Dolunay ruhların dans etme zamanıdır!
Her yeni ayda yeni bir doğum başlar. Dolunay ruhların dans etme zamanıdır. Görkemli bir şölen başlar ay gökyüzünde yer aldığında. Hayvanlar, ağaçlar, sular ve insanlar hayranlık baka kalırlar, O ise bir ayna olur kainata, kalbini sevgiyle dolduranlara... Ay sırdır, sırlıdır. Aydınlatan ve yüceltendir. Sevgilerin kaynağı, ruhların konuşmadan konuşan dilidir. Herkese göstermez kendini. Ancak anlamaya niyet edene de kapatmaz sana dünyasını. Kalp onun titreşimleri ile buluşunca başlar sizinle konuşmaya... Ay mistiktir. Gökyüzünde devrilirken duygular da renkten renge bulanır. Hayaller ve düşlerin kaynağı olur kimi zaman, kimi zaman da bir dönüşümü başlatır. Aynı anda hem yıkan hem de inşa eden olur. Ne de olsa her ölüm aynı zamanda yeni bir başlangıcı müjdeler. Ay kadındır, genç kızdır, annedir. Kendisinden beklenen şefkat'i kimseden esirgemez. Güneşten aldıklarını gecenin koynuna taşımaktır. Bunu yaparken de yumuşacıktır, şefkatlidir. Rehberiniz, anneniz ayın kollarına bırakın kendinizi... O da size sonsuz döngüsünden fısıldasın, sizi kutsasın, sizi yücelsin, aydınlasın ve gizemli gücüyle sarıp ışıldamanızı sağlasın.
Ay Ritüelleri
Ay Ritüelleri
O zaman bırakalım kendimizi kainata evrene ki yer yüzünde bir nokta olan bizler gökyüzüne ışık olarak sevgiyle, huzurla, gülen kalbimiz ve gözlerimizle yansıyarak ışık saçalım.
458 syf.
5/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Bugün sizlere çok övülen kitabımız ile geldim. Şahsen bana istediğimi vermedi belki de ben beklentimi çok yüksekte tuttum bilmiyorum ama konusu çok klişeydi. Yasak Profesör, öğrenci ilişkisi. Daha farklı şeyler beklemiştim ama tabi ki herkesin düşüncesi farklı sonuçta kitabı seven bir çok okurumuz var eminim Keyifle okumuşlardır. Öyle olmasını umuyorum. Kısaca konusundan bahsedeceğim. Corvina, bir gün hiç duymadığı Verenmore Üniversitenden kabul teklifi alır. Annesi onu yıllarca güvende olması İçin evde tutup eğitimini de evde almasını sağlamıştır. Corvina, bunu bir işaret olarak düşünüp kabul eder ve üniversiteye gider bu üniversite dağların arasında bir şatodan oluşmaktadır. Katillerin ve hayaletlerin gezindiği bir şato daha doğrusu insanlar böyle düşünüyor. Peki gerçekten hayaletler var mı ? Corvina kafasının içinde ki seslerin her zaman onu doğruya götüreceğini düşünür bu sefer de öyle oldu mu ? Bu üniversite de öncesinde öğrenci olup bura da kalmış olan profesörümüz Bay Deverell ile tanışır. Gümüş gözlü gizemli adamımız. İkisi arasında yakınlaşma herkes tarafından fark edilecek tarzdadır. Ve beraber bir ilişki yaşarlar. Bu şatoda her dolunay da birisi kaçırılıyor ve öldürülüyor kitabımız da bunu anlayıp bulmaya çalışıyoruz.
