Gönderi

20 Ocak
‘Şu dağılmış halimi bir görseniz! Bir oyuncakçının vitrinine bakar gibiyim, küçücük adam ve küçücük at figürleri önümde hareket ediyor ve ben kendi kendime, bunun görsel bir aldatmaca olup olmadığını soruyorum. Ben de oyuna katılıyorum, daha doğrusu, bir kukla gibi hareket ettiriliyorum ve bazen yanımdakilerin tahtadan yapılmış ellerini tutunca ürperiyor, irkiliyorum. Akşam, gün doğuşunu izlemeyi tasarlıyorum ve sabah yataktan kalkamıyorum; gün boyunca Ay ışığını bekliyorum, sonra da akşam, odamdan çıkamıyorum. Ne uğruna uyandığımı, ne uğruna uykuya yattığımı bilmiyorum. Yaşamımı bir zamanlar devindiren maya yok artık; derin gecelerde beni uyanık tutan, sabahları beni uykudan uyandıran uyarıcı çekicilik yitip gitti.’
Sayfa 88
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.