İnsan ruhu, Tanrı olan sonsuz iyiliği bir gün algılayacak, onda dinlenip huzura kavuşacak şekilde yapılmıştır. Ruh, yöneldiği bu en yüce amaç hakkında, bu dünya da mükemmel değilse de kesin olan bir bilgiye -ki bu da imandır- sahiptir. Başka hiçbir bilgi bize bundan daha sarsılmaz ve derin bir kanı veremez. Filozof bildiği şeylerden, inananın iman ettiği şeylerden emin olduğu kadar emin değildir. Bununla beraber felsefi spekülasyonun kaynağı vahyedilmiş hakikate imandır. Gerçekten de aklın onamayı belirlemekle yetindiği yerde imana yer olamaz; fakat genelde iman bizim akli olarak kavramamıza imkan vermeyen daha yüksek bir nesneyi hedefler. İşte bu yüzden nedenlerden dolayı değil de bu nesneye duyduğumuz aşktan dolayı iman ederiz. Ve işte o zaman felsefi spekülasyon işin içine girer. Aşkından dolayı inanan kişi, inandığı şeylerin nedenlerini bilmek ister; insan için sevdiği şeyi anlamak kadar hoş bir şey yoktur; böylece iman ettiği nesneden daha çok yararlanmak isteyen kalbin ihtiyacından felsefe doğar.
Sayfa 433 - Aziz Bonaventure