Ishiguro’nun Klara ve Güneş’ten sonra okuduğum ikinci kitabı.. İnsanlar Ishiguro’yu çok özgün ve güzel konular bulup içini doldurmadığı yönünde şikayet ediyorlar. Örneğin bu kitapla ilgili spoiler vermeden :) sistemin detayları, toplumun tepkisi, model konusu gibi mevzuların yeterince detaylandrılmadığı eleştiriliyor. Bu eleştirilerin haklılık
Yazıma kitapta bulunan on dokuzluk bölümün bölüm sonlarında bulunan özetlerini kısaca yazarak başlamak istiyorum.
Bölüm-1 Temel Unsurları Kavramak:
Beden dili sinyallerini okumayı öğrenmek, diğerlerinin egemenlik kurma ve bir durumu kendi çıkarlarına göre kullanma yetisini nasıl elde ettikleriyle ilgili sizi bilinçlendirmekle kalmayacak,
Beyazlar ve akıl insanlarından kabile yaşantısına, insan hayatında madalyonun iki yüzü düsturu olduğunu gösteren bir kitap. Papalagi olarak anılan "Avrupa" insanının bugün insanlığın çoğunu temsil ettiği bir aşikar. Siz de ben bir papalagiymişim sözleriyle kapatacaksınız kitabı. Girişin Avrupa ve kabile insanlarının kıyafet
Kurtarıcılardan Kurtulmak Üzerine
Doğuştan hür bir insanın düş, düşünce, umut, tercih, beklenti ve yönelim dünyasını; iradesi dışında sınırlamak ve kısıtlamakla başlıyor zulmün ilk adımı. Başkalarının özgürlüğü ve temel haklarıyla çatışmayan bir iradi hareket; onur, erdem, mutluluk, huzur, başarı ve aidiyet arayışıdır.
Toplumsal yaşamda yer
Kendini kendine yeter görür insan. Bu görme, en uzun ve en derin rüyasıdır insanın. Bir rüya kendisinin rüya olduğunu inkâr ettirdiği ölçüde kendi üzerine katlanır. Kendisini yok saydırdığı kadar derinleşir. Öyle ki uyanmaya ihtiyaç duymaz olur rüya gören. Rüya görür ama gördüğünün rüya olduğunu göremez. Gördüğünü biricik gerçeği sanır. Oysa her nefeste borçlanır insan. Her sabah yeni bir günü ödünç alır.