KİTAP OKUMA NEDEN GERİLETİR?
Kitap okumak insanı geliştirebilir de geriletebilir de. İlkinin nedenleri üç aşağı beş yukarı herkesin malumu olduğu için onu şimdilik geçelim. İkincisine gelelim: Kitap okumak, insanı neden geriletir? Ben, bu konuda sıkça gözlemlediğim iki nedenden kısaca bahsedeceğim.
Bizim gibi düzenli kitap okuma oranlarının düşük olduğu toplumlarda kitap
Özellikle söylediğiniz ilk neden benim için yıldızlı paragraf oldu. Çok fazla insan tanıdım bu siteden ve gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim ki, 10 kişiden 8'i maalesef okuduğu her kitaptan sonra övgü sözleri ve benzeri cümleleri duymaya bayılıyor. Nitekim sadece en popüler kitapları okuyan okur sayısının fazla olması ve okuduğu her kitaba 15 kez durum güncellemesi yapıp ana ekrana düşürmeye çalışma çabası da bu durumu doğruluyor. Eskiden çok güzel bir uygulama türü vardı, günümüzde ne kadar zayıflamış olsa da bu: Okudugun bir kitapla ilgili tartışma yapmak. Karşındaki kitabı okumadıysa önerirsin, faydan olmuş oluyor; he eğer okuduysa bu sefer de kitapta en begendiğin yerleri birbirine anlatma gibi durumlar vardı. Şimdi bunların yerine bazı sevmediğim cümleler almaya başladı.
1)Okumadıgı bir kitap için karsıdakini ezikseme.
2) Okumamış olduğu bir kitaptan konuyu çevirip okuduğu bir kitaba yönelterek "Ben bunu okudum demek."
Sahi, neden bu kadar insan okuduğu bir kitapla övünmeye bu kadar meraklı? Okuyorsan kendine, bizi ilgilendiren ne durum var? Ben seninle o kitap hakkında tartışamıyorsam benim için bir değeri yok. Bu sene okuduğum ve kafamda hiçbir şey kalmamış olan kitaplar var: 
Yeni Atlantis , 
Aptallık Üzerine daha da var mutlaka. Benim gibi okuduğu eserlerden kısa sürede unutmus olan cok insan var. 1 2 cümle bile edemeyecek kadar. Edilen tek cümle "Okudum" ise sohbetin ne anlamı var? Hiç anlam veremiyorum.
Katılıyorum, çok güzel ifade ettiniz, maalesef birçok insan için durum böyle.
Sadece iletiyi okudum , yorumları okumadım . Girmeyeyim de diyordum . Ama gecenin bu saatinde elimde başka bir şey yok ne yazık ki. Kitap okumak insanı geriletmez. Kİtaplardan dolayı kendini diğerlerinden üstün gören bir zümre var evet ama kitap okumasalar da kendilerini üstün göreceklerdi o arkadaşlar zaten. Sonuçta kibir çoğunlukla tedavi edilemez bir hastalık. en büyük sıkıntısı da bulaşan fark etmiyor kendisinde olduğunu. Yani bu mantığa göre ben de aşırı kibirli olabilirim. Ama zaten yadsımıyorum ki bunu. Sorun bunu yadsıyanlarda. Esas kibirli olanlar onlar bence. Bunun kontrolü ise gayet basit. Mesela hiç dayanamadığınız birisi var mı sitede. Ya da ay yine mi yazdı bu dediğiniz. Bu kim olursa olsun varsa kibirlisiniz evet. O yüzden sağa sola laf atmayı bırakın ve düşünün lütfen biraz. Neyi? Mesela o kişi olduğunuzu düşünün , dünyaya onun gözlerinden baktığınızı. Ya da boş verin herşeyi . Öğreten adam modundaki bu yorumu da boş verip yaşamaya , iyi biriymiş gibi yapmaya devam edin. İyi geceler.
Sizin fikriniz tabi ki, ancak birincisi salt "kibre" odaklanmışsınız, evet herkes kibirlidir biraz ama bunun kronikleşmesidir asıl sorun; ikincisi, ben lanse ettiğiniz gibi "öğreten adam" değilim ya da öyle gibi yapmıyorum, sizin şu an yaptığınız üzere fikrimi söylüyorum. Size de iyi geceler.
