Gerçek Kitapseverler Ailesinin Tolstoy grubu olarak külliyat okumalarımız devam ediyor. Gelelim yazarın gözlem yeteneğinin kaleme döküldüğü ve kalemindeki ustalığa bir kez daha hayran bırakan eserine. Tolstoy savaşları bizzat içerisinde görmüş, cephelerde bulunmuş biridir. Savaş ve Barış’ı okuduğumda eserin uzunluğu ve detayları mı desem bir şeyler eksik kalmıştı bende ve tekrar okumalıyım dedim. Bu eseri de savaşı anlatıyor ama en önemli farkı ve özelliği savaşı yazarcasına değil izletircesine anlatmış okurlara. Savaşın nasıl bir şey olduğunu cephedeki askerlerin neler yaşadığını, hislerini, acılarını aklınıza gelebilecek ve gelemeyecek herşeyi etkileyici bir şekilde kaleme almış.
Sivastopol kuşatması 1854- 1855 yıllarında Birleşik Krallık,Fransa ve Osmanlı ittifakiyla Rusya arasında cereyan eden Kırım Savaşı sırasında oluşan bir cephedir. Savaşın taraflarından bizimle ilgili olmasından bağımsız bir şekilde askerlerin yaşadığı ölüm korkusu, zorluklar yani görünenin arkasında neler olduğunu anlamak daha doğrusu hissetmek için okumanızı tavsiye ederim.
Yer yer durağan bir anlatım oluşuyor ama bir anda sizi savaşın içine acının içine öyle bir çekiyor ki kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.
“Benim öykümün kahramanı, hakikattir: Ruhumun bütün gücüyle sevdiğim ve olanca güzelliğiyle canlandırmaya çalıştığım, hakikat... hep en güzeldi o, her zaman da en güzel olarak kalacak.”
"Korku bir kez yüreğe sızdı mı, artık başka duyguya yer bırakmaz."
“Ölü bedenlerden yayılan korkunç ağır bir koku kaplamıştı havayı.”