Dinsel ideolojik hegemonyanın yoğunlaşması, ona karşı ve ondan yana ideolojik savaşımı hızlandırdı. Ortalıkta kader, kaza, tevekkül, sabır, inşallah maşallah, hamdolsun, Allah'a emanet ol, işin doğası, fıtratı, riski gibi sözler cirit atmakta. Her insanın yaratılışıyla birlikte, önceden saptanmış yaşam süresinin sonunu belirten bir yazgı olarak "ecel" inancı da bunlardan biridir. Hangi çağda? Dünyanın hemen her ülkesinde, çeşitli nedenlerle yüreği duran kimselerin (inançlara, yakarmalara değil) bilimsel bilgilere ve teknikiere başvurularak yaşama geri döndürüldüklerine tanık olunan bilim ve ileri teknoloji çağında! Böyle bilgilerin bilinmediği, böyle teknolojinin bulunmadığı zamanlarda, toplumlarda, durumlarda sonuç, yazgının, ecelin değil olanaksızlığın ürünüdür. Olanakların bulunduğu koşullarda kalp masajı vb tekniklerle yaşama döndürülen bir gencin, bir çocuğun ecelini, yazgısını Allah'ın önlediğini mi kabul edeceğiz? O zaman bilimin, doktorların adını bile anmadan "Allah'a şükür!" mü diyeceğiz?