Bir Toprak Sahibinin Sabahı

Efendi ile Uşağı

Lev Tolstoy
Efendi ile Uşağı – Bir Toprak Sahibinin Sabahı – Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş’in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. Tolstoy, yarı otobiyografik denebilecek üçlemesinin (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik) devamı sayılabilecek Bir Toprak Sahibinin Sabahı’nda genç bir toprak sahibinin köylülerle ilişkilerini, tüm iyi niyetine rağmen cehalet ve güvensizlikten kaynaklanan güçlüklerle yüzleşmek zorunda kalmasını son derece çarpıcı bir dille aktarır. Efendi ile Uşağı’nda ise doğayla insanın mücadelesini arka plana yerleştirerek, açgözlülükle tevazuun, iyilikle kötülüğün insan ruhundaki bitmek bilmeyen savaşını sarsıcı bir hikâyeyle gözler önüne serer. Ayşe Hacıhasanoğlu (1952): DTCF Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Bir süre SSCB Büyükelçiliği Basın Bürosu’nda çevirmen olarak çalıştı. Edebiyat ve sosyal bilimler alanında çeviriler yaptı. Dostoyevski, Tolstoy, Gorki, Bagirov eserlerini Türkçeye kazandırdığı yazarlar arasında yer almaktadır.
144 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1895
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

130 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"Ne oldum değil ne olacağım demeli" Atasözünün en güzel örneklerinden biri olan bu kitapta bir efendinin uşağını aşağılayarak sürdüğü bir hayatta elinde sonunda kaçamayarak ölüme teslim olmasıyla ilgili anlatılıyor. Mal varlığını daha da büyütmek için zaman yer mekan dinlemeyen ve en sonunda soğuk havayla yüzleşen efendi son dakikalarında kendi öleceğini anlayarak uşağının hayatını kurtarır ve insanoğlunun kendini sonsuz bir yaşamın beklediğini düşünen insanların yaptığı hatayı, Tolstoy bu kitapta çok güzel bir anlatımla kaleme alıyor.
Efendi ile Uşak
Efendi ile UşakLev Tolstoy · Antik Batı Klasikleri · 20139,4bin okunma
136 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitabımız 3 kısa hikayeden oluşuyor Kitaba adını veren ve diğer 2 hikayeye oranla biraz da uzun olun Efendi ve Uşağı’nda rakiplerinden önce bir koroyu satın almak isteyen Vasiliy Andreyiç, uşağı Nikita ile kar kış çamur demeden yollara düşer fakat kaybolurlar. Önlerine çıkan bir fırsatı da Vasiliy Andreyiç para ve mal hırsı yüzünden elinin tersiyle iter ve zavallı Nikita da ona uyar böylece ikili yeniden yaşayacaklarından habersiz yollara düşer. Diğer hikaye Üç Ölüm’de biri zengin biri fakir ölüm döşeğindeki 2 farklı insandan bahsediliyor. Biri ailesi tarafından seviliyor, diğeri ise daha yaşarken mezar taşı karşılığında kendi botlarını satıyor. Üçüncü ve bence en çarpıcı ölüm ise ölmenin sadece insana özel bir durum olmadığını bize anlatıyor.
Efendi ile Uşağı
Efendi ile UşağıLev Tolstoy · EZR Yayıncılık · 20199,4bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Spoi içerir! Vasily'nin para hırsının, Vasiliy'i ve Nikita'yı felakete sürmesini işliyor. Efendi Vasily, ormanlık bir alanı başkalarına kaptırmamak için kar kış demeden yola koyulmak ister. (Rusya da işler hep böyle olabilir ama fırtınasız gündüzler çöpe girmedi ya :) ) Eşinin ısrarı ile uşağı Nikita'yı da yanına alır ve yola koyulurlar. Bir kaç kez yollarını kaybedip bir köye saparlar ama Vasily ısrarla tekrar yola çıkmak ister. Ardından Vasily'nin para hırsı yerini birini yaşatma arzusuna bırakır. Tavsiye ederim.
