Gönderi

Japonya’nın kültürel değerleri kendi özünde toplumun refahı üzerine derin ve değişmez biçimde odaklanmıştır. Japon-tarzı işkoliklik Batı’daki muadilinden çok daha farklı bir kalıptan çıkmadır. Geleneksel Japon iş ahlakı - “senyu koraku [önce mücadele, sonra eğlence]”- Japonya’ya özgü kolektivist değerler sistemi dahilinde düzenlenmiştir. Sıkı çalışma ve verimlilik, bireyci ülkelerde olduğu gibi sadece kişinin ailesinin ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayan bir araç değil, kişinin “kabile”sini iyileştirmesi yönündeki yurttaşlık yükümlülüğüdür. Amerika Birleşik Devletleri’nde, uzun saatler boyunca sıkı çalışmak geleneksel olarak erkeklikle bağdaştırılmıştır. Bunlar aileye ekmek getiren kişinin tutkusu ve sorumluluğudur. Japonya’da bu çabaların vatanseverlik boyutu da vardır. Japonya’ya özgü kolektivizm, bir topluluğa adanmaya odaklanmıştır. Birçok işçi için bu topluluklardan en önemlisi tabii ki çalıştıkları şirketleridir. Bireycilik, kişisel başarısı tüm şirketin refahı ile ölçülen Japon çalışan için yabancı bir kavramdır. Topluluğa sadakat ve bağlılık Japonya’da bir seçenek değil, mecburiyettir. Roman yazarı Yukio Mishima “Güneş ve Çelik” adlı denemesinde bu kolektivist kimliklerin yoğunluğunu ele almaya çalışmıştır
Zamanın Coğrafyası
Zamanın Coğrafyası
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.