Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Herkes av partisinin bize dokunmayacağını söylese de," diye devam etti Leyna, "onlar çocukları almazlar, ya da... Adalheid'dan kimseyi almazlar. Yine de yetişkinler dolunay zamanları hep tedirgin olurlar." "Neden av buradaki insanlara dokunmuyor?" "Ölüm Şöleni yüzünden." Serilda kaşlarını çattı. "Ne?" "Ölüm Şöleni. Bahar ekinoksunda, ölümün kışın sonunu getirdiği, yeni yaşam için yer açtığı zamanda. Birkaç hafta sonra kutlanacak.""Anladım. Bizim de Märchenfeld'de bir festivalimiz olur ama biz buna Eostrig Günü deriz." Leyna kaygılı bakıyordu. "Şey, ben Märchenfeld'i bilmem. Ama burada. Adalheid'da, bahar ekinoksu yılın en korkunç gecesidir. O gece hayaletler, karanlık ruhlar ve tazılar hep birlikte şatodan çıkararak şehre gelirler. Onlar için bir ziyafet ve avlanmaları için hayvanlar hazırlarız. Onlar da büyük bir şenlik ateşi yakarak epey gürültü patırtı yaratırlar ve bu gerçekten korkutucudu Aynı zamanda eğlencelidir de çünkü annem ve ben, doğru düzgün uyuyama dığımız için genelde tüm gece ateşin başında kitap okuruz." Serilda ağzı açık onu dinlerken, anlattıklarını gözünde canlandırmaya çalışıyordu. Bütün bir gece sokaklarında kol gezmesi için avcıları isteyerek daver eden bir şehir mi? "Ve siz onlara bu kutlamayı hazırladığınız için, av partiaine sizden kimseyi almamayı kabul mü ediyorlar?" Leyna başını salladı. "Yine de kulaklarımıza balmumu tıkamamız gereki yor. Erlking'in fikrini değiştirme ihtimaline karşı, sanırım."
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
Reklam
İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevine başladıktan bir ay sonra Mustafa Kemal Paşa tarafından Ankara'ya çağırıldım. Şehrin politik, stratejik, tarihi ve ekonomik değerini çok iyi takdir eden Büyük Gazi, ben göreve başladıktan sonra şehrin asayişini çok yakından ve özel olarak izlemişlerdi. Bu hususu kendilerinin çeşitli konulardaki
Sayfa 40 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Yavaşça inişe geçtik ve uzuvlarımız çarşafların arasına dolanmış halde saatlerce günümüzün nasıl geçtiği hakkında, Gugliotti ile olan toplantı hakkında, Bennett’in akşam yemeği ve arkadaşlarımla olan gece gezmesi hakkında konuştuk.
Savaş Zamanı Payitahtın Hali
İstanbul'da, Britanya ve Fransa vatandaşlarının evleri yağmalanı­yordu. Liman boştu; Çanakkale Bağazı'nın kapatılması ve Rus gemilerinin Karadeniz'de kol gezmesi yüzünden gemi taşımacılığı durmuştu. Kömür kıt, gazhaneler kapalıydı; şehir geceleri sık sık karanlığa gömülüyordu. Günde bir ekmekten fazlasını almak için zabıtadan izin gerekiyor, fırınların önünde sık sık kavga çıkıyordu. Üstelik bu ekmekler un ve saman karışı­mından yapılan berbat somunlardı. Bitle bulaşan tifüs binlerce kişiyi kırıp geçirmiş, insanlar kalabalık tramvaylar gibi kapalı yerlerden kaçar olmuştu.
Sayfa 49 - Kitap YayıneviKitabı okuyor
Halife Ömer bir gece gezmesi sırasında bir kervanın gelip şehre yakın konakladığını gördü. Abdurrahman b. Avf’ın evine gidip , “ Bir kervan geldi, şehrin kapısına kondu, muhakkak yorulmuşlardır. O yorgunlukla uyuyakalırlar . Korkarım ki malları çalınabilir. Bana yardım eyle de onları bekleyelim” dedi ve sabaha kadar kervana bekçilik yaptı . Kervandakiler bundan habersiz güven içinde uyudular.
Reklam
"Bu topraklarda cinsel şiddete hatta her türlü şiddete maruz kalan kadınlar sanki suçun faili kendileriymişçesine derinlemesine sorgulanırlar. Herhangi bir cinsel suç haberi sonrasında ortalık "Gece yarısı dışarıda ne işi varmış?", "Mini etekle, dekolteyle gezmesi uygun değil", "Erkeğin de evine giderse ne olmasını bekliyordu?" gibi cümlelerle dolar. Ortada bir suç vardır. Bir kadın cinsel saldırıya uğramıştır ve birileri elbirliğiyle bu suçun faili sanki kadınmış gibi göstermeye uğraşır."
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.