Efendi İle Uşağı
Efendi İle UşağıLev Tolstoy · Kızıl Panda · 09,4bin okunma
Tanrı vereceği kadar vermiş size
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Hikayenin başında bir Efendimiz Vasili Andreyiç var. Bir de Uşağı Nikita. Hava şartları çok kötü, ama yola çıkılmaya mecbur. Çünkü; işin ucunda çok karlı çıkılacak, hayali kurulan bir koru var.
Efendi ile Uşağı
Efendi ile UşağıLev Tolstoy · Mavi Çatı Yayınları · 09,4bin okunma
195 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Efendi İle Uşağı tam olarak bir keşif yolculuğudur. Bu yolculuğa Nikita ve Brehunov birlikte çıkmıştır fakat asıl keşifi Brehunov yapmıştır. Belki de olması gereken olmuştur. Çıktıkları bu yolculukta ölümü yanı başında hisseden Brehunov hayatın özünü anlayıp sevgiyi ve merhameti keşfetmiştir. Bu keşif esnasında biz okurlar ise psikolojimizi inceleme fırsatını da buluyoruz. Şimdi kitabın geneline bakarak bir yorumda bulunacak olursam: Hayatın bir fırtına olduğunu ve yolunu kaybeden kişinin de "ben" olduğunu düşünelim. Bu yolculukta iki farklı kişilikle karşılaşıyoruz. Birinci kişiliğimiz hırslarımız ve arzularımız, ikinci kişiliğimiz ise inancımızdır. İlk kişiliğimiz bizim sahip olduğumuz, ikincisi ise ilahi kişiliğimizdir. Bu yolculuk sırasında her iki karakterimizle sık sık karşı karşıya kalıyoruz. Her seferinde tercih yapmak zorundayız. İlk kişiliğimizi her seçtiğimiz de bizi hep şaşırtıp yolumuzu bulmamızı önleyip varacağımız noktaya ulaştıramıyor. Lakin ikinci kişiliğimiz doğru yolu göstermektedir. Şimdi size soruyorum siz olsanız hangisini seçerdiniz? İşte bu yolculuk efendi Brehunov'un ilahi kişiliği ile yüzyüze gelmesine sebep olmuştur. Kendi yolunuzu ve kendi kişiliğinizi sorgulatıp keşfetmenize vesile olabilecek bir kitap. Tolstoy'un okuduğum kitaplarında hayatına dair çıkarımım vermiş olduğu inanç mücadelesi olmuştur. Keyifli okumalar dilerim.
Efendi ile Uşağı
Efendi ile UşağıLev Tolstoy · İletişim Yayınları · 20129,4bin okunma
130 syf.
·
Puan vermedi
Zengin bir efendi de olsan, çok fazla para kazanma hırsına sahipsen, tüm dünyan bir anda tepe taklak olabilir...Soğuk ve fırtınalı sert iklime sahip Rus topraklarında, efendi ile uşağı bir ticaret için at arabalarıyla giderken karların altında kalır...Efendi ile uşak artık eşit durumdadır hatta uşağın kaybedeceği hiçbir şey yoktur ölüme koşarak gitmek istemektedir adeta... efendisinin ise kaybedeceği çok şey vardır bu dünyadaki tüm kazandığı serveti tabii ki... Fakat kitapta en etkileyici kısım, efendisinin uşağının üstüne yığılıp, kollarıyla uşağını sarıp sarmalaması, onun üstüne kapaklanıp ölümden , donmaktan kurtarmış olması, bırakıp terketmemesi ve bu uğurda kendisinin ölmesi.
Efendi ile Uşak
Efendi ile UşakLev Tolstoy · Antik Batı Klasikleri · 20139,4bin okunma
İncelemelere başlık aramaktan çok yoruldum
138 syf.