4 sonraki yanıtı göster
Geçen Saadettin ağabey, Aişe'nin evlilik yaşı ile ilgili alıntı paylaşmış. Linç yedi. Biri yazıyor ki, İslâm düşmanlarının ekmeğine yağ sürdünüz. Dedim, sadece okuduğu kitaptan alıntı paylaştı, paranayoklığa gerek yok. Son dediğinize geldi mevzu. Kafalarında düşman yaratıp onunla harp etmek. Don Kişotluk mu denir buna :) Eline sağlık, Kaan ağabey.
Teşekkür ederim Nahum :) Dediğin olayda absürd nokta, linç eden bu insanların aslında dinlerinde bulunan ve alintisi yapılan konunun sorunlu olduğunun farkında olmaları. İman işte, sorgulama, kabul et diyor.
1 sonraki yanıtı göster
İletinizi çok beğendim, elinize sağlık. Şöyle gözucu bir yorumlara bakayım dedim ama bakmaz olaydım. :) yorumlarda rastladığım bir ifadeye açıklık getireceğim sadece. Çünkü iletide diyecek bir şey bırakmamışsınız.🦋
“okuduğu her kitaba 15 kez durum güncellemesi yapıp ana ekrana düşürmeye çalışma çabası” - bu bile yanlış anlaşılıyorsa artık sitede durmamızın ne anlamı var, Allah aşkına?🤔😂 İnsanları kontrol etmeye çalışma çabası diyeyim o zaman ben de? Çünkü bu güncellemeyi ben ve tanıdığım bir çok okur yapıyor. Misal hiç takip etmediğim biri olarak https://1000kitap.com/Alienated (rahatsız ettiğim için özür dilerim🌹) kendisi okuduğum kitabı alıntı eklerken en üstte görmek istiyorum diye ileti atmıştı ve yardımcı olduk arkadaşlarla. Yani bu bakın ben okuyorum demek değil. Aynı anda birden fazla kitap okursanız eskiden okuduğunuz kitabı güncelleyin ki alıntı yanlış kitaba eklenmesin. İyi gece ve okumalar.
Bu site bana 1000 tane kitap okuyup, nasıl kibirli bir budalaya dönüşülebileceğini gösterdi :} hayır yani kitap okuma oranıyla orantılı olarak yükselen kibirler silsilesi. Tamam kardeşim en çok sen biliyorsun, okuma listelerinin zirvesi sensin, en çok senin söz söyleme, eleştirme, büyüklenme, bilmişlik taslama hakkın var. :D jsjsjs tarayasım var sitenin yarısını.
Hahah al benden de o kadar, böyle insanlar daha sonra kalkıp kitap okumayan insanlara laf ediyorlar. Keşke siz de okumasaydınız diyorum ben de kendi kendime bunları gördükçe. Benim nice kitap okumayıp özgür düşünceye sahip, hayata oldukça farklı ve faydalı bir perspektiften bakan. Eminim senin de ve sitedeki diğer insanların da vardır. İnsanlar garip velhasil kelam :)))
9 sonraki yanıtı göster
Kitap okuyan insanlar, kitap okuyan başka insanları bulduğunda hazine bulmuşçasına yakasına yapışıp, sohbet etmeye, bildiklerini aktarmaya, karşı tarafın bildiklerini sömürmeye çalışır, sohbete susamışçasına. Kitap okumayan insanlar ise bunun "Gördünüz mü ben kitap okuyorum, bakın çok entelektüelim" yırtınışı olduğunu sanır. Oysa bilmezler ki bizimki, hep içine alıp da aldıklarını dışarı verememenin hazımsızlığıdır... Burayı indirdiğimden beri hazımsızlığım geçti şükür. Fakat öncesinde entelektüel görünmeye çalıştığıma dair çokça yoruma maruz kaldım. Hatta kitapları neden kitaplığa koyduğum, okuduğum kitapları insanlara göstererek hava mı atmaya çalıştığım bile söylenmişti. Hülasa kitap okumayan ya da düzensiz kitap okuyan insanlar kitap okumanın temel ihtiyaç olduğunu anlayamazlar. Zaten anlatma çabasından da vazgeçtim artık... Uzun bir iç döküştü, anlatasım varmış, gerekli ortamı sağladığınız için teşekkürler:)
Eklemek istediğim birkaç şey daha var:
benzer hatta belki de aynı şeyler:
Okuduğu kitaplarla birlikte yükselen kibrini sadece buraya akıtabilme imkanı bulan insanlar gerçek yaşamlarında süt dökmüş kuzuya dönüşüyorlar. Çoğu kişi sadece klavye arkasından atıp tutma özelliğine sahip. Çünkü birçok kişinin çevresinde de okuyan çok yok. Hal böyleyken de okuduğu kitabı onlara anlatsa gösterse ne göstermese ne.
