Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

195 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
ÇÜŞ ORHAN ÇÜŞ!!! Çüş, hatta yuh veya oha ama Murat Bardakçı’nın dediğinin tam tersi manasında, her kitabında aklındaki düşünceleri, görüşleri yazmaya cesaret ettiğin ve 301’den yargılanmana rağmen hala cesaretinle olanı olduğu gibi bu kitabında yazdığın için, hakaret seviyesinde gelen eleştirilere edebiyatınla cevap verdiğin için ve her bir kesimi dışarıdan değil de kendi içlerinden betimlediğin için. Murat Bardakçı’nın “Çüş Orhan Çüş” başlıklı yazısından çıktığı gün haberim vardı ama sırf kitap hakkında olumlu veya olumsuz önyargım oluşmasın diye okumamış, kitabı okuduktan sonra okumaya karar vermiştim, kitabı okuduğumda da bir paragraf ( #13048815 ) dikkatimi çekti ve yazıyı hemen okumak istediğimde aynı paragraf olduğunu gördüm. Şimdi paragraf hoş bir paragraf değil, okuyunca insanı rahatsız ediyor ama maalesef ki paragrafta yazanlar ülkemizin gerçekleri (sadece ülkemizin değil insanlığın gerçekleri). Murat Bardakçı acaba neden vakıf olaylarında, bebek olaylarında, hayvana tecavüz olaylarında, damacana olaylarında konuşmayıp ya da yazmayıp herkesin yüklendiği bir isme yüklenme cesaretini gösteriyor anlamadım (anladım). Kitabın daha doğrusu Orhan Pamuk’un bir başka tepki gören başka yazımı da tarihten, Osmanlı fetihlerinden bahsederken yağmaladıkları her şey için “ganimet” kelimesini kullanmayıp “yağmalama” kelimesini kullanmasıdır ama doğrudur ki bunlar ganimet değil baştan sona yağmalamadır. Kırmızı Saçlı Kadın, diğer tüm Orhan Pamuk kitapları gibi içinde bir sanatı ve zanaatı barındırıyor, bu eserinde de karakterimiz Cem yazar olmak isterken bir kuyucu ustasının yanında çıraklığa başlıyor ve kitabın başlarında zorlu bir arazide su bulmaya çalışmalarını anlatıyor, bazı arkadaşlara göre bu sayfalar sıkıcı olmuş, kendisini okutmayı zorlatmış diyorlar ama benim için bu sayfaları okuma hissi mükemmeldi, kuyuculuğun tüm inceliklerinin anlatılması, betimlenmesi olsun, Cem’in ustası ile birbirine yakınlaşması, Mahmut Usta’nın çırağına hem babalık hem de ustalık yapması olsun, Cem’in ilk aşkı, ilk deneyimi ve ilk heyecanını olsun okumak büyük bir keyifti. Bazı arkadaşlar da kitabı genel olarak Kürk Mantolu Madonna’ya benzetmişler, iki tane nesne obje haricinde kitabın birbirine çağrışım yapacak hiçbir şeyleri yok sadece biraz fazla benzetmeye istedikleri için ve kahve kokulu Kürk Mantolu Madonna’ya her an ulaşmak istediklerinden olsa gerek diye düşünüyorum. Kitabın sayfa sayısı fazla olmadığı ve dili de diğer Pamuk kitaplarına göre daha kolay olduğu için okuma süresinin kısa olduğu bir kitap, kitap aralarda efsanelere, şiirlere, resim sanatına ve tiyatro oyunlarına gönderme yaptığı için ya bu sayfalarda biraz sıkılabilir ya da kitaba daha çok bağlanabilirsiniz ama Pamuk’un kalemi sayesinde aslında hiç sıkıcı olmuyor, bazı incelemelerde de kitap için Yeşilçam filmleri tarzında bir kitap denilmiş bu kanıya hangi sonuç hangi tespitle geldiler anlayamadım hiç, hangi Yeşilçam filmimizde bu tarz bir senaryo var onu da çok merak ediyorum… Roman içinde anlayamadığım tek yer gerçek manada da bir yer, Öngören denilen yerin kurgu bir yer olduğu bariz çok belli ama Orhan Pamuk nereyi düşünüp nerenin civarında bu yeri yazmış hiç anlayamadım, kitabın başlarında anladım derken kitabın sonlarında kafam daha çok karıştı. Kitabın başında Küçükçekmece’nin ilerisi ve askeriye yakını derken Halkalı civarı aklıma geldi ama yürüme mesafesi için yine de İstasyon Meydanı’na çok uzak ama bir de Büyükçekmece gölü deniliyor ve çok alakasız yerler. Sürekli Sirkeci tren hattına yürüme mesafesi olduğu için Cem’in yürüyerek gitmesi, yakınında da mezarlık olduğu için Kanarya ve Soğuksu civarı olduğunu da düşündüm ama kitabın sonunda da Silivri Cezaevi’ne 5 km yakınında kuyu açılmıştı denilince her şey tamamen alt üst oldu, ya Orhan Pamuk bilerek böyle bir şeyi gerek görmüş (bence çok gereksiz) ya da maalesef bu kısmı gerçekten de tutarsız yazmış ve yazar da Orhan Pamuk olunca, bir İstanbul yazarı olunca böyle bir hata yapacağını düşünmüyorum çok basit bir hata çünkü. Kitap az sayfa sayısına rağmen çok güzel bir kitap, hatta denildiği gibi insanın kalp ritmi ile oynayan, atışları hızlandıran ve yavaşlatan bir kitap ve finali ayrı güzeldi ve okuyacak arkadaşlar kitap bittikten sonra sizlere tavsiyem ilk ve son cümleyi tekrardan okuyun.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,2bin okunma