8/10 puan verdi
Not: Kitap iki farklı öyküyü barındırıyor içerisinde dolayısıyla inceleme iki parçadan oluşacaktır. Keyifli okumalar.
Efendi ile Uşağı
Efendi ile UşağıLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20169,4bin okunma
İncelemelerimiz spoiler içermemekte olup üst katta aile salonumuz vardır.
144 syf.
9/10 puan verdi
Kitapta iki adet hikâye bulunuyor. Bir Toprak Sahibinin Sabahı Çarlık Rusya'da toprak köleliği döneminde, okulu bırakıp köyüne dönen, iyi bi efendi olmak ve köylülerin ahlakını geliştirip refah seviyelerini arttırmak isteyen idealist Nehlüdov'un amacını uygulamaya çalışmasını; kendini parçalarken köylülerin saplandıkları cehaleti, boş inançlarının verdiği özgüveni, kendilerine iyilik edilmesine rağmen efendiyi aşağılayıp dalga geçmelerini müthiş değerlendirmeleri ve örnekleriyle anlatmış.Boşuna dememişler : "Alışmış kudurmuştan beterdir." diye. Bir Rus köyünü dolaşıyor evlerine misafir oluyorsunuz. Efendi ile Uşağı Para hırsıyla yanıp tutuşan, bunun getirdiği ihtiraslarla "5 dakikada Beşiktaş " misali kısa yoldan zengin olmaya çalışan tüccar ve özgür iradeye sahip olamayan, başkalarına hizmet etmeye alışan uşağın zengin olma yolunda çıktıkları maceraları anlatan okumaya doyamadığım hikayesi. Açgözlülüğü eleştirip sonuçlarını örnekleriyle anlatmış Koca Lord. "Dik dur eğilme, Çarlık Rusya seninle" diyorum kendisine (Tolstoy) ve herkese iyi okumalar diliyorum.
Efendi ile Uşağı
Efendi ile UşağıLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20169,4bin okunma
144 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
~Efendi ve Uşağı Tolstoy’un Efendi ve Uşağı adlı kısa romanı, sade diliyle insanın içine işleyen ama bir o kadar da düşündüren bir hikâye diyebilirim. Kitabı okurken hem insan doğasını hem de yaşamın ne kadar ince bir çizgide gittiğini fark ediyor insan. Hikâyede zengin bir toprak sahibi olan Vasili Andreyiç ile sadık uşağı Nikita'nın zorlu bir kış yolculuğu sırasında yaşadıkları ele alınıyor. Başta çok basit bir hikâye gibi geliyor ama ilerledikçe karakterlerin iç dünyaları o kadar derinleşiyor ki, “Kimin efendi, kimin uşak olduğu” sorusu aklınıza kazınıyor :) Vasili’nin para hırsı ve kibri ile Nikita’nın sessiz, sabırlı hali arasındaki farklar çok çarpıcı. Karda mahsur kalıp ölümle burun buruna geldiklerinde ise tüm o hiyerarşi alt üst oluyor. Tolstoy, bir insanın son anda bile nasıl değişebileceğini, vicdanın nasıl uyanabileceğini öyle güzel anlatmış ki, kitap son sayfalarında gerçekten boğazınızı düğümlüyor. Kısa ama etkileyici bir eser. Hele doğa tasvirleri…O tipi, o sessizlik, o karın ortasında yalnız kalma hissi resmen sayfalardan çıkıp sizi sarıyor. Sadece bir yolculuk hikâyesi değil bu kitap; aynı zamanda içsel bir yolculuk, bir yüzleşme, bir dönüşüm anlatısı. Eğer Tolstoy’a giriş yapmak istiyorsanız ya da kısa ama derin anlamlar taşıyan bir kitap arıyorsanız, kesinlikle okumalısınız :)
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
Efendi ile Uşağı
Efendi ile UşağıLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20169,4bin okunma