Gothikana
GothikanaRuNyx · Independently published · 20211,400 okunma
Reklam
Dolunay'a ithafen
Gurdjieff insanın Ay'ın yiyeceği olduğunu söylemiş. Bu son derece mantıklı. Bu da mantıklı olmanın ne kadar aptalca bir şey olduğunu kanıtlıyor. Yaşamdaki her şey bir başka şey için iyidir, bu nedenle Gurdjieff büyük bir yaratıcılıkla şu fikri üretmiş: İnsan neden bir başka şeyin yiyeceği olmasın? Bundan yola çıkmış ve sormuş; "İnsan neyin yiyeceğidir?" Soru mantıklı degil mi? İnsanı yiyen güneş olamaz çünkü güneşin ışınları başka şeylerin yiyeceğidir; örneğin bitkilerin. Öyle olsaydı insan başka türlerin daha altında yer alırdı. Bu olamaz çünkü insan en üst düzey hayvandır. Demek ki insan güneşin yiyeceği değil. Ayın bizimle ilişkisi daha gizemli ama Gurdjieff'in söylediği şekilde değil. Bu gizemli bağlantı kadınların periyodları ile ilgili. Gel git olayları yani denizin ilerleyip çekilme hareketi ile bağlantısı var. Daha fazla insan dolunayda aklını kaybediyormuş gibi gözüküyor. Lunatik(deli) sözcüğü de buradan türedi. (Luna:ay) Ay insanın zihnini hep hipnotize etti. Gurdjieff, "İnsan Ayın yiyeceği olmalı çünkü yiyecek yiyen tarafından kolaylıkla hipnotize edilir" diyor. Hayvanlar, özellikle yılanlar kurbanlarını önce hipnotize ederler. Kurban hareket edemez hale gelir ve yenir. Bu, Gurdjieff'in gördüğü bir başka rastlantı. Şairler, deliler, dünyadan elini eteğini çekenler, düşünürler hep ay tarafından etkilenen yani hipnotize edilen kişilerdir. Öyleyse bunda bir iş var. Demek ki insan bir yiyecek!
154 syf.
8/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Biraz Kitap Konuşalım mı...??
❝İnsanoğlu sapkınlıkta ileri gittiğinde, dolunay doğacak ve yeni doğan masumlar yok olacak! Sadece üç kişi bu laneti yok edebilir; Şifa, Dün, Yarın...❞ Lanetli kehanetler, zamanda yolculuk, kanlı cinayet, ve gizem dolu bir geçmiş'in sırlarını keşfetmeye çıkan bir grup genç. Kaderin ağları bu üç genci ne gibi maceralara sürükleyecek?
Lotus
LotusŞeyma Reyhan Gözen · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202091 okunma
144 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Rüveyda
Değerli şair Nurullah Genç, kitabında yine duygularını güçlü bir sekilde konusturmus. Şair, siirlerinin bazı yerlerinde okurunun, Rodrigo'nun efsunlu konçertosunda dağılmasını ve Neruda'nın umut ve umutsuzluğu arasındaki gidip gelişleri de hissetmesini istiyor ve bunu da bir bakıma itiraf ediyor sanki. Bu arada musikinin insanda hissettirecegi duygulara da değinmeden geçemiyor. Gizemli bir yâr var ve onu yalnızlığı seven bir mâvera, gülümseyen bir rüya olarak tanımlıyor. Dolunay gibi yüzüyle onun, yüreğini aydınlattığini da dile getiriyor. Yer yer onu yaşamadan olmeyecegini de belirtiyor. Bir yandan hüzünlü olduğunu dile getirirken diğer yandan asude olduğunu da söylüyor. Bu gelgit de vurgunlugunun asıl nedenini keşfetmeye çalışıyor. Aslında kitabı okudukça şairin, Rüveyda ya ve ondan yola çıkarak hissettiği gizemli yâre şiirler yazdığını düşünüyorum. Ve sanırım şair, Rüveyda yi terkedip gizemli yâre kayıyor. Ve o yâr, gözlerini kapadiginda onun içinde kaybolacagini düşünüyor. Demek ki yâre hapsolmuş. Belki de bütün bunlar şairin, sevdiğinde kendisini bulma yolunda olmasıdır. Kendini ararken de acizligini hissedip mükemmel olana ulaşma arzusuyla perişan olmasıdır. Mecnun un Leyla yi severken asıl aşka varması gibi. Ama bence şu da bir gerçek ki yârdan es geçilemez. Çünkü yâr, Allah in bir armağanıdır.
Rüveyda
RüveydaNurullah Genç · Timaş Yayınları · 20204,233 okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Delice Hoşgeldiniz. Anlatacağım hikaye Tarık'ın köyüne gelmesiyle başlıyor. Dedesi son günlerini köyünde geçirsin diye geldikleri bu yer Tarık için inanılmaz kapılar açacaktır. Erkek olma yolunda ilerlerken köyün ritüeli olan bedel ödeme düğününe katılmak istesede henüz olması gereken gerçekleşmediği için Tarık'ı aralarına almazlar.
Bedel Ödeyenler
Bedel ÖdeyenlerCüneyt Candaş · Müptela Yayınları · 2022150 okunma
Reklam
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.