"Daha kötüsü var ayrıca: Deham olarak adlandırdığım şeyi tamamen benim dışımdaki şeylere ve hatta fiziksel şeylere borçlu olmaktan korkuyorum bazı zamanlar. İki fincan kahveden sonra kafam daha iyi çalışıyorsa, bir çaydanlık çayı içtikten sonra daha kolay bağlantı kurabiliyorsam, birkaç kadeh şampanyadan sonra daha neşeli ve paradoksal oluyorsam; bin metre yüksekliğindeki bir tepeye çıktığımda kendimi daha soylu hissediyorsam, bir kafeterya müziği, bir bando veya bir senfoni ritmi beni daha şiirsel kılıyor ve sessizlikte anımsayamayacağım düşünceleri, imgeleri ve zaman dilimlerini içimde uyandırıyorsa işte o vakit saçma bir utançla doluyor ve içine ne koyarsan onu üreten, çalışmak için yakıtlara ve esanslara ihtiyacı olan bir beyin makinesinden başka bir şey olmadığıma ve düşünenin ve hayal edenin ben değil de aslında çay, kahve, şarap, oksijen ve seslerin benim içimde düşünüp hayal kurduğuna dair acımasız bir şüphe duyuyorum.
Bu bedensel ve dışsal maddeler ilhamımın bir parçası, eserlerimin iş birlikçisidir ve bu durum beni öfkelendiriyor ve rahatsız ediyor...
-Giovanni Papini, Bitik Adam