Buttercup kalktı, yatağını düzeltti, giysilerini değiştirdi, saçlarını topladı, gülümsedi ve yeniden gözyaşlarına boğuldu. Çünkü kendinize söyleyebileceğiniz yalanların da bir sınırı vardı.
"Biz onları iri, ceylan gözlü hurilerle evlendirdik."
"Onlar karşılıklı yaslanmış halde mücevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler."
(Gelin odası için hazırlanmış, üstü cibinlikli taht veya sedir.)
Dün ne halt ettim? Gelin bi' göz gezdirelim (Kendi kendime konuşuyorum).
Arkadaşımın yanına ofise gitmiştim. Akşama doğru çıkmaya yeltendim. Merdivenlerden indim ve çıkışa doğru giden o koridorda ilerlemeye başladım. Akşamları koridor karanlık oluyordu ve herhangi bir ışıklandırma yoktu. Tam çıktığım esnada, çıkışın solundan içeriye doğru bir
Aynı sular yeryüzünde dolaşıp her kıyıya vururken bizler de insanlığın ortak paydasında buluşuyoruz.Gelin ,bu suların anlattığı hikayeleri dinleyelim ve onları asla unutmayalım.
Bir bak, senin amellerin acaba ne ve hayatının başından beri O'nun sana yaptıkları ne?
Göreceksin ki O'nun tarafından sana ancak lûtuf ve kerem gelmekte.
Bir de senin O'na karşı nasıl davrandığını gözden geçir! Göreceksin ki hep ihmal, hep isyandır senin yapıp ettiklerin.
Sen halka ne kadar çok ve Hakk'a ne kadar da az bağlısın!
Kalbin ışıldaması, yiyeceğin azaltılması, zikrin çoğaltılması, Kur'ân okuma ve yanı sıra da ister mubah, ister mekruh, isterse haram olsun dışarıya bakıp durmaktan gözleri korumayla olur.
Sen acı ilaç içmenin hoş olduğunu mu sanıyorsun? Sen onu bir yudumda içmezsen, şifayı bulamazsın. Sen hemen tövbe ilacını içmeye bak! Günahın tatlılığı seni alt etmesin!
Buraya gelin geldiğim ilk zamanlar, etrafta çok bar, pavyon vardı. Zengini bol ya buranın, İstanbul'un, İzmir'in değme dansözleri, ciğersöken konsomatrisleri çalışırmış hep. Yükünü tutan İstanbul'a, İzmir'e döner, tutamayan Antep'e, Kilis'e falan düşermiş. Erkeklerin çoğu çıkmazmış bu pavyonlardan. Nice kadın bu yüzden kocasından, yuvasından olmuş. Her kabul gününde, her biri başka bir hikaye anlatırdı. Erkeklerin, evlerinde bulamadıklarını buralarda, bu kadınlarda aradıkları söylenirdi. Ben de kocamı evde tutmak için, akşamları rakı sofrasını kendi ellerimle kurmaya, en sevdiği mezeleri hazırlamaya, dansöz kıyafetleri diktirip tüller pullar içinde karşısına geçip göbek atmaya başlardım.
Bir adam iki rekât namaz kıldıktan sonra, bu namazına güvenmeye başlar, bu düşünceye sarılır ve hatta böyle güzel bir amel yapmaktan dolayı övünmeye kalkışırsa, güzelim bir ibadetin sevabını öyle bir hata yüzünden silip yok edebilir.
Bir başka kimse de bir günah işler ve o günah onda bir eziklik, bir utanç doğurur ve Allah'a karşı kendisinde sürekli bir mahrumiyet ve bağımlılık duygusu meydana getirirse, işte o günah da bir ibadetle silinip yok edilebilir.
Kendi büyük günahlarını görmeyip başkalarının küçük günahlarına dikkat kesilmen, cahillik ve gâfillik olarak sana yeter.
Müminin iki kalbi vardır. Biri korku, diğeri umuttur. Amellerinin kabul edileceğini umar, ya reddedilirse diye de korkar. Müminin korkusuyla umudu tartılsa birbirine denk gelir.