Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Odysseus

Odysseus
@gogolun_paltosu_
Yalnızdım ama bir kente yürüyen ordu gibiydim. -Sartre
Sabitlenmiş gönderi
Eğer yokluğunuz bu alemde hissedilmiyorsa, varlığınız alemin sırtına yüktür.
İsmail Hakkı Aydın
İsmail Hakkı Aydın
Reklam
İngiliz fizikçi James Jeans (1877-1946) bir keresinde şöyle demişti: "Kâinatın mimarı mükemmel bir matematikçi olsa gerek." Gerçekten de görünen o ki, matematik sadece evreni değil, insanoğlunun en karmaşık girişimlerini bile müthiş bir isabetle tanımlayıp açıklayabiliyor.
Ve elleri titreyen adam bir gün ressam olmaya karar verdi. Oysa piano çalmak kâfi gelmeliydi. Küçük bir düş kurdu. Düşünde bir tepeye çıkmıştı. Önünde uzunca bir düzlük vardı. Oraya şövalesini koydu. Üstüne bir tuval. Ve çizdi. Hiçliği çizdi. Sonra manzaraya baktı. Üç yaşında bir çocuk gibi pak hissetti ruhunu. Pianosunun başına oturdu. Çalarken şömineyi seyre koyuldu. Yanan ateş melodilere hükmetti. Gece karanlığa karıştı. Bir atlı gördü. Atını dört nala uçuruma sürüyordu. Uçurum bir deniz kıyısıydı. Elleri titreyen ressam tuvalini ve şövalesini aldı. Malzemelerini topladı. Batan güneşi seyre koyuldu. Rüyadan uyandı, kendine geldi, ne önemi var?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aysel git başımdan ben sana göre değilim Ölümüm birden olacak seziyorum. Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim Aysel git başımdan istemiyorum. Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün Dağıtır gecelerim sarışınlığını Uykularımı uyusan nasıl korkarsın, hiçbir dakikamı yaşayamazsın. Aysel git başımdan ben sana göre değilim. Benim için kirletme aydınlığını, hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim. Atilla İlhan
Felsefe işin şamatası. Asıl hakikat bilimdedir. Küçümsemiyorum felsefeyi. Lakin hayatı sadece felsefeye entegre etmiş insanlar saçma sapan bir melankoliye sürüklenip duruyorlar. Ve sonrada oturup niçin böyle sanrılı bir hayat yaşıyoruz diye soruyorlar Tanrı'ya. Oysa cevap çok basit. Kendinizi başka insanların düşünce alemlerine hapsediyorsunuz. Rasyonalistler, Empiristler, Sansüalistler, Pozitivistler, Materyalistler, Varoluşçular, Nihilistler, İdelaistler, Realistler, Pragmatistler... Böyle de devam eder. Unutmayın. İnsan zihinleri evren ahlakı değildir. Doğru olan doğadadır. Ve insana verilen akıl hakikatı görmeyi sağlar. İşte bu hakikat bilimdir. Değişken olabilir ancak değişkenlikle kesinliğe ulaşır. Matematik yanılmaz, fizik matematiğin işleyişini belirler. Doğa bize ahlak ilkesini öğretirken bilim bunun nasıl olduğunu gösterir. İşte bu insanı karamsarlığa, melankoliye, sanrılara iten felsefeden daha iyidir. Felsefe bilim olmadan karanlık bir kuyudan farksızdır. Bilim o kuyuyu aydınlatan ışık kaynağıdır.
Reklam
Anlamıyorlardı. Anlayamıyorlardı. Sadece anlayabildiklerini zannediyorlardı. Tek bir noktaya takılıp, asıl resmi göremiyorlardı. Ancak önemi yok çünkü anlamalarını beklemiyorum. Sahil kenarında oturup, uzakları izliyorum. Sadece izliyorum. Sonra gün batıyor. Gündüz vakti masal dünyası olan deniz şimdi bir kâbus oluyor. Hayal meyal bir anı aklıma geliyor. Aydınlanıyorum. Düşüyorum. Ruhum çekiliyor. Gücüm azalıyor. Saniyeler yıllar gibi geliyor. Kendime geliyorum. Rüyadan uyanıyorum. Ne önemi var?
"Dışarından bakınca soğuk, suratsız dediğiniz insanların çoğu nerede nasıl davranılması gerektiğini bilen, saygılı ve seviyeli insanlar oluyor. Soğuk değiliz, gereksiz samimiyetlere girmek yerine zamanla oturan insan ilişkilerini tercih ediyoruz sadece. Hepsi bu." Alıntı
Dışarıdan gelen araba sesleri ve camdan odamın içine vuran sokak lambasının ışığı. Masanın üzerinde duran kitaplarım, dergilerim ve kara kalem çalışmalarım... Hepsi küçük bir armoni gibi... Oysa bir zamanlar pahabiçilemezdi. Ve şimdi olduğunca sıradan. Her gün. Yavaş yavaş daha monoton bir hâl. Düşünüyorum da ben bir zamanlar fazla hayat doluymuşum. Ve ozamanlar bürünmek istediğim kişiliği kestirememişim... Acaba onlarda mı böyle hissediyordur? Hayatları hep böyle sanrılımıdır? Belki de sadece uyumak için uyanıyorlardır. Belki de bulantı hissi onları öylesine kaplamıştır ki kalabalıkların içersinde yalnızlık çekiyorlardır. Ve belkide konuşmak dahi yorucu ve acılı olduğu için kelimelerini kısıyorlardır... Acıya bile kahkaha atamıyorum...
Evet "kendini beğenmiş" biriyim! Bunuda hak ediyorum zannımca. Alınganım, titizim, mükemmeliyetçiyim, detaycıyım, müşkülpesendim... Zor adamım. Çok zor! Zor...
— Bir şey daha öğrendim, Comyn. Oldukça sert bir adamsın. — Nihayet öğrenebildin.
Reklam
Kierkegaard aslında gerçek bir filozof bile değildi. En azından akademik anlamda. Bu­na rağmen, birçok insanın felsefeden bekle­diği şeyi o yaptı. Dünya hakkında yazmadı, hayat hakkında yazdı; nasıl yaşadığımız, na­sıl yaşamayı seçtiğimiz hakkında.
Comyn, insanların, arzuları dışına vurduğu zaman ne kadar garip bir yaratık olduğunu düşündü.
”Ne var ne yok Hafız bey?” dedi. “Sorma evladım...” “Ne o? Siz de mi dünyaya aldırış etmeye başladınız?”
UNUTMA Yüreğinde bir ismin imzası var Ve sen onu silemezsin Söküp atamazsın ne kadar uğraşsan da Seninle beraber büyür ıcındekı sızı İlk önce onu hissedersin başkasına dokunduğunda Unutma!
168 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.