Bir mücahide
@gokyuzunemeftuunn
İstanbul İlitam
İstanbul
Konya
21 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Ebeveynlerin aşırı tepki verme veya istismara kayma nedeni genelde çocuğun yaşına uygun olmayan gelişimsel beklentilerdir.Çocuğu gelişim aşaması bağlamında gördüğünüz zaman ise bağırmak, tehdit etmek ve fiziksel ceza uygulamak değil, saygı, sevgi ve anlayışla muamele etmek doğal hale gelir.
Sayfa 171Kitabı okuyor
Bebekler ve küçük çocuklar rasyonel değil, duygusal varlıklardır.Yardım istediklerinde neden yanıt verilmediğini anlayamazlar.Ne kadar iyi niyetli olursanız olun, çocuğu yok saymak terk edilmiş hissetmesine yol açar.Bunun sonucu da mutsuz ve özgüvensiz bir fert olarak yetişmesidir.Çocukların ağlamalarına yanıt vererek onları “şımartmak” mümkün değildir.
Sayfa 148Kitabı okuyor
Bebeğin huzursuzluğunu ebeveyne yönelik hoşnutsuzluk veya onaylamama ifadesi gibi görmek yerine, duygu ve gereksinimleriyle başa çıkamadığının ve bir denge bulmaya çalıştığının işareti olarak değerlendirmek gereklidir.
Sayfa 92Kitabı okuyor
Okur Takip Önerileri
“Eğri ağacın düzgün gölgesi olmaz.Ana, baba ve muallim düzgün bir ağaç gibi olmalıdır ki çocuk da onun gölgesi gibi dosdoğru olsun.” ~İmam Gazali
Sayfa 88Kitabı okudu
Toplumsal değişim ve dönüşüm ancak yetişkinlerin eğitimi ile olur.
Sayfa 35Kitabı okudu
Sevdiğimiz ya da sevmediğimiz şeyler, fobilerimiz ve korkularımız, yani bizi biz yapan davranışlarımız ve özelliklerimiz, kısmi olarak şartlı öğrenmenin bir sonucudur....Bu çeşit öğrenmenin başladığı yer ana rahmidir.
Sayfa 15Kitabı okuyor
“Malesef yöneticilerimiz zalim ve zorba, halklarımız ise uykuda.Ancak başlarına bir musibet geldiği zaman uyanır gibi oluyorlar ama aradan az bir zaman geçtikten sonra tekrar uyumaya devam ediyorlar.İslam ümmeti düşmanların sömürgesinden böyle kurtulamaz.Kesinlikle mücadele edilmesi gerek.Bu dava için caddelerin, meydanların her gün doldurulması gerek........Elimizden ne geliyorsa yapalım.Eli kalem tutanlar bu davayı yazsın.Hitabeti güçlü olanlar bu davayı konuşsun.Herkes bir şey yapsın; ama sakın sessiz kalmayalım! Çünkü sessizlik öldürür.”
Sayfa 198Kitabı okudu
“Filistin, Mescid-i Aksâ’sı ve Kudüs’ü ile uğruna harcadığımız her şeyi hak ediyor.Allah şahidim olsun, eğer bedenim sağ kalırsa işgal edilmiş topraklarım için asla cimrilik etmeyeceğim.Çünkü benim için Kuddüs’ten sonra Kudüs, Kudüs’ten sonra Kassam gelir.”
Sayfa 187Kitabı okudu
Bu kahramanların ve büyük insanların hayatlarına ışık tutmak ve cihat eylemlerini satırlara dökmek, elde tüfek direniş meydanında düşmana karşı savaşmaktan daha önemsiz değildir.Çünkü bu zor zamanda samimi ve gerçek bir söz, kurşundan daha güçlü, patlayıcı maddeden daha etkili olabilir
Sayfa 164Kitabı okudu
“Filistin tarihi, en modern silahlarla ve teknolojiyle donanmış düşmana karşı imanı ve iradesiyle başkaldırmış bir halkın tarihidir.” ~Yâsir Zeâtira
Sayfa 20Kitabı okudu
İslam ahlâkı dediğimiz husus, alışverişinde doğru davranmak, yalan söylememek vb. gibi noktalara münhasır kılınamaz.Bunlar gereklidir.Fakat ahlâkımızın sadece belli bir kesitini oluştururlar.İslam ahlâkı, aynı zamanda ibadetlerimizin de eksiksiz yerine getirilmesiyle bütünlenir.
Sayfa 107Kitabı okuyor
Müslüman, Allah Resul’ünün yapıp etmelerine ve söylediklerine, kendi kafasına göre bir anlam veremese bile bunu kendi yetersizliğiyle açıklar; yoksa o sözlerin ve fiillerin tartışılabilecek doğrular olabileceği anlamına çekmez.
Sayfa 86Kitabı okuyor
Müslüman, ne daha fazla gelir elde etmek, ne total gelirin adil dağılımını sağlamak, ne insanlar arasında barışı, sükûnu, kardeşliği tesis etmek için Müslümandır.Bu ve benzeri şeyler İslami bir hayat sürdürmenin doğal sonuçları olarak ortaya çıkarlar.....Müslüman için hedeflerin en önünde ve en sonunda bulunan biricik husus yalnız ve ancak Allah’ın rızasını kazanma faaliyetidir.
Sayfa 82Kitabı okuyor
İslam, Batı’nın zihin kalıplarına göre anlaşılamaz.Kendisinin dışındaki yorumlarla kendisine yaklaşılmasına müsaade etmez, ancak kendisiyle kâimdir ve ancak müslüman olan için anlaşılabilir haldedir.
Sayfa 27Kitabı okuyor
İnsan, geleceği için dünyada iken yirmi yıl sonraki bir gelecek için çalışıp çırpınıp durdu; hatta, kendisinin ihtiyaç duyamayacağı kadar fazla mal varlığını edindi.Öyle ki, kendisiyle ölüm arasındaki mesafe belki de bir aylık bile kalmamışken, yirmi yıllık sonrası için böylesi bir birikime gitti.Oysa, ölümün başına neler getireceğinden insan gaflettedir.
Sayfa 25Kitabı okuyor
