Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
Yazarımızı site vasıtasıyla tanıdım. Ve iyi ki de, tanıma şerefine nail oldum. Benim nazarımda kalemini konuşturan bireyler, paha biçilemez birer hazinedirler. Siteye katılma amacım da, eksik olan bilgi hazinemi doldurmak, mümkün olduğunca naçizane bilgilerimi benim gibi, aynı lisanı konuşan okur arkadaşlarla paylaşmaktı. Her ne kadar eşim tasvip etmese de benim bir kitap aşığı olduğumu bildiği için, gönülsüzde olsa onay vermek zorunda kaldı. Eşim onaylamasaydı asla katılmazdım. Çünkü eşimin onayı benim için, her fiil ve eylemden önce gelir. Bazı okur arkadaşlar yüzünden, site de bulunma eylemimi sorguladığım bir zamanda, Nurhan Hanım'ın site den ayrılma kararı alması ve sonra takipçilerinin ısrarı üzerine olumlu yönde hareket etmesi, benim zihnimde artarak çoğalan sorularıma da bir cevap oldu. Nasıl mı? Bir tarafta amacı başka sizi sorgulayan okurlar, diğer tarafta hiç bir çıkar gözetmeksizin bilgilerini paylaşarak bir nebze dahi olsa tanımadığı şahıslara, yön verebilme gayesinde olan okurlar. Hangi taraf ağır bastı derseniz, elbette ki bilgisini paylaşmak isteyen kesim. İşte Nurhan Hanım da benim nazarımda, değerleri ölçülemeyecek okur arkadaşlarımdan biridir. Ben Nurhan Hanım'ı daha iyi anlayabilmek ve tanımak adına, eserini okuma kararı aldım. Daha ilk eseri olmasına rağmen, hayretler içerisinde kaldım. Bakıyorum olay örgüsünde kopma yok, olaylar arası geçişler muntazam bir düzende ilerliyor. Betimlemelere bakıyorum kısa ama tadında. Kişi ve yer tasvirleri okura mükemmel bir şekilde aktarılmış. Diyaloglar derseniz, güncel hayattaki konuştuğumuz kelamlar. Hatta kitabı okurken şaibeye bile düştüm. Neden mi? Gerçekten ilk kitabı mı diye zihnimde soru işareti belirdi de ondan. Tamam edebiyat eleştirmeni olamayabilirim ama okuduğum kitaplar ile kıyaslama yapacak olursam ki, buna hakkım var diye düşünmekteyim. Tek kelime ile mükemmel bir kitap. Özellikle konusu; tarzı polisiye olmasına rağmen, muhteviyatı beni mahvetti. Kitapta; küçükken babasından şiddet gören ve bu şiddete tevazu gösteren bir anne tarafından, yetiştirilen bir evladın yetişkin olunca nasıl bir potansiyel katile dönüştüğüne şahit olacaksınız. Ayrıca geçmişi, mesleği ve aşkı arasında zor zamanlar geçiren Aylin Komiser, yardımcıları Sinan ve Sedat ile tanışacaksınız. Kısaca yazarımız, yaşam ile ölüm arasında, hayatta kalma mücadelesi verdiğimiz şu kısacık fani dünya da, Rabbimizin biz insanoğluna emaneti olan tertemiz, günahsız evlatlarımıza ebeveynleri tarafından neden işkence edildiğine ve bu yapılan işkencenin sonra ki yıllarda ebeveynlere olan getirisine dem vurmuş. Yazarımızın kitapta kullandığı sözleri harika. Tabii ki anlayana... Hasılı kelam, bu eseri mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum... İlhan Selçuk'un Ziverbey Köşkü adlı kitabında dediği gibi, " Falaka ve tekme izleri geçer elektrik şokları unutulur da, işkencenin insan yüreğine vurduğu damga silinmez. İşkenceyi yapanlarla, işkenceden geçenlerin çoğaldığı bir toplumda ruhları kinden ve düşmanlıktan arındırmak çok ama çok zor bir iştir..