122 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Genç bir toprak sahibinin mutluluğunu iyilik ve sevgiye bağlayarak çıktığı bu yolculukta, köylülerini dolaştığı bir günü anlatıyor eserin ilk bölümü. Onların sorunlarını giderecek, yoksulluktan kurtaracak, refah sağlayacak, edindiği bilgileride onlara aktaracak. Onların minnettarlığı ve mutluluğuyla kendi mutluluğunuda sağlamış olacak elbette. Böyle saf ve temiz çıkılan bu yolculukta genç arkadaşımız insanın arzuları, tembelliği, fakirliğiyle karşılaşıyor. Bunları iyileştirmek kolay olacak mı? "Teyzem, kendini mutlu etmenin başkalarını mutlu etmekten daha kolay olduğunu yazarken doğru söylüyordu." Bu sonuca varış öyle kolay olmuyor küçük bey için. Çabasına, saf hayallerine sağlık. En azından temizdi, denemesi güzeldi. Başarı getirmez her çıkılan yol. Ama öyle oldu diye ziyan mıdır, boş mudur? Tolstoy burda kendini hikaye etmiş bir nevi. O da mutluluğunu mal varlığını köylülerine dağıtarak kazanma yolunu seçmiş. Mutluluğu, huzuru bulma çabasıda çeşit çeşit.. Kitabın ikinci kısmında da Efendi ile Uşağı hikayesinde tam tersi bir konu var; Mutluluğu çok parada bulan bir efendi. Uşağıyla beraber şiddetli karda yüklü kazanç sağlayacak bir anlaşma için yollara düşüyor. Anlaşmayı kaçırmamak için uyarıları dikkate almayarak şiddetli soğuk ve kar fırtınasında mahsur kalıyorlar. Devamını okuyunuz. Detay vermek istemiyorum. İlkine göre daha az etkilese bile etkileyici bir hikaye yinede.
Efendi ile Uşağı
Efendi ile UşağıLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20169,4bin okunma

Yazar Hakkında

Lev Tolstoy
Lev TolstoyYazar · 205 kitap
Lev Tolstoy 28 Ağustos 1828 tarihinde Moskova'da doğdu. Babası Kont Nikolay İlyiç Tolstoy, 1812 Napolyon Savaşlarına katılmış emekli bir yarbaydı. Tolstoy romanlarında, insanoğlunun ne kadar değişik karakterli olduğunu vurgular. ''Savaş ve Barış'', ''Anna Karanina'' insan tahlileri ve canlı tasvirler bakımından birer baş eserdir. Lev Tolstoy'un kendini arayış serüveni ölünceye kadar sürdü. Karısı bile onu anlamadı. Tolstoy, bir çocuk gibi hayata küstü ve kaçtı. Seksen iki yaşındaki karanlık ve yağışlı bir Ekim gecesinde köyünden ayrıldı. Yolda hastalandı 7 Kasım 1910'da küçük bir tren istasyonunda hayata veda etti. Lev Tolstoy zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya'nın Tula şehrindeki Yasnaya Polyana adlı konakta doğdu. Çok küçük yaşlarında önce annesini, sonra babasını kaybetti, yakınlarının elinde büyüdü. Çocukluğundan beri gerçekleri incelemeye karşı büyük bir ilgisi vardı. Öğrenimini tamamlamak için Moskova'ya gitti. Çalışkan zeki bir öğrenci olarak başarı ve sevgi kazandı. Fransızcasını ilerletmiş, Voltaire'i ve J. J. Rousseau'yu okumuş, bu iki yazarın kuvvetli etkisinde kalmıştı. Yasnaya-Polyana'ya döndü, yoksul köylüler arasına katıldı. İlk eseri olan "Çocukluk"u bu sıralarda yazdı. Lev Tolstoy Bir süre sonra orduya girdi; Kafkasya'ya gitti. Kafkas halkının yoksulluk dolu yaşayışlarını ele aldığı izlenimlerle ilk gerçekçi hikâyelerini yazdı. 