Gönderi

Da Vinci
Leonardo sırf kitaptan öğrenilmiş kuru bilgiye ilgi duymuyordu. Shakespeare gibi belki de, "bir parça Latince, ondan da az Yunanca" biliyordu. Üniversite hocalarının hayran oldukları antik yazarların bilgilerini ödünsüzce kabul ettiği bir çağda, Leonardo okuduğu bir şeye, gözüyle görmediği sürece inanmıyordu. Ne zaman bir sorunla karşılaşsa, bu konudaki bir otoriteye başvuracak yerde, o sorunu kendi deneyleriyle çözmeye çalışıyordu. Doğada, onun merakını uyandırmayan, dehâsını kamçılamayan hiçbir şey yoktu. Otuzdan fazla kadavra keserek insan vücudunun gizlerini araştırdı. Ana rahmindeki çocuk gelişiminin gizemlerini ilk araştıranlardan biri oldu. Dalgaların ve akıntıların yasalarını inceledi. Bir gün gerçekleşeceğine inandığı uçan bir makine yaratma girişiminde yararlanmak için, böceklerin ve kuşların uçuşunu gözlemleyerek, çözümleyerek yıllarını harcadı. Ona göre, sanatın temeli kesintisiz bir araştırma olmalıydı. Bu araştırmanın konularını da; kayaların ve bulutların biçimleri, havanın uzak nesnelerin rengi üzerindeki etkisi, ağaçların ve bitkilerin büyüme yasaları, seslerin armonisi gibi konular oluşturuyordu.
Sayfa 294 - pdfKitabı okudu
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.