semerkand yayınlarıKitabı okudu
Kişinin kalbinde biraz dünya sevgisi baskın olursa, namazında ve orucunda ihlaslı olması zora girer. Çünkü bütün ameller kalbin sıfatını alır. Kalp hangi tarafa yönelirse, amel de o tarafa eğilir. Makam sevdasında olan kimsenin teveccühü insanlara olur. Sabah yüzünü yıkayıp sırtına elbisesini giymesi insanlar içindir.
İbadetin niyeti insanların rızasına o derece karışır ki, halkın rıza göstermesi, ibadetin kabulü gibi olur.
Sayfa 235 - 4.Cilt
Hayvanların gıdası ve saadeti yemek, uyku ve çiftleşmedir. Eğer sen de bir hayvandan, gece gündüz boğazının ve şehvetinin peşinden koş!
Sayfa 38 - kendini tanımak
Hastalıklar birer elçidir:
“Kul, iki defa hastalandığı halde tövbe etmezse Azrail (a.s) der ki:
-Ey gafil, benden sana peş peşe elçiler geldi de onların uyarılarını kabul etmedin.”
İnsanın dünyadaki varlığının bir başlangıcı var ise de, ahiretteki varlığı devamlı ve sonsuzdur. Maddi yapısı süfli ise de, manevi ruhu ulvîdir.
Süfli: aşağılık
Ulvî: yücelik
Sayfa 14 - çelik yayıneviKitabı yarım bıraktı
"... Bir kimse kardeşine yazdığı mektupta şöyle dedi:İmdi, dünya rüyadır, ahiret uyanmaktır. Ölümden başka aralarındaki bütün haller dağınık ve yalancı rüyalardır."
Şunu bil ki; başkalarının sözlerinin peşinden giden kördür!
Hz. Ali'nin Peygamberimizden rivayet ettiğine göre, Peygamberimiz buyurur ki. «İnsanlar, dünyalık toplamaya ve binalar yapmaya başlayıp fakirlere düşman kesilince, Allah Teâlâ onlara dört şey verir: Zamanın kıtlığı, sultanın zulmü, kadınların hıyaneti ve kâfirlerin şevket ve kuvveti.»
Sayfa 589
Hüküm ve İdare
Abdullah bin Amr bin As (r.a) der ki: «Ben, her zaman, Allah'a Hz. Ömer'i rüyamda bana göstermesini dua ederdim. Oniki yıl sonra onu rüyamda yeni yıkanmış, peştemalını önüne almış bir kimse şeklinde gördüm. Ona: "Ey Emire'l-mü'minin! Allah seni nasıl karşıladı?" dedim.
"Ey Abdullah! Sizden ayrılalı, kaç yıldır?" dedi. "Oniki yıl etti" dedim. "O zamandan beri hesabta idim. Sonuç kendimden ümit kestim. Eğer Allah'ın rahmeti olmasaydı, nerde ise helâk olacaktım" dedi.»
Bak ki, Ömer'in bu kadar yüksek kıymeti, yüce şanı var iken hali böyle oldu. Halbuki hüküm imkânlarından bir kamçısından başka bir şeyi yoktu.
Sayfa 327
Nasıl ve niçinlik, cismin özelliğinden olan hayál icâtlarıdır. Hayâlin de ancak göz ile görülebilen şeylerde payı vardır. Renk, şekil gibi göz ile ilgili şeylerde kulağın payı olmadığı gibi, ses gibi, kulak ile ilgili seylerde de gözün payı yoktur. Böylece kalb ve akıl duyguları ile ilgili hususlarda da, diğer duyuların payı yoktur. Çünkü nasıllık ve keyfiyet (nitelik) ancak duyu organları ile his edilen şeyler için söz konusu olur.
Sayfa 41
İnsanın bu dünyadaki sermayesi ömrüdür. Bu öyle bir sermayedir ki, her an tükenmektedir.
Sayfa 193 - Bedir YayıneviKitabı okudu
Demek ki, hakikatte herkes, kendi azabının sebebini buradan götürmektedir. Bu da onların kalblerindedir.
Sayfa 78 - Bedir YayıneviKitabı okudu