Eski bir kuraldır: Edepsizin biri eğer isterse mütevazı görünebilir, ama mütevazı biri edepsiz görünemez.
Kütüphanesi ona dar gelmeye başlamıştı, insana yeleğinin dar gelmesi gibi. Kütüphaneler insanın ruhuna fazla dar veya bol gelebilir.
Çok okumak karşımıza âlim bir barbarlık çıkardı.
Kafalarıyla hissediyor, kalpleriyle düşünüyorlar.
Okuduğunun sana hükmetmesine izin verme, sen ona hükmet.
Beş duyunun hepsiyle birden kavrayabileceğimiz çok az şey vardır.
Kimbilir, bazen düşüncelerimiz büyük bir keşfin ne kadar yakınından geçip gidiyordur?
Sayfa 56Kitabı okudu
Hangisi daha zor: Düşünmek mi, düşünmemek mi?
Üstünüze alınmayın 18. yy'dan bahsediyor :)
.
Zamanımızda üç nükteyle bir yalan yazar olmaya yetiyor.
.
Sayfa 35Kitabı okudu
Meşhur bir adamın eserinde bıraktığı kısımlardan çok, çıkarıp attıklarını okumak isterdim.
A: Çok yaşlanmışsınız.
B: Evet, insan uzun yaşayınca genellikle böyle oluyor.
Birinin bir zamanlar çirkin bulduğumuz tarafları bile gözümüzde güzelleşebilir.
Dünyada öyle yüzler vardır ki, insan bir türlü sen diye hitap edemez.
Sayfa 67
Altın bir kural: İnsanları görüşlerine göre değil, bu görüşlerin onları neye dönüştürdüğüne göre değerlendirmeli.
En eski atasözü, fazlası zarar, olsa gerek.