Gönderi

bugünün Türkiyesi, aradan geçen yetmiş beş yıla rağmen, Doğulu ve İslâm kimliğinden kurtulup Batılı bir kimlik kazanmış, gelişmiş bir ülke olmadığı gibi, tam anlamıyla Doğulu bir ülke olarak da kalmamıştır. Başka bir ifadeyle, “ne bekleniyordu, ne oldu?” sorusunun cevabı bugün kısaca şudur: Türkiye'de toplum açıktan açığa ve giderek sanki keskinleşen bir çizgiyle Laikler-Müslümanlar veya Atatürkçüler-Şeriatçılar diye ikiye bölünmüş görüntüsünü vermektedir. Birinci kesimin sosyal tabanını merkezdeki yönetici elit ve onun İslâmsız Batılılaşmacı ideolojisini paylaşan entelektüeller, ikinci kesimin sosyal tabanını ise periferideki muhafazakâr ve aynı zamanda çağdaşlaşmaya, ama İslâm'la birlikte çağdaşlaşmaya talip büyük halk çoğunluğu teşkil etmektedir. Bu haliyle Türkiye, tarihinin çok önemli bir dönüm ve dönüşüm noktasında bulunmaktadır. Sınıfsız, imtiyazsız kaynaşmış bir kitlenin yaşaması hedeflenen Türkiye'de bu ikiye bölünmüşlük, çağdaşlaşma yolundaki en ciddi handikap olarak önünde durmaktadır.
Sayfa 115Kitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.