Gönderi

"Ben dünyaya gerçekten her türlü azabı ve sefilliği çekmek için gelmişim! - Bir kere bile Fasulye Kral' olmadım; tek mi, çift mi bahsinde hep yanlış tahmin ettim; tereyağlı ekmeğim hep yağlı tarafının üzerine düştü; bütün bu aksilikler bir yana, bundan sonra da korkunç kader peşimi bırakmayacak mı? Ben şeytana inat üniversite öğrencisi olmayı başarmama rağmen, ömür boyu burada ot gibi yaşayıp gitmek zorunda mı kalacağım? - Yeni bir ceketi giyer giymez hep üzerine yağ mı damlatacağım ya da eğreti çakılmış bir çiviye takıp iğrenç bir biçimde yırtacak mıyım? Bir saray müşaviri beyefendiye ya da bir hanımefendiye selam vermek için şapkamı çıkardığımda, elimden düşürmeden ya da düz yolda ayağım takılıp düşmeden geçip gidemeyecek miyim? Halle'de her pazar kurulduğunda, şeytana uyup kır faresi gibi önüme ardıma bakmadan dosdoğru yürürken kırdığım çanaklar için her defasında üç-beş kuruşum gitmedi mi? Bir kere olsun üniversitedeki derse ya da katılmam gereken toplantıya tam zamanında yetişebildim mi? Yarım saat önce evden çıkmamın ne yararı oldu? Gideceğim yere zamanında vardığım halde, tam kapının tokmağını çalacakken şeytan başımdan aşağıya bir kova su dökmedi mi ya da o sırada kapıdan çıkan biriyle çarpışıp bitmek bilmeyen bir tartışmaya girdiğimizden her şeyi kaçırmadım mı? - Ah! Ah! Sır kâtipliği görevine kadar yükselebileceğimi düşünerek gururlanırken gelecekteki mutluluk hayallerime ne oldu?
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.