Gönderi

Kendi enerjimizle evrenin enerjisi daima birlikte akış halindedir ama öngörülemezlik durumuna karşı pek tahammülümüz yoktur; kendimizi ve dünyayı her zaman yepyeni, heyecan verici ve pürüzsüz bir durum olarak görme becerimiz de çok düşüktür. Huzursuzluğumuzun kaynağı, erişilmesi mümkün olmayan sabit bir kesinliğe, emniyete ve tutunacak somut bir şeye dair bir istek duymamızdır. Bilinçsizce doğru işi, doğru partneri, herhangi doğru bir şeyi bulursak hayatımızın pürüzsüzce ilerleyeceğini düşünürüz. Beklenmedik ya da hoşlanmadığımız bir şey meydana geldiğinde, bir şeyin ters gittiğini düşünürüz. Ruh hallerimizin, sağlığımızın, havanın, dışımızda gelişen olayların -iyi ya da kötü- gelgitini tam anlamıyla deneyimlememiz için asla teşvik görmeyiz. Bunun yerine, her türlü acıdan kaçınmaya ve sürekli olarak rahatlama aramaya dair korku dolu ve dar açılı bir kalıba saplanıp kalırız. Evrensel ikilem de budur zaten.
·
200 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.