Gönderi

Hazreti Süleyman'ın dediği gibi, "Kahkahanın tam orta yerinde keder vardır." Şölende ve neşeli anların ortasında üzüntü ve huzursuzluk yer alır. Inter delicias semper aliquid saevi nos strangulat (Sevinçlerimizin ortasında bizi kederlendiren bir şeyler varıdr); bir dirhem bal için bir okka zehir, bir arşın sevinç için bir fersah keder vardır. Tıpkı bir sarmaşığın ulu meşe ağacına dolanması gibi, acılar da hayatımızı kuşatır. Bir faninin hayatta daimi bir mutluluk araması kadar saçma ve gülünç bir şey yoktur. Hiçbir şey tamamen yararlı ve keyif verici değildir; mutlaka içinde bir burukluk, bir sızı, bir kin vardır. ... Tıpkı bir satranç tahtasında olduğu gibi siyah ve beyaz adamların, sülalelerin ve şehirlerin düşüşleri ve çöküşleri vardır, ki günümüzde çoklu halde örnekleri var. Melekler, tanrısal güçler ve gökcisimleri, güneş ve ay gibi döngümüzü fire vermeden, tutarlı ve daimi olarak tamamlayamıyoruz. Bunun yerine, hastalıklara, acılara, kesintilere maruz kalıyoruz; bir o yana bir bu yana savrulup alaşağı ediliyoruz; en ufak bir esintiyle sürüklenip gidiyoruz ve en zayıf ihtimalde dahi ezilip büzülüp süklüm püklüm oluyoruz. Bize biçilen paye bu; belirsizlik ve kırılganlık.
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.