Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

339 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Kitabı ilk okumaya başladığımda şöyle bir paylaşımda bulunmuştum : “Bu kitabı ben nasıl okuyacağım ki, her okuduğum paragrafta bir şeyler paylaşma hissi yaşatıyor, çevreme bakıyorum, kimle paylaşacağım ki kim beni anlayacak... Heyecanla bir iki deneme yapıyorum, tık yok... İnsanın içinde bir coşku uyandıracak bir düşünce fırtınası başlatacak bir kitabı bitirmek olmaz herhalde, bitmez değil mi böyle bir kitap... Tekrar tekrar okunur, evet okunur; eskimez de böyle bir kitap... Aynı zamanda utandırır böyle bir kitap, adamlıktan soğutur, sorgulatır, şimdiye kadar neredeydin dedirtir; suç ve cezayı çocukluğunda okuyan bir düşünürün düşünceleri karşısına ne yüzle suç ve cezayı bu yaşıma kadar okumadan çıkıyorum öz eleştirisini yaptırır.” Evet, o gün dediğim gibi adamlıktan soğutur, utandırır derken kendi çapında bir adam olarak yazıyorum. Ülkenin her ferdine, ya da her insana -evrensel bir kitaptır- hitap ettiği kadar asıl hedefte aydınlar vardır, söz de aydınlar. Halen de öyledir. Düşünmek yerine hazırı alıp kullanırlar, o yüzden olamıyorlar, ham kalıyorlar. O yüzden kabuğumuzu kıramıyoruz. Bir ansiklopedi adeta “Bu ülke” kitap olarak, okunup bitirmek bu kitabı teknik olarak söylenir, bitmez ki, adam yemiş yutmuş. Onları benim gibilerin sindirebilmesi için, bir kere çok araştırması gerekir. Her araştırma yeni okuma demek, her okuma yeni okumalara yelken açmak demek. Bitmez… Ne güzel söylüyor okumakla ilgili üstat: "Okuduğunu tahlil etmeyen, daha önce okuduklarıyla karşılaştırmayan, her an kendi kafasını kullanmayan zekâsını mahveder. Okumak, sayfanın bütününü, cümleleri, kelimeleri anlamaktır. Dikkat gevşeyince gölge düşünceler kalır kafada. Çabuk okuyan dikkatini teksif edemez." Kitabın son bölümünde basında çıkanlardan birkaç pasaj var. Muhittin Nalbantoğlu demiş ki : “Bazen öyle eserler vardır ki, onları her Türk aydınına adeta zorla okutmak mecburiyeti konmalıdır Sayın üstadımızın eserleri bu bakımdan en baş sırayı alabilecek kıvamda eserlerden meydana gelmektedir. Ancak, bir cümleyi belli bir saatte yazdığını tahmin ettiğimiz Cemil Meriç Beyin eserinden de, o nispette faydalanmak için, yine her cümlenin üzerinde derin derin düşünerek, o cümlenin mânasını yeniden keşfetmeye ve anlamaya çalışarak okumak lazımdır. Bazen bir sahife yazı, hattâ bir cümle, bir adamın hayatının akışını değiştirir. Üstadımızın son yayımlanan dört büyük eseri de bu kabil eserlerdendir..." Kitap bir ansiklopedi olduğu kadarıyla Cemil Meriç’in Entelektüel Biyografisiyle, Üstadın aforizmaları diyebileceğimiz Fildişi Kuleden ve Baki Kalan bölümleriyle çok değerlidir. Çözümlenmesi için düşünülmesi gereken özdeyişlerdir. Ve Kanaviçe, isim bile ne kadar manalı. Kanaviçedeki indeksi araştırmak ve sonra araştırdığın bölüme denk gelen yeri tekrar okumak… Bitmez… Yine kitabın sonunda basında çıkanlardan alın size mükemmel final. Alev Alat’lı Nisan 1984 yazdığına göre ve anlatısına geçenlerde diye başladığına göre olay da o tarihlerde olmuş demektir. Aktarıyorum: “Geçenlerde bir dostuma Bu Ülke'yi gösterdim: Yayınevinin adını (Ötüken) görünce kapağım bile açmadı. Nedir bu kadar korkutan?... Ben, demokrat olma çabası içindeyim, diyordu kapağı açmayan.” ............. Buna benzer bir durumu ben de yaşamıştım. Bu kafalarla ne olacak ki, Alev hanımın verdiği örneğin tersi de geçerlidir. Üniversite öğrenciyken; Fakültede hiç unutmam, Edebiyat dersinde Nazım Hikmet’in kitaplarını aldığımı söylediğimde, bir linç edilmediğim kalmıştı; solcu, sosyalist değilim lakin kısır dünyamda okumak istemiştim. Ben karar vermek istemiştim, şimdi de öyledir. ................... Devam etmiş Alev hanım: “... Fırtınasının önüne kattı, savurdu, tartakladı, tahrik etti, meydan okudu Meriç. 