Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hepimizde kendimizi hoş görme ve kızgınlığımızı yakınlarımıza; sözgelişi, kadına, kulağı düşük memura, uşağa, hatta yere yuvarlanan ve gidip kapıya çarparak kırılan iskemleye yükleme tutkusu vardır!
İnsan hiç beklenmedik bir anda, ıssız, kimsesiz bir yerde biriyle karşılaşır ve onunla yaptığı iç ısıtan sıcacık söyleşi, yolculuklarında başından geçen bütün tatsızlıkları, geçit vermeyen yolları, geceyi geçirebileceği bir yerinin olmadığı anların tedirginliğini, insanların yalancılıklarını, düzenbazlıkları unutturuverir;
Reklam
Kadınlar Üzerine
"Yok" dedi kendi kendine, "kadınlar öyle varlıklar ki..." burada elini salladı," hiçbir şey söylenemez onlara dair! Gel de yüzlerine görünüp yiten anlamları, imaları, ışıkları anlat! Anlatamazsın! Yalnızca gözleri bile öyle uçsuz bucaksız bir ülkedir ki adım atmaya kalkanın vay hâline! Hiçbir şekilde bulup çıkaramazsın onu oradan. Yalnızca yüzlerindeki ışıltıyı anlatmak bile ne zor! Nemlisi, kadife gibisi, şekerlisi...ve Tanrı bilir daha kaç türlüsü!.. Ayrıca serti var, yumuşağı var, hatta süzgünü, mahmuru, rehavet içinde olanı var...ama rehavet içinde olsa bile, o ışıltı insanın yüreğine bir kanca attı mı, ruhunun üzerinde keman yayı gibi gidip gelmeye başlar. Yok, hayır! Uygun sözcüğü bulabilmek... kadınları anlatabilmek zor! İnsan soyunun latif yarısıdır vesselam, kadın milleti.
İnsanda her şey öyle büyük bir hızla değişir, dönüşür ki ne olduğunu anlamadan bir bakar, karşı konulmaz biçimde bütün yaşam özsuyunu emen bir kurt büyüyüvermiş içinde. Ve pek çok kez yalnızca büyük tutkular değil, değersiz, önemsiz şeylere karşı duyulan istekler bile, büyük utkular için doğmuş bir insanda büyüyüp dal budak salarak ona en yüce, en kutsal yükümlülüklerini unutturacak bir güce ulaşabilir. Denizde kum, insanoğlunda tutku! Üstelik hiçbiri bir-birine benzemez! İyisi kötüsü, sıradanı soylusu, başlangıçta hepsi insana boyun eğer gibidir, ama sonra zorbaca ona boyun eğdirir, onun hakimi olurlar. Bunca tutkudan kendine en iyilerini seçebilmiş olanlara ne mutlu!
İnsan denen yaratıkta her türlü kötü alışkanlık, kötü huy bulunur. Yaşamın bütün zevkleri içinde yaşayan bir delikanlı, her ihtiyarlığında göreceği şeyleri düşününce tüyleri ürperir. Her yaşta, o yaşın tatlı zevklerini tadarak yaşayınız, insanca duygularınızı küçümsemeyiniz, çünkü, o tatlı zamanlar bir daha ele geçmez, geri gelmez. İhtiyarlık sert ve merhametsizdir; hiçbir şeyi geri vermez. Mezar ondan daha merhametlidir; çünkü orada: "Burada bir adam gömülüdür," kitabesi okunabilir; fakat insanca duygulardan uzak ihtiyarlığın donmuş, asık simasından hiçbir şey okunmaz.
Bugünkü nesil her şeyi apaçık görüyor ama bütün bu yapılan hatalara rağmen yine de aynı hatalara düşmekten alıkoyamıyor kendini ve atalarının hatalarıyla alay ediyor, yarın da kendisiyle alay edileceği gibi.
Reklam
Çünkü insanın tutkuları, deniz kıyısındaki kum taneleri kadar sayısız ve sonsuzdur. Önemli olan bu tutku yığını içerisinde en soylu olanı seçmek ve ona tutunmaktır.
-Bugün ne denildiğini bilmiyorum- insanlardan olduğunu anlamış olsa gerek. Bunlar doğuştan mı böyledirler, yoksa içinde bulundukları üzücü, sert koşullar mı onları sonradan bu hale getirir? Soruyu onun çocukluğunu ve ilk eğitim yıllarını anlatarak yanıtlamaya çalışalım.
Sayfa 312 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ben dua ederken ,bir şey yapıyormuş gibi görüyorum kendimi. Bakın size açık söylüyorum:Bir manastıra kapanmaya ve getirilecek ve verilecek en ağır görevleri yerine getirmeye hazırım. Yoksa memuriyete girip,"Şuna şu kadar vergi cezası kes!" diye birtakım emirlere boyun eğmek bana göre değil.Ben orada tanrıya boyun eğiyorum ve kime boyun eğdiğimi biliyorum.
Sayfa 448Kitabı okudu
"Ruhumu kanatırcasına okşayan ve içine giren, yüreğimin çevresinde uğuldayıp duran bu sesler ne?"
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.