Gönderi

Şurası gerçek ki her şeyde rahattım, ama hiçbir şeyden de hoşnut değildim. Her haz bir başka hazzı aratıyordu bana. Eğlentiden eğlentiye koşuyordum. Gecelerce dans ettiğim oluyordu, varlıkların ve yaşamın gittikçe delisi olarak. Kimi zaman, dansın, hafif alkolün, köpürüşümün, herkesi hoyratça bırakışımın beni hem yorgun, hem doygun bir coşku içine attığı o gecelerde geç vakit, yorgunluğun son noktasında ve bir saniyelik bir zaman içinde, varlıkların ve dünyanın gizemini sonunda anladığım duygusuna kapılıyorum. Ama ertesi gün yorgunluk yok oluyor, onunla birlikte gizem de uçup gidiyordu; yeniden atılıyordum ortaya. Böylece koşup duruyordum, her zaman dolu, ama hiçbir zaman doymamış biçimde, nerede duracağımı bilmeden, ta ki müziğin durduğu, ışıkların söndüğü güne, daha doğrusu geceye kadar.
Sayfa 27
·
299 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.