'Arkamdan geleceksen, kiminle yola çıktığım bil' diyor, ‘ama yol dikenlidir, ama hazırlıksızsın, ama alışageldiğin sistematiği yok yazıların' ... 'Yazar, düşüncesini yardım olsun diye sunmaz. Bir mükâfattır bu. Lâyık mısınız, değil misiniz? Anlamak ister' diyorsun. Sözde kibrini 'Kanaviçe' yadsıyor, üşenmeden sıraladığı referanslar yadsıyor. Dip notlan kendisine saklayıp, fetva vermek de vardı. Bundan dolayıdır ki kitabından, ışığından, yani senden korkmuyorum. İnsanları sevmesen yazmazdın.” Yaa Ne güzel söyledi Alev hanım “İnsanları sevmesen yazmazdın.” Alın okuyun, değişmek için okuyun derim. Üstat tahrip değil birleştirmektir bu kavga diyor, buyurun siz okuyun : “Münakaşa eden iki insan, aynı graniti yontan iki heykeltıraş, hakikati arayan iki yol arkadaşı. Hedefi, tahrip değil, terkiptir bu kavganın. Mağlubun muzaffer olduğu tek yarış. Yanıldığını kabul etmek, yeni bir hakikatin fethiyle zenginleşmektir: parçadan bütüne, karanlıktan aydınlığa geçiş.”
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821bin okunma
··
2 artı 1'leme
·
10,4bin görüntüleme
Metin T. okurunun profil resmi
İlk defa kavramlaştıran A.Hamdi Tanpınar'dır. Başına gelenleri mükemmel tanımlar: Sükut Suikastı. Ne övmek ne yermek, sanki görülmez, duyulmazmış gibi. Yokmuş gibi davranmak. Kendinden olmayana, kendisi gibi düşünmeyene bunu yaptı bizim "aydınlar" A.H.Tanpınar'ı, Oğuz Atay'ı, Sabri Ülgener'i, Nurettin Topçu'yu, Sezai Karakoç'u, Cemil Meriç'i, daha nicelerini, görmediler. Kendilerinin istedikleri okunurken, bunların esameleri okunmadı. Orhan Pamuk'a yapmaya çalıştılar sükut suikastlarını. Olmadı, kalmadı güçleri artık. İnternet aldı güçlerini. Azizim güzel yorumunuzu okuyunca, A.Alatlı'nın dedikleri bunları getirdi aklıma. Kaleminize sağlık.
ihtiyar okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. "Sükut suikastları" niçin yapıldı? Bilinçsizce yapılan bir şey miydi? Ya da niçin?
3 sonraki yanıtı göster
Sühan okurunun profil resmi
Bazı arkadaşların degerlendirmeleri o kadar güzel ki edebiyat eleştirmenleri bu uygulamayı takip etmeli yollarını aydınlatmalılar diye düşünüyorum.Tebrikler..
Biri-kim okurunun profil resmi
Görüşlerinize katılıyorum. Bence liselerde ders kitabı olarak okutulması gerekir. Gerçi biz öğrencilerle BU ÜLKE okuması yapıyoruz. Hakikaten daha ilk sayfadan itibaren engin bir birikimle, coşkun bir lirizmle karşılaşıyorsunuz. Bazen Himalaya'ya tırmanıyorsunuz. Eee nefesiniz kesiliyor ya, artık olacak o kadar...
Şule Yıldız okurunun profil resmi
Bu kitaba dair okuduğum en güzel incelemelerden, yorumlardan biri oldu bu. Kaleminize sağlık 🌱🙏
potasyum okurunun profil resmi
Tekrar tekrar okunur, evet okunur; eskimez de böyle bir kitap... Aynı zamanda utandırır böyle bir kitap, adamlıktan soğutur, sorgulatır....
Mona Roza okurunun profil resmi
Harika bir değerlendirme yazısı olmuş. Paylaşımın tümü harika fakat ben izninizle “Bu kitap aydınlara zorunlu okutulmalı”kısmını kırmızı kalemle çiziyorum. Ve Tebrik ediyorum.
ihtiyar okurunun profil resmi
Teşekkürler. İyi okumalar dilerim.
Biri-kim okurunun profil resmi
Ahmet Kabaklı, Bu Ülke için: “Okumak yetmez, kabilse ezberlenmeli.” Demiştir.
Abdulhakim okurunun profil resmi
Sancar C.
Sancar C.
1000 tane konu için kısa geldi gözüme. "Dostoyevski iyidir, Nabakov az saçmalar ama gene iyidir, Gogol zaten şöyledir..." Şeklinde olması lazım ki sığsın.
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.