··
1.697 görüntüleme
Zeki okurunun profil resmi
Öncelikle yorumuzu beğendiğimi söylemeliyim fakat bir noktayı düzeltmeden geçemeyeceğim; Ganimet ve yağma birbirinden tamamiyle ayrı 2 kavram. TDK' da aynı eylemin sonucu olarak açıklanmış fakat ganimet Arapça ve İslami bir terim. Arapça'da yağma "nehibe" kelimesidir, İslam'ın savaşan müslümanlara tanıdığı belirli şartlara bağlı ve sınırlamalarla dolu bir haktır. Enfal suresi'nde şartları belirtilmiştir. İslam'da ganimet ele geçirenin olmaz, savaş sonrası tüm mal taşınmaz, mücevher kaydı tutularak sayılır 1/5'i devlet hazinesine kalan 1/4 de öncelikle savaş sonrası hayat idamesi zorlaşmış olan(sakat kalan) gaziler başta olmak üzere asker arasında paylaştırılır. Kayıtları mevcuttur afaki konuşuyorum sanılmasın. Orhan Pamuk yağma diyor diye yağma olmuyor fakat büyük yazarlar aynı zaman da kanaat önderleri gibidirler. Çok fazla insana ulaşıp çok fazla fikri değiştirebilirler, Yanlış değişimler büyük sonuçlar doğurabilir. Bu kalemin kılıçtan keskinliğinin kanıtı zaten. Şahsi görüşüm bu imtiyazın Türkiye'de bir çok yazar tarafından istismar edilerek özellikle islami düşünce tarzının dejenerasyonunda etkin şekilde kullanılmakta olduğu yönünde. Elif Şafak'ın "Aşk"ı da en güzel örneklerden. Mevlevi dergahlarından çok fazla tepki aldığında "kalem benim kağıt benim" vari şeylerle karşılık vermişti. Tepkim bunadır.
mithrandir21 okurunun profil resmi
Beğendiğiniz için teşekkür ederim ama düzelttiğiniz kısımı zaten iki farklı kavram olduğu için yazmıştım. Ganimet ve yağmanın aslında pek de kelime manalarını konuşmaya gerek yok, İslam'da ganimet vardır ama yağma yoktur, onun için de ayetler inerken müslümanlar saldırı savaşı değil savunma savaşı yapıyorlardı ve yağma olmayıp alınan her bir şeyin ganimet olması da çok normaldir ama Osmanlı saldırı savaşı yaptığı için ele alınan şeyler ganimetten çok yağma olduğu bariz bellidir, bence her şey saldırı ve savunma savaşı olarak düşünülünce açıklığa kavuşuyor. Gerek Elif Şafak'ın Aşk kitabında olsun gerekse de Orhan Pamuk Kara Kitap'ta olsun İslam'a hiçbir şekilde dil uzatmıyorlar, sadece İslam sanılan tasavvufa, mevleviliğe haklı olarak laf ediyorlar.
3 sonraki yanıtı göster
Ayşe* okurunun profil resmi
Uğur incelemen kitaptan daha iyi olmuş :) ama ben bu kitabı okuduğumda sofradan doymadan kalktığımı hissettim. Ben sanırım Orhan Pamuk kitaplarını ayrıca özenli okuduğum için yazara karşı biraz duygusal davranıp pek objektif olamıyorum. Bu kitabı rafta gördüğüm an, oha Orhan Pamuk bu kitabı bana yazmış olmalı (benim saçlar kırmızı) deyip çocuk gibi sevinmiştim. Hikayenin yeşilçam romantizmi olduğu yazılmış bir iki yorumda, Masumiyet müzesi de öyleydi fakat 500 küsür sayfayı soluksuz okumuştuk. Evet değindiği toplumsal konular yine tam olarak ülkemizi anlatıyor fakat ben karakterlerin daha derinlemesine işlenmesi taraftarıyım ki Orhan Pamuk bu işin ustalarındandır. Bu kitapta bence karakterler biraz yüzeyde kalmış, sanırım ben o yüzden sevemedim, yani daha büyük bi beklentim vardı bu kitap için. Beklediğimi bulamadım. Kalemine sağlık.
mithrandir21 okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Ayşe, Pamuk'un diğer kitaplarına göre belki biraz daha aşağıda kalabilir ama kendi başına bence çok güzel roman. Beğenmedim diyemiyorum ben çünkü gerçekten beğendim ve bir de OP ile ilk tanıştığım zamanlar hediye gelmesinin de etkisi çok büyük. Yeni romanını dört gözle bekliyorum.
