Bu kitabı bir cümle ile özetle derseniz şunu söyleyebilirim:
Yalnızca okursanız anlayamazsınız, içine girerseniz çıkamazsınız!
Lou Salome küstahça sayılabilecek bir notla Dr. Breuer ile görüşme talebini iletmiş ve bunda başarılı olmasıyla olaylara ilk adımımızı atmış oluyoruz bizde. Her şeyin başı sayılabilecek bu notun sonrasında olanlar ise
"inanın
ben yaşamıyorum"
ben onun ötesinden karanlığın birikmesini
ve gümüşten çam kozalaklarını
görüyordum hala, ah, fakat o ...
kayıp gidiyordu tüm bunların üzerinden
ve zirveye tırmanıyordu sınır tanımayan yüreği
sanki yeşil hisleriydi ağaçların
ve gözleri sonsuza dek var olacaktı
Tamam o zaman, zengin olmaya gerçekten kendinizi adamış iseniz ve spesifik, elle tutulur bir hedef belirlediğinizi varsayalım. Başka nelere ihtiyacımız var? Diğer herhangi bir hedef gibi üzerinde durmamız gereken başka noktalar da mevcut. Eğer bu noktaların üzerinde durup, bu tutumunuzda kararlı olur, her gün bu noktalara yönelik eylemler
ve şaşkınlık içindeki yüz
pencerenin ötesinden bana
"hak görenledir
ben kaybolmuşluk duygusu kadar korkuncum
ama Tanrım
nasıl korkulabilir benden
ben, ben ki hiçbir zaman
gökyüzünün sisli çatılarında
başıboş ve hafif bir uçurtmadan başka
bir şey değildim
acaba zamanı gelmedi mi
bu küçük pencerenin ardına kadar açılmasının
ve gökyüzünün yağmasının
ve insanın kendi cenazesinde gözyaşı dökerek namaz
kılmasının?"
"haklısınız
ben ölümümden sonra
aynaya bakmaya yeltenmedim hiçbir zaman
ve o kadar ölüyüm ki
ölümden başka hiçbir şey
kanıtlayamaz varlığımı
ah
acaba siz
gecenin himayesinde, bahçenin bitiminden aya doğru koşan
bir ağustos böceği sesi
duydunuz mu hiç?
sanırım bütün yıldızlar
yitik bir göğe göçüp gitmişler
ve şehir, şehir ne sessizdi
yol boyu
solgun heykellerden
ve süprüntü ve tütün kokan birkaç çöpçüden
ve uykulu, yorgun bir bekçiden başka
hiçbir şey çıkmadı karşıma
yazık
ben ölüyüm
ve gece hala
o anlamsız gecenin devamıdır sanki"
sizler , yüzlerini
yaşamın hüzünlü maskesi gölgesinde
saklayan sizler !
acaba zaman zaman bu düş kıran gerçeği ;
bugünün dirilerinin
bir dirinin atıklarından başka bir şey olmadıklarını düşünür müsünüz siz hiç ?