Gönderi

Halk Partisi (Chp)
Lâiklik ve inkılâpçılık perdesi arkasında, yoksul Anadolu halkının imanını, vicdanını, hak ve hukukunu pervasızca çiğnediler. İklimlere ve kıtalara hükmeden ecdadımızı, şurada burada, Halkevleri'nde türlü kılıklara sokarak tahkir ve tezyif ettiler. Bizi mazimizden, bizi kökümüzden, bizi bizden ayırdılar. Ne kadar batırdılarsa, o kadar "kurtardık", ne kadar yıktılarsa o kadar "yaptık", ne kadar öldürdülerse o kadar "yarattık" dediler. Eski nesille yeni nesil arasına nifaklar soktular; babalarla çocukları, birbirine düşman yaptılar. Kadınlara birdenbire geniş hürriyet vererek aile müessesesini kökünden sarstılar, (Onlar kadını kafes arkasından, sokakta kafeslemek için kurtardılar). Ruhların kaynaştığı, vicdanların tatmin bulduğu büyük iman merkezlerini kapattılar. Kanunlar çıkararak toplantıları yasak ettiler. Cemaatleri dağıttılar. Bunların yerine, iradelerin gevşedigi, sevk tabiilerin işlediği yerler, sinemalar, tiyatrolar, stadyumlar, meyhaneler açtılar. Gençliğimizin galeyanın, heyecanını bu bataklıklara akıttılar. Ruhumuzu, ateşimizi söndürdüler; bizi ölmeden evvel öldürdüler. Kendi prensiplerini dahi istismar ettiler. Altı oku altı direk haline getirdiler, onunla apartmanlar yaptılar. Milleti, halkı, köylüyü düşünmediler... Tam yirmi yıl tanrılar gibi konuştular. Firavunlar gibi saltanat sürdüler, yediler, içtiler, kustular!.. Bol harcırahlar, hususi vagonlar, yatlar, şahane saraylarda şahane hayatlar... Zevk, eğlence âlemleri... Vur patlasın çal oynasın!. Her gün bayram, her gün seyran! Altta kalanın canı çıksın. Altta kalan milletti, halktı, köylü idi. Amma nutuklarda, amma afişlerde (Köylü milletin efendisidir) diye yazılı idi. Halkı ve köylüyü "efendimiz sensin, efendimiz sensin" diye diye soydular. Ne utandılar, ne usandılar, ne doydular! "Yurtta sulh, cihanda sulh" deyip yan gelip yattılar... İşte bunlar böyleydi, böyle battılar...
Sayfa 77
··
143 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.