Kitaba başlamadan önce çıtam yüksekti bu kitaba karşı ve ''Yıldız Gezgini'' sanki bir sırıkla atlama rekoru kırdı önsezimin çıtasının çok çok üstüne çıkarak. Bu kadar zengin bir içerik beklemiyordum.
Jack London gerçekten okutuyor kendisini. Temel başlık hapishanedeki ağır yaşam koşulları ve hapishane reformları gibi gözükse de birçok alt metin var bu kitapta. Felsefe, tarih, edebiyat, aşk, mahkûmluk, özgürlük güzel bir şekilde irdelenerek işlenmiş. Kurgunun içinde kurgu, anlatıcının içinde anlatıcı mevcut. Bolca nükte yapılmış, bu mahkûmların vurdumduymazlıklarıyla birleşince yüzde pek tabii tebessüme yol açıyor. Hep mi iyi yanlarından bahsedeceğiz derseniz farkına vardığım bir durum var. Zaman zaman kullanılan sivri dil beni rahatsız etti fakat bunu da olayların geçmiş zamana dayanmasına bağlıyorum. Bazı yerlerde Darell Standing anlatıcı konumunda uyarı atışları yapıveriyor okuyucuya ve laflarını yüzümüze çarpmaktan alıkoymuyor. Kitapta ilgi çeken bir kavram var ki o da ''kızıl gazap'' Varsın onu da siz keşfedin canım... Birçok zaman, birçok mekan, birçok kişi var ancak Darell bu kişilerin özde aynı oldukları konusunda ısrarcı davranıyor. İçimden geçenleri yazıya döktüm.
İyi okumalar :))