Gönderi

Bırak çocuğu istediğini yapsın. Ne zaman Fehmi diye el uzatıldıysa, tümünde yüzümüzü ak çıkardı. Recep Bey olsun, Mazhar Müfit Bey olsun, öve öve yere komuyorlar. Hatta Paşa Hazretlerinin masasında bile adı geçti. Biri o olmasa, yazman bulamazdım, diyor; biri, ondan da önemlisi, ekmek derdindeki milletvekilleriyle boğuşmak zorunda kalırdım. Paşa, her defasında gülümseyerek dinliyor yaptıklarını. En beğendiği yanı da, bir şeyin yokluğundan söz edildiği zaman, bulurum falan dememesi. Çıkıp gittikten sonra, arananla dönüp gelmesi. Başını salladı anası. – Bilmez misin yeğenini... Her zaman öyledir. Bir şeyi kafasina kodu mu, öldür Allah, sonunu getirir. Ama kâr, ama zarar. Sonunu almadıkça ardını bırakmaz gayrı. Babası rahmetli, çekiştiğimiz zamanlar; “Dırlanıp durma hanım, sana bir oğul bırakıyorum ki, tatar inadıyla ya ölür, ya olur. Sarma bana.” derdi.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.