“Para aralarına dikiliyordu. Bir duvar, her an çarptıkları bir engeldi para. Sefaletten daha berbat bir şeydi, can sıkıntısıydı, darlıktı, kısıntıydı. Ayağı yere basmayan aptalca düşlerden, olanaksız mucizelerden başka açılımları olmayan, geleceksiz, kapalı yaşamlarının kapalı dünyasını yaşıyorlardı. Boğuluyorlardı. Battıklarını hissediyorlardı.”