“Ümit mi? Ümit en son kötülüktür!” Nietzsche adeta haykırmıştı. “İnsanca, Pek İnsanca adlı kitabımda ileri sürdüğüm gibi, Pandora’nın kutusu açılıp, Zeus’un içinde sakladığı bütün kötülükler dünyaya saçıldığı zaman, orada son bir kötülük kaldığından kimsenin haberi olmamıştı: Ümit. O zamandan beri, yanlışlıkla kutuyu ve içindeki ümidi iyi şans olarak yorumladık. Fakat Zeus’un arzusunun, insanların kendilerini işkenceye teslim etmeleri olduğunu unuttuk. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır.”
Bahman’ın dediği gibi; “Bir atın umudu yoktur. Onu, sırtında şakıyan kamçının umutsuzluğu yürütür. Bizim hikayemiz de biraz böyle.” İnsan bazen, sadece o sırtında şakıyan kamçının sesiyle devam eder yaşamaya ve işkencelerine...
İnsanlardan bir şey ummak kötüdür. Nietzsche, bu açıdan haklıdır lakin ben inancımın gereği olarak her şeyi Allah'tan isterim, ona güvenirim, ondan umarım. Ümidimin çekirdekleri inancımda filizlenir. Benim inancıma göre, ifadesini özellikle vurguladım. Dikkatinizi çekmek istiyorum. Çünkü herkesin inancı kendinedir.