Gönderi

"Benim en iyi dostum gece ışıklarıdır. Ben buradan bakarım bir sır gibi kapanan geceye. Susmayı ne kadar seviyorsam o kadar severim ışıklara bakmayı. Tüm lambalarımı söndürür bir sitem gibi otururum. Belki küçücük bir mum, arada bir. Geceye yenilmemek için mi, geceyi çoğaltmak için mi, kim bilir… Yalnızlığın simsiyah gözleriyle bakarım. Dünyada ne kadar ayrılık varsa son sözlerini büyütür büyütürüm. Ey karşılıksız içtenlik, her aşkın üzerinde oturduğu kaide sensin, bilirim. Heykellere taş çıkartırım desem yeridir. Gün ışığının önemli kıldığı ne varsa silinir gider. Yüksek sesle söylenenleri de söylediklerimi de anımsamakta güçlük çekerim. Bunun üstüne çok düşündüm. Susarak ya da koşarak yaşadıklarımız, payını bizden geceleri alıyor sanırım. Kalabalığın yarattığı bir sonuç ama ayrıntılar kalabalığı kaldırmıyor desem, bilmem ki ne söylemiş olurum. Sonra neden sevinçler değil de acılar gidip gidip geçmişten karşılık bulur kendine? Ve neden insan, ne kadar acı geçerse geçsin, çocukluğunu okşar durur yaşlandıkça? Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa yüzüne vurmuyor."
Sayfa 28 - KırmızıkediKitabı okudu
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.