Songul

Songul
@golgotha
.
594 okur puanı
Mart 2019 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
"Ne toprağı öpüyor ne de göğsünü yarıyorum; rençper yahut çoban mı olayım? Yürüyorum; ama çirkefe, rezilliğe mi yoksa aydınlığa, sevince mi gittiğimi bilmiyorum. Bütün felâket bunda. Zaten bu dünyada muamma olmayan ne var ki! Sefahatin en derin çirkeflerine battığım zaman (hoş, her zaman bu haldeyim ya) daima Serer'e ve insana ait bu şiiri okurdum. Faydası dokunur muydu bari? Asla! Çünkü ben bir Karamazov'um... Çünkü uçuruma düşerken tam tepetaklak, ayaklarım havada gider, üstelik bu rezilâne yuvarlanmada kendim için bir güzellik bulurum. Kepazeliğin göbeğindeyken birdenbire kasideye başlarım. Varsın lanetlenmiş, âdi, alçağın biri olayım, gene de Tanrımı saran libasın eteğini öperim. Varsın aynı zamanda şeytanın peşinden gitmiş olayım, her şeye rağmen senin oğlunum Tanrım, seni seviyorum, insanları ayakta diri tutan sevinci bütün varlığımla duyuyorum."
Reklam
"Hafif pigmentli bireylerin daha koyu renkli olanlardan daha fazla sıtmaya maruz kaldığı iddia edilmektedir ve von Luschan Mezopotamya ovalarına göç eden sarışın Kürtlerin kademeli olarak ortadan kaldırıldığını varsaymaktadır. Tropiklerin güçlü güneş ışığı, hafif pigmentli Avrupalılar için elverişsiz iken, daha koyu ırklar daha iyi korunur. Bu tür koşullar, onlara uzun süre maruz kalan popülasyonda kademeli bir tür değişikliğine neden olacaktır. Bir popülasyonun bileşimi üzerinde hafif bir etkiye sahip olabilecek belirli hastalıkların görülme sıklığı ile bedensel biçim arasında bir ilişki olduğuna dair başka kanıtlar da vardır. Modern yaratılış araştırmaları bu nokta üzerindedir. Bunların ne kadar kapsamlı bir etkiye sahip olabileceği henüz belirlenmemiştir."
Feriha, Ceylanım seni düşünüyorum aşkı, aşkımızı düşünüyorum canını, ruhunu, yüreğini düşünüyorum o güzel, kısacık anlarımızı düşünüyorum ben, arkadaşın, akılsız sevdalın, bir büyük boşluğun içinde oturmuş düşünüyorum zamanı, zamanın gazabını düşünüyorum, geçen zamanı. Artık geri dönmeyecek geçen güzel anları, artık her şey için geç, çok geç... Varım, yaşıyorum, ne yazık ki varım ve yaşıyorum. Şam'da, kahrolası bir hüzün içinde seni düşünüyorum ve dönüp bakıyorum da, ben sadece seni düşünmüşüm şimdi de her zaman seni düşüneceğimi düşünüyorum.
"Kitap. Kitapların dünyası. Sihir ve keramet dolu bir dünya. Yaprakların arasından çıkıp gelen ve okuyucuyla sohbet eden bilginler, kahramanlar, korkaklar, yiğitler, serseriler, dilenciler hükümdarlar, fahişeler, güzeller, fetbazlar, kötüler, deliler, katiller, fesatlar, öksüzler, soytarılar, âlim ve âşıklar... Sayfaların arasından okuyucuya göz kırpan uzak diyarlar. Sayfalardan gülümseyen yabancı diller, gelenek-görenek ve kültürler... Farklı alfabeler; Kiril, Arapça, Latince... Kelime ve cümleler, dizeler. İsim ve lakaplar. Okumak; sağdan sola, soldan sağa. Okumak; renkli sayfaların arasında hiç yorulmadan sonsuz bir yolculuğa çıkmak. Kitap. Rakipsiz sevgili. Dilsiz dost. Bilginin yoldaşı."
Feleğin devranı kin tutuyor bize Bahtımız kara, ciğerimizde yara Meskenimiz şimdi ölüm döşeği Uyu ciğerim uyu, loyi loyi Ne mülk, ne sağlık, ne rahat Talan edilmiş mutluluklarımız Sürgün acısı çokça büyük Uyu ciğerim uyu, loyi loyi Emin Ali BEDİRXAN, 1906
Reklam
4.294 öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.