Katilin Özrü
Katilin ÖzrüNurhan Işkın · Kozalak Yayınevi · 2014227 okunma
··
118 görüntüleme
Nurhan Işkın okurunun profil resmi
Ah Serpil Hanım, beni çok duygulandırdınız şimdi ne desem bilemedim. Ben bir kitabı yayınlamış olsa da, hala bir okur ve yazar adayıyım. Elimden geldiğince etkilendiğim olaylar hakkında fikir sahibi olmaya çalışan ve araştıran bir insanım. Bu kitabı yazmama sebep olan olay ise sadece sokakta yürürken bir annenin dört veya beş yaşındaki erkek çocuğuna attığı tokat oldu. Çünkü o küçücük bedenden ağlayarak çıkan cümle beni şok etmişti. "Sen beni dövüyorsun ben büyüyünce seni keseceğim" demişti ve ben hangisi adına üzüleyim karar verememiştim...Yüreğim çok derin sızlamıştı ve akşamına ilk kez bir şeyler yazma kararı almıştım ve kitabımın ilk otuz sayfası o günün akşamında kağıda döküldü...Eserimin edebi yönü olmayabilir böyle bir iddiam olamaz zaten. Yurt dışında doğup, büyümüş biri olarak Türkçe'ye çok vakıf olmadığımın farkındayım ama biraz olsun insanların yaptıkları eylemlerin sonucunu düşünmesine sebep olmak istedim. " Bir çocuk benim gözümde bembeyaz bir sayfadır ve bizler onun üstüne ne yazarsak, sayfa dolduğunda onu göreceğiz" o yüzden şiddet ile büyüyen çocukların korunmasız, savunmasız bir şekilde en yakınından şiddet görmesinin onların küçücük dünyasında nelere sebep olacağını araştırmalarım sonucu kurgu olarak siz okuyuculara aktarmak istedim ve umarım bir nebze olsun onların dilinden konuşmayı başarmıştırım... Yolun çok başındayım ve yine diyorum hatalarım af ola... Size beni evinizin en güzel yeri olan kütüphanenizde misafir olarak kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim...Var olun :)
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Nurhan Hanım, yorumumda sizin ve eseriniz hakkında yazdıklarım hakikatlerdir. Tevazu sahibi olmanız bile, alçak gönüllü kişiliğe sahip olduğunuzun bir nişanesidir. Benim şahsi fikrime göre de,bir birey var oldukça inadına hayata tutunmak adına daima yeni bir şeyler öğrenmek için, okumalı. Ama unutmamalısınız ki siz bir okurdan önce, bir yazarsınız. Bunu da eserinizle layıkıyla ortaya koyduğunuz su götürmez bir gerçek. Kitapların bireyi hayal dünyasına sürüklediğini savunanlara, her zaman şu cevabı vermişimdir. İster ebedi, ister şaheser olsun; her kurguda bir gerçeklik payı mutlaka vardır. Önemli olan, yazarın bunu okura hissettirebilmesidir. Siz de toplumumuzun kanayan bir yarası olan çocuk istismarını, mükemmel bir kurguyla biz okurlara sundunuz. Peki sorarım size: Bir yazar vermek istediği mesajı okura yansıtabiliyorsa, o eserin edebi yada şaheser olması çok ta önemli mi? Bence değildir. Bu sebeple sizin eserinizde çok başarılı. Özellikle kurguyu zenginleştirmek adına kurduğunuz cümleler muhteşem. Bir ara kendimi frenlemeseydim, nerdeyse kitaptaki bütün cümlelerinizi alıntı olarak paylaşacaktım. En içten samimi hislerimle yazıyorum ki, başarımlarınızın artarak çoğalması temennisiyle...
1 sonraki yanıtı göster
Çalışkanarı Çiğdem Özdemir okurunun profil resmi
Serpil Hanım, ne güzel yazmışsınız, ve ne kadar doğru ifadeler kurmuşsunuz ama çok özür dileyerek -ve yazışınızdan cesaret bularak- soruyorum. Neden eşinizin onayından bu kadar uzun ve sanki olması gereken (zorunlu olan) buymuşçasına basettiniz?
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Elbette ki sorabilirsiniz Çiğdem Hanım. Cevabı çok basit eşim, sitenin ereği kitap tavsiyeleri ve kitap alıntıları olmasına rağmen sosyal siteleri fırsat bilip, başka amaçlarla okurlara yaklaşan bireylerin de var olacağından dem vurmuştur. Bu durumda tavrımın hümanist olmasından korkar. Çünkü beni benden daha iyi tanır. Ben bana zararı dokunmuş kişilere, bile yardım elimi uzatmakta bir saniye bile tereddüt etmem. Elimde değildir ki ister kelamla, ister eylemle yardımcı olmamak. Ama işte her ne kadar pozitif düşünsem de olabilecek ters bir olayda incinmemden çekinir. Bu sebepledir ki eşimin fikirlerine daima önem veririm. Bu düşüncemi bahsetmemde ki amaçta, Nurhan Hanım'ın siteden ayrılma kararı alması ve sonra kalması ile örtüşdüğü için anlatma ihtiyacı hissettim. O zamanlar siteye katılmakla eşimi olumlu yönde fikir beyan etmesini sağlamakla hata ettiğimi sorguladığım bir andı. Nurhan Hanım aslında, farkında olmadan aradığım cevabı da bana vermiş oldu. Dikkat ederseniz yorumumda önce Nurhan Hanım hakkında hissettiklerime, sonra da eserinin ben de bıraktığı hislere yer verdim. Umarım hislerime tercüman olabilmişimdir...
3 sonraki yanıtı göster
Çalışkanarı Çiğdem Özdemir okurunun profil resmi
Nurhan Ablacım, Serpil Hanım çok çok güzel ifade etmiş. Edebiyat evet elbette çok kıymetli ama "sanat sanat içindir" ise biz okurların yarısı cehaletten ölürdük. Sanat için de sadece entelektüeliteyi barındırmamalı bence, keyif vermesi, eğitim yapması, hayal kurdurması da çok önemli. Bir fan demeyeceğim,- manasız bulurum bu kendini kaybetme ifadesini- hayran-arkadaş kitleniz var burada ve sizi kıymetli buluyoruz :)
serpil okurunun profil resmi
Cok guzel bir yorum olmus.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.