Geri bildiriminiz için çok teşeķkür ederim, Seyit Bey. Hakikatten de düşünüyorum da, P. Neruda çok yerinde bir söz söylemiş. Margaret George'unda harika bir sözü vardır. Hatta Truvalı Helen'de, alıntı olarak paylaşmıştım. " Eğer ulaşmak kolay olsaydı, yolun sonundaki ödül değerini yetirebilirdi. " diye. Eğer insanoğlu emel ve arzularına çok çabuk kavuşsaydı, bir anlamı kalır mıydı o emel ve arzunun. Oysa ki o isteği anlamlı ve değerli kılan, uğrunda çekilen sıkıntı ve acılarmış. Kafka'nın bu okuduğum ikinci kitabı olsa da, sanırım biraz da olsa hayata karşı duruşunu ve hissettiklerini kavrayabildim. Her şeyden önce, yazdıkları çok derin bir anlam ifade etmekte. Kalemini o kadar ustaca kullanmış ki, zannedersiniz tek gayesi Milena'ya kavuşmak. Ama değil! Eğer ben yanlış anlamadıysam, yazmak eylemidir Kafka'yı mutlu kılan. Çünkü ben, " Olayların gidişatı sınırlarımı zorladığı ve seyrine müdahale edemediğim zamanlarda o zaman aklımdakileri dışarı vurmak adına, kalemi kâğıdı alır hissettiklerimi bir bir kâğıda aktarırım. Geriye ne gam kalır, ne tasa. Bir çeşit rahatlama terapisi bana göre. Ne kadar doğru ve yerinde bir karardır, bilemiyorum ama Kafka'nın mektuplarını okudukça, üzerimde bu etkiyi bıraktı. Her ne kadar Milena'nın mektuplar karşısında hissettiklerini öğrenemeyecek olsakta, çünkü mektuplar sadece Kafka'ya ait olanlardan oluşmaktadır. Sevgiyle kalın...