Bazen görüyorum ki bu okurlar kitapları yazmış gibi davranıyorlar. Yazarı olsa kitabı bu kadar sahiplenmez. En çok onlar bilir en çok onlar sever ve en iyi onlar okumuştur. Peki ya anlat desen? İşte o zaman ortaya kitabın özeti çıkar o da en iyi ihtimalle. Kitapla ilgili ne düşündün kafanda ne kurdun neyi analiz ettin ortaya neyi koyabilirsin vs. sorularına verilecek bir cevap bulamaz. Ama en iyi o okumuştur. Siteyi artık pek kale aldığım söylenemez ancak ister istemez gözümüze sokuluyor.
Kesinlikle katılıyorum. Son zamanlarda sitede çok zaman geçirmiyor olsam da benim gözüme yine de takilmayi başaran bir konu olduğu için bir şeyler yapmak istemiştim, yorumunuz da güzel bir katkı oldu.
Farklı bir bakış açısı ile bir yorum da ben katayım:
Burada çok fazla kitap okumaktan kastımız çok bilgili olmak. Peki bilgi sadece kitaptan mı öğrenilir? Bunu anlamak lazım önce. Bu, bilgiçlik tasmalamanın hangi alanda konuşulduğuna göre değişir bence.
Yanılan nokta şu kitaptan yani bilgiden kastımız bilim ve tarih vb. gibi türlerse bu alanlarda yüzlerce kitap okumuşsa ve karşısındaki hiç kitap okumamış ise ve hala "ben biliyorum" diyorsa bırakında bilgiçlik taslasın. Çünkü hiç kitap okumadan bilimi ve tarihi kendi kendine iyi öğrenme ihtimali imkansız gibi bir şey.
Ama konu edebiyat ve roman gibi alanlar olunca kimin daha bilgili olduğunu bilemeyiz bence. Yani hayat çok garip; bir insan 1000 kitap okur ama başka bir insanın başından öyle bir olay geçer ki hayat ona 1000 kitap okuyandan daha fazla şey öğretir. Hayatında hiç kitap okumamış bir çoban 1000 kitap okuyandan daha bilgili de olabilir. Yani bu kişinin düşünmeye ne kadar çok zaman ayırdığına, zekasına, hayal gücüne ve gözlem yetenegine göre değişir. Ama işte insanın bu gerçeği kabullenmesi kolay olmuyor. Bu iki insan karşılıklı tartıştıklarında çok fazla kitap okuyan diğerini kelimelerle de ezebilir. Ama bu onun da daha fazla bilgili olduğu anlamına da gelmez. Belki düşündüklerini anlatamıyordur. Nasıl anlatacağını bilmiyordur. Hayatı boyunca çok iyi gözlem yapıp, çok düşünmüş, beyninde fırtınalar kopan ama hayatı boyunca çok az konuşan bir insan olabilir. Böyle birinden düşündüklerini iyi ifade edebilmesini bekleyemezsin belki de..
Mesela şu adama kibir yakışıyor :D
youtu.be/nYCKhZX0Qe0
Ben de sayı odaklı okumanın okunulan kitabın sindirilme sürecini yok ettiğini düşünüyorum. Bundan 4 sene önce siteye ilk geldiğim üye olduğum zamanlar sayı odaklı okumaya başlamıştım fark etmeden daha sonra uygulamaya girmemeye başladığım dönemde geçen seneye tekabül ediyor 4-5 kitap okudum sanırım ve diğer zamanlardaki okumalardan daha fazla etki etti bende belki de kitaptan dolayıdır ama bu uygulamanın birçok yararı olduğu gibi insanı bir hıza sürüklediğini bunun da zararı olduğunu düşünüyorum. Sindirilme sürecini es geçmek kopya düşünceler olarak dönüyor bize.
1 önceki yanıtı göster
Katılıyorum. Bunu fark ettiğiniz anda okuma pratiğinizi değiştirmeniz de çok bilinçli bir davranış.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.