Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rivayet odur ki Gökyüzüne aşık kadın sevgisine karşılık alamayınca kendini bir yıldıza asar. Kadının karşılık bekleyen sevgisi o kadar büyüktür ki yıldız o sevgiyle daha çok parlar. Yönünü kaybedene yön olur. Işığını kaybedene ışık. Lakin hiçbiri yıldızı tatmin etmez. Yıldızın beklediği kendini asan kadın hatrına karşılıklı bir sevgidir. Şimal Yıldızı'nın bu kadar parlak olmasının hatta şiirlere şarkılara bu kadar konuk olmasının asıl sebebi budur. Diyeceğim o ki bazı sevgiler gerçekten karşılıksız kalır. Ancak bu sevginin özel olduğu, yön buldurduğu ve ışık saçtığı gerçeğini değiştirmez.
O, Tanrı Apollo ise kendisi bir çoban ya da onun gibi bir şey olmalıydı. Gökyüzüne ait değil, düşük seviyede, karaya ait biriydi o. Kadın çobanlar belki mitolojik hikayelerde Tanrılarla arkadaşlık ediyor olabilirdi ama bu Hikayelerin sonu zavallı ölümlü için genellikle kötü biterdi.
Sayfa 222 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
143 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dilimde bir türkü. “ Ağrı Dağı’n eteğinde uçan bir güvercin olsam.” Notalar yüreğime çadır kurup konaklıyor uçsuz bucaksız sapsarı ovalarda. Ağrı yakıcı bir sevda. Ağrı gökyüzüne aşık bir deli. Ağrı dumanlı bir bakış, ışıklı bir gülüş. Oy! Ben bir çoban olaydım... Tepesinde mavi gölün kenarına oturaydım... Dağı, taşı, havada uçan kuşu mest eden bir kaval çalaydım... Ben İshakpaşa’da bir Gülbahar oldum bir Ahmet. Hayat ağacının altında oturup uçurumlardan baktım kendime. Hava sıcak. Hava ıslak. Uzaklarda Ağrı Dağı’nın efsane güzelliği. Başım döndü. Dilim tutuldu. Yaşar Kemal okuyorum. Bana tatlı tatlı masal anlatıyor. Dili o kadar şiirsel ki, alıp götürüyor sizi ta o diyarlara. Roman her ne kadar bir aşk hikayesi olsa da, o yörenin gelenek ve göreneklerini anlattığı gibi kadının “namus” olarak görüldüğü bir coğrafyada bunun nasıl trajediye dönüştüğünü, zulüm ve baskıya direnen insanların başkaldırısını da aktarıyor okura. Kitabı okurken Ahmet’in gözüpekliğini, Gülbahar’ın karasevdasını, Memo’nun hüznünü ta yüreğinizin derinliklerinde hissediyorsunuz. Halen kadın bedeninin “namus” olarak görülmesi ne hayatları karartıyor kimbilir! Bu gerçekle yüzleşince burnunuzun direği kırılıyor, ruhunuzun bir yanı hep Ağrı’da kalıyor. Dilinizde bir türkü... “ Ağrı Dağı’n eteğinde uçan bir güvercin olsam...” diyorsunuz... Tıpkı benim gibi.
Ağrı Dağı Efsanesi
Ağrı Dağı EfsanesiYaşar Kemal · Cem Yayınları · 197427,6bin okunma
319 syf.
·
Puan vermedi
Ahval
Her şey yazılmış gibiydi. Bana yazacak hiçbir şey kalmamış gibiydi... Son yağmurlar yağmış, son kuşlar göçmüş, son oyunlar oynanmış gibiydi... Sevgili günlük... Sevgili yazılmış şeyler... Romanlar, şiirler, makaleler, denemeler ve incelemeler... Sevgi günlük... Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, bir kaç defa okumaya niyetlenip yarım bıraktığım ve
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,7bin okunma
634 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Ben aşkın ve ölümün şairiyim." -Ümit Yaşar Oğuzcan Aşk ve ölüm hiç bu kadar uyumlu bir tezatlıkla yazılmamıştı. Âşık olmak için geldiği bu dünyada yaşadığı her saniye ölümü istemiş bir şair. Şiirlerinde aşkın en fazla, en derin, en tutkulu, en saplantılı, en açık saçık hallerini görüyorsunuz. Bir sürü kadın, o kadınlara yazılmış bir
Şiir Denizi 1
Şiir Denizi 1Ümit Yaşar Oğuzcan · Everest Yayınları · 20072,262 okunma
218 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.