1854'te Kırım savaşı'na subay olarak katıldı. Sonra askerlikten ayrılıp Petersburg'a gitti. Bir kısım eserlerini oldukça sakin geçirdiği o yıllarda yazdı. Gene de içinde, aradığını bulamayan bir ruh çalkalanıyordu. Batı Avrupa ülkelerinde uzun bir gezintiye çıktı. Almanya, Fransa, İsviçre'de dolaştı. Yurduna dönüşünde gene Yasnaya-Polyana'ya yerleşti. Asalet ünvanlarından, lüksten sıkılıyordu. Köyünde bir okul kurdu. Bu okul, öğrenim, eğitim bakımından yepyeni bir kurumdu. Huzura kavuştuğuna kanaat getirdikten sonra, 1862'de evlendi. Lev Tolstoy evlendiğinde karısı Sophie Behrs kendisinden 16 yaş küçük olup henüz 18 yaşındaydı. Bu evlilik onun düzenli bir hayat özlemini giderecekti. Bu evlilikten 13 çocukları oldu; bu çocukların 3'ü bebek iken, biri 5 diğeri de henüz 7 yaşında iken öldü. Eserlerinden en kuvvetli olan iki romanı "Savaş ve Barış" ile "Anna Karenina'yı" bu dönemde yazdı. Karısı, eserlerini yazmasında en büyük yardımcısıydı. Hatta "Savaş ve Barış"ın düzeltmelerini 12 kez yapıp yazmıştır. Aradan bir süre geçince yeniden, bu sefer eskilerden daha şiddetli bir moral çöküntüsüne uğradı. Geniş halk yığınlarının, özelikle Rus köylüsünün yoksul, perişan durumu onu çok üzüyordu. Bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Kaba saba giyiniyor, giydiği her elbiseyi kendisi dikiyordu. Değişmeyen tek tarafı bıkıp usanmadan yazmasıydı. "Kroyçer Sonat", "Efendi ile Uşak", "Karanlıkların Gücü", "İman nedir", "İnciler", "Kilise ve Devlet", "İtiraflarım" hep bu yılların ürünleridir. Lev Tolstoy Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy'un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır. Kendi ülkesinin toplumsal siyasal çalkantılarını, halkının yaradılışını, yaşayışını büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden olduğu kadar, bir filozof ve bir eğitimci olarak da ün kazanmıştı. Yukarıda sayılanların dışında "Diriliş", "Gençliğim", "Çocukluk", "Hacı Murat", "Ayaklanış", "Sergi Baba", "Tanrı Bizim İçimizdedir", "Kazaklar", "Tesadüf", "İki Süvari" gibi eserleri vardır. Lev Tolstoy 82 yaşındayken, 1910 yılında öldü. Kış ortasında evini terk ettiğinde hasta düştükten sonra, Astapovo'da tren istasyonunda zatürre'den öldü. Polis, cenazesine katılmak isteyenlere ulaşımı sınırlandırmak için çalıştı, ama binlerce köylü cenazesinde sokakları doldurdular. 82 yaşında vefat eden Lev Tolstoy birçok kez büyük sıkıntılar yaşamıştır. Marksizm'den etkilenerek oluşturduğu mülkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Bu sebeple ailesiyle arası açıldı. Hıristiyan anarşizmini geliştirmeye çalıştığı kitabı "tanrının egemenliği içimizdedir" kitabıyla yeni bir hristiyanlık akımı tanımlaması, Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz edilmesine sebep oldu. Tolstoy, ömrünün son yıllarını büsbütün derbeder bir şekilde geçirdikten sonra, bir küskünlük sonucunda, evini bırakıp yollara düştü. Astapovo tren istasyonunda ölü olarak bulundu. Ölümüne zatürrenin sebep olduğu bilinmektedir. Hayatı boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştı. Eserlerinde bunu eksiksiz olarak yansıtmayı hedef edinmiş en büyük Rus yazarlarından birisi olarak edebiyat ve dünya tarihindeki yerini aldı.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.