Gönderi

“Sizden edebiyat çok uzak… Edebiyat demek görüş demektir. Siz burnunuzun ucunu görmeden…” “Efendim, Haşim görebilmiş mi burnunun ucunu?” Piyale’nin kan beynine fırlamıştı: “Haşim sizin aynada gördüğünüzü duvarda görmüş… Haşim tabiatı bir tül perde arkasından seyretmiş… Haşim bir tül perde arkasından bütün evreni…” Ön sırada oturan Kalem Şakir, İnek Şaban’a bir tutam ot gösteriyor, onu deli ediyordu… Şaban’ın savurduğu küfürleri Piyale bile duymuştu. Parmağını Şaban’a doğru uzatarak: “Çabuk söyle!” dedi, “Şimdi ne söyledim?” Şaban büsbütün afallamıştı: “Ahmet Haşim… Tül perde…” “Söyle, ne olmuş tül perdeye?” “Efendim Haşim, şiirlerini perde arkasında yazarmış!” “Ne perdesi be?” “Efendim tül perde!” “Otur!” Cebinden not defterini çıkardı. Adının, numarasının hizasına kırmızı kalemle bir + işareti koydu: “Görüşürüz seninle!”
·
15 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.