4 sonraki yanıtı göster
Metin T. okurunun profil resmi
Çok güzel bir yorum. Bir çok yönden size tamamen katılıyorum.Hiçbir Yeşilçam filmiyle uzaktan yakından alakası yok. Bir kere anlatım mantığı daha önce hiçbir yazar tarafından kullanılmamış bir eser, hangi filme benzeyebilir ki? Saçma. K.M.Madona'yla benzelik mi? Zırva. Bu adam, romanda, kurgu ve içeriği harmanlama bakımından, dünya ustalarından biri olarak kabul ediliyor... İşte sırf bu yüzden, ona sanki bir eleştiriymiş gibi yapılan hakaretler, yazı ve söz sahibinin ayıbı olarak, yazı sahibini değersizleştiren bir dezavantaja dönüşüyor. Onlar söyledikleri söze dönüştükçe, Orhan Pamuk ışıldıyor. Kaleminize sağlık. Sağlıcakla
mithrandir21 okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, yazmayıp da içimde olanları siz yazmışsınız. İnsanlar eleştiri yapıyorlar ama aslında eleştirisinin farkında değiller, daha kötü olanlar da bu saçma eleştirileri yapanların bir kısmının ülkede tanınmış kişi olmaları.
Özlem Temana okurunun profil resmi
Ne büyü saçmalamış Murat Bardakçı ya... bir paragrafı kitaptan bağımsız kılarak öyle gazete taşımak zaten yanlış
mithrandir21 okurunun profil resmi
Sadece bu konu için de değil ki, birçok konuda kendisinin bolca saçmalıkları mevcut zaten.
meryem okurunun profil resmi
Bu kitabı okuyunca Orhan Pamuk' un, Murakami'nin Sahilde Kafka kitabından esinlendiğini düşündüm. Sahilde Kafka daki Oidipus kehaneti bu kitapta da yer alıyor hatta kitabın çıkış noktası. Pamuk, batının kehaneti olan Oidipus ile doğunun kehaneti olan Rüstem ve Sührab'ı sentezlemiş.
mithrandir21 okurunun profil resmi
Çüş Orhan çüş, bunlar hep senin kitabın yüzünden oluyor(!) mynet.com/haber/yasam/man...
NigRa okurunun profil resmi
Yeşilçama benzetme sebepleri baş karakterin babasının - kendisinin ve kırmızı saçlı kadının arasındaki ilişki ve sonunda adamın yıllardır unutamadığı kadından çocuğunun olduğunu öğrenmesi kısımları olabilir. Aslında kitapta da O.P diyor ya Topkapı Sarayı'ndaki kadınla sohbet kisminda efsaneler Yeşilçam'a uyarlandı acayip tuttu diye. :) Ama Kürk Mantolu Madonna ne alakaysa...
Dobby | Q okurunun profil resmi
Merhaba, saniyeler önce kitabı bitirdim zira kitabı bitirdikten sonra aklımda şu soru kaldı; neden Kırmızı Saçlı Kadın, oğlu Enver'i Serhat diye tanıtıp, Cem'e rehberlik etsin diye gönderiyor? Bir tek bunu anlamadım, ve kitabın sonu dışında da kitabı beğendiğimi söyleyebilirim. :/
mithrandir21 okurunun profil resmi
Nasıl desem bilmiyorum ama sanırım kitabın ana konusunu kaçırmışsınız, aslında Orhan Pamuk da ilk sayfalardan itibaren sorunuzun cevabını açıklıyor, tabir-i caizse "Okur, finalde böyle bir şey yapacağım hazırlıklı ol diyor". Zevkler tabii değişir ama ben finalini çok beğenmiştim.
4 sonraki yanıtı göster
Ömer Faruk Şeker okurunun profil resmi
Bir kadın ancak bu kadar aşağılanabilir.Eşi eski eşinin kardeşi,sevgilisi de eski sevgililerinden birinin oğlu, diğerinin çırağı olan bir kadın kurgusu yapan zihniyet hakkında ne düşünebilir ki insan.Babasını öldürüp annesinden çocuğu olan bir kurgu OKUMAYIN ZAMAN VE AHLAK KAYBI
mithrandir21 okurunun profil resmi
Sonra hepsi